İzmir Dikili’de, İlçe Jandarma Komutanlığı trafik timi tarafından yapılan kontrollerde 0,77 promil alkollü olduğu gerekçesiyle bin 679 TL idari para cezası ile cezalandırılan kişinin sürücü belgesine iki yıl süreyle el konuldu.
Sürücü, cezaya karşı Dikili Sulh Ceza Hâkimliğine sunduğu itiraz dilekçesinde trafik denetimi sırasında yapılan ölçümün hatalı olduğunu, ölçümü kabul etmeyerek tekrar ölçüm yapılmasını istemesine rağmen bunun kabul edilmediğini belirtti.
Alkollü olmadığını görevlilere bildirmesine karşın kendisine idari para cezası uygulandığını, bunun üzerine kendi imkanlarıyla hastaneye başvurarak ölçüm yaptırmak istediğini ifade eden sürücü, ancak hastanenin, "İzmir Valiliğinin ölçümün yapıldığı tarih itibarıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş 16 Ekim 2017 tarihli ve 64443 sayılı genelgesini" dayanak göstererek ölçüm yapmadığını kaydetti.
Sulh Ceza Hakimliği, "Hak arama hürriyetinin hukuka aykırı işlem ile sınırlandı" dedi
İtirazı inceleyen Sulh Ceza Hakimliği, mevzuatta kişinin kendi imkanlarıyla sağlık kuruluşuna başvurmasını engelleyen bir düzenleme bulunmadığını, başvurucunun "görevlilerce yapılan alkol ölçümünün doğru olmadığı gibi yasal sınırlar üzerinde alkollü de olmadığı" yönündeki iddiasını ispatlama imkanının Valilik genelgesiyle ortadan kaldırıldığını belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesindeki savunma hakkının ve Anayasa'nın 36. maddesinde yer alan hak arama hürriyetinin hukuka aykırı işlemle sınırlandığını, görevli memurlarca yapılan ölçüm sonucu esas alınmak suretiyle tesis edilen itiraz konusu işlemde de hukuka uygunluk bulunmadığına karar verdi. Hakimlik, bu nedenlerle itirazı kabul ederek, idari yaptırımların kaldırılmasına hükmetti.
Komutanlık itiraz etti
Hakimlik kararına karşı Komutanlık tarafından itirazda bulunuldu. Bergama Sulh Ceza Hakimliği itirazı kabul etti. Başvurucu, nihai kararı öğrendikten sonra Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak, yeniden ölçüm yapılmamasıyla kendini ispatlama olanağının fiilen elinden alındığını, mahkemeye itiraz etmesinin etkin savunma hakkı sağlamadığını, Valilik genelgesi gerekçe gösterilerek lehe delil toplama imkânlarından yararlandırılmadığını, böylece adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.
Anayasa Mahkemesi, "silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği"ne hükmetti
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, başvurucunun, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bergama Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmesine de hükmedildi.
"Alkollü olmadığı yönündeki iddiasını ispatlama imkanı ortadan kaldırıldı"
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, başvurucuya isnat edilen alkollü araç kullanma eyleminin, kolluk görevlileri tarafından düzenlenen tutanağa dayanılarak delillendirildiği belirtildi.
Hakimliğin, başvurucunun görevlilerin alkol ölçümünün doğru olmadığı ve yasal sınırların üzerinde alkollü de bulunmadığı iddiasını ispatlama imkanının ortadan kaldırıldığı, yapılan ölçüm sonucuna göre verilen cezanın hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle idari yaptırım kararlarını kaldırdığı anımsatılan gerekçede, itiraz mercinin ise Komutanlık tarafından yapılan itirazı kabul ederken, "tutanağın aksini ispatlayacak yeterli ve geçerli bir belge sunulmadığına" vurgu yaptığı ifade edildi.
"Kişinin otomatik olarak suçlu ilan edilmemesi..."
Gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"İtiraz mercinin bu değerlendirmesi ispat yükünü ters çevirecek mahiyettedir. Kuşkusuz adil yargılanma hakkı suç isnadıyla ilgili yargılamalarda bile mahkemelerin fiilî ve hukuki karinelere dayanmasını bütünüyle yasaklamamaktadır. Ancak suç isnadına ilişkin bir yargılamada karinenin adil yargılama hakkını ihlal etmemesi için karineyle kişinin otomatik olarak suçlu ilan edilmemesi, bu bağlamda karinenin aksinin ispat edilebilir nitelikte olması ve başvurucunun karinenin aksini ispatlama gayesiyle yaptığı açıklama ve sunduğu delillerin mahkeme tarafından titizlikle ele alındığının gösterilmiş olması gerekir.
Somut olayda alkolmetrenin yanlış ölçüm yaptığını ileri süren başvurucu, Hastaneye müracaat ederek alkol testi yaptırmak istemiştir. Başvurucunun bu talebi, Valiliğin genelgesi gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Hâlbuki başvurucunun toplatılmasını talep ettiği delil ancak kurumlar aracılığıyla elde edilebilecek niteliktedir. Dolayısıyla başvurucuya kendisinin elde etme olanağı bulamadığı delilin aksini ortaya koyma hususunda makul imkânlar sunulmamıştır. Sonuç olarak başvurucu, usule ilişkin imkânlar noktasında dezavantajlı konuma düşürülmüş; yargılamada silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ihlal edilmiştir. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."




