Öğrenci Veli Derneği, 30-31 Ağustos'ta emek meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve yurttaşların katılımıyla “kaybolan çocukluğu ve eğitim hakkını yeniden kazanalım" adlı çalıştay gerçekleştirdi. 2 gün boyunca akademisyenler, emek meslek örgütleri, eğitim emekçileri, veliler ve üniversite öğrencilerinin katılımıyla eğitimin sorunlarına dair tartışmalar yapıldı.
"Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine dair kaygılar büyümektedir"
Çalıştaya ilişkin açıklamada "Okulların açılmasına günler kala, hem ülkemizin diğer alanlarında hem de eğitim alanında her gün tartışmalar yaratan, toplumun adalete inancını sarsan gelişmelere tanıklık ediyoruz. Eğitim alanında yaşanan sorunlar karar alıcıların ve eğitim yöneticilerinin yarattığı güvensizlikler, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine dair kaygıları büyütmektedir." denildi. Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Velilerimiz heyecandan çok kaygı duyuyor"
"Bizler Çalışmamızın sonuç raporunu ulusal basınla, kurumlarla paylaşarak mücadelemizi ortaklaştırarak büyütmek temel amacımızdır.
Raporumuzun tamamını süreç içerisinde paylaşacağız ancak bu çalışmanın bize acil görevler verdiğinin de farkındayız. Okulların açılmasına günler kala çocukları okula başlayacak ya da devam eden velilerimizin heyecandan çok kaygı duyduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Artan ekonomik kriz ve yoksullaşma, artan okul maliyetleri velilerimizi kaygıya sevk etmektedir. Yoksulluk nedeniyle kitlesel okul terklerinin yaşandığı dönemde, okulda olması gerekirken nerede olduğunu bilmediğimiz çocuklar ortadayken, iktidarın çocukların üstün yararı ve ortak geleceğimize dair kaygılarının olmadığını görüyoruz temel gündemlerinin kendi ideolojik gündemi ve sermayenin talepleri olduğunu biliyoruz.
"Eğitim süresinin kısaltılması ve karma eğitimi tartışmaya açmak demek anayasanın laiklik ilkesini yok saymaktır"
Bu bağlamda iktidar zorunlu eğitimin süresinin kısaltılması ve karma eğitimi tartışmaya açmaktadır. Biz bunun iktidarın kadınların eşit yurttaşlık haklarına yönelik artan saldırılardan ve çocuk emek sömürüsünden bağımsız bir gündem olmadığını biliyoruz. Eğitim süresinin kısaltılması ve karma eğitimi tartışmaya açmak demek anayasanın laiklik ilkesini yok saymaktır. Bu tehlikeli gidiş toplumsal cinsiyet eşitliğini ortadan kaldıracak, kadınlar için daha karanlık bir Türkiye inşasına hizmet edecektir. Oysaki acil gündemimiz artan yoksulluk, derinleşen eşitsizlikler çocuk yoksulluğuna acil müdahale programları gerektirmektedir. Temel gündemimiz bu olmak zorundadır. Bizler bir an önce milli eğitim bakanlığı ve sağlık bakanlığının gerekli taramaları yaparak dezavantajlı kırılgan grupların öncelikle tespit edilerek çocuk yoksulluğuna dair acil müdahale programlarının hazırlamasını ve uygulanmasını talep ediyoruz.
"Okullarda acil bir öğün yemek ve temiz içme suyu uygulamasını başlatılmasını talep ediyoruz"
Yaşanan ekonomik kriz, gıda enflasyonu çocukların fiziksel, bilişsel ve ruhsal gelişimlerini tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Bu nedenle yetkililere sosyal devlet olmanın sorumluluğunu hatırlatarak okullarda acil bir öğün yemek ve temiz içme suyu uygulamasını başlatılmasını talep ediyoruz. Artan eşitsizliklerin eğitim yoluyla derinleştirilmemesi için okul öncesi eğitimin bir an önce zorunlu eğitim kapsamına alınmasının acil görev olduğunu hatırlatıyoruz. Ayrıca bugün uygulanan MESEM'lerin kısa, orta ve uzun planlamalarla kapatılarak mesleki eğitimin yeniden laik ve bilimsel temelli planlamalar yaparak hayata geçirilmesini istiyoruz. MESEM'lere ayrılan kamu bütçesi eşitsizlikleri en aza indirmek amacıyla okullara ve öğrencilere aktarılmalıdır. Mesleki eğitim zorunlu eğitim tamamlandıktan sonra başlamalıdır ve öğrencinin gitmeye mecbur bırakıldığı değil kendi talebiyle gittiği bir okul türü olmalıdır.
Bu çalıştaya katkı sunan tüm katılımcılara, Maltepe Belediyesi'ne ve emekçilerine teşekkür ediyoruz. Çocuklarımız ve ortak geleceğimiz için tüm halkımızı laik, bilimsel, parasız ve kamusal eğitim mücadelesini büyütmeye ve bizimle yan yana durmaya davet ediyoruz"