Yavaş, ABB Başkanlığı tarafından 2021-2024 arasında düzenlenen konserlere yönelik harcamalarla kamu zararına sebep verildiği iddialı soruşturma kapsamında aralarında belediye görevlilerinin de olduğu 13 kişinin gözaltına alınmasının ardından basın toplantısı düzenledi.

Yavaş, ABB Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıda şöyle konuştu:

"İrem Asma Bahçeleri denen yer, asla imara açılamaz bir yerde FETÖ'cüler var, meşhur savcı ve polisler. Yedi defa imar değişikliği yapıyorlar. İlla bunlara rant vermek için yapıyorlar. Biz geldik bunu şikayet ettik. Savcı hiçbir şey yapmadı. Bir, iki yıl beklettim ama dosya zaman aşımına uğradı. Peki bunu zaman aşımına uğratana, hiçbir şey sorulmayacak mı? Kaldı ki şöyle bir şey var, Ankara'da FETÖ soruşturmasına kimi çağırırlarsa çağırsınlar belli soruları var. Soruların bir tanesi şu: FETÖ'nün gelir kaynakları nedir? Herkes diyor ki 'Uygun bir arsa bulunur. Ankara Büyükşehir'de imardan geçirilir ve elde edilen para örgüte aktarılır.' Bu ifadelere rağmen bir gün Melik Gökçek ifadeye çağrılmadı. Bu ifadeleri yok saydılar. İşte bir tanesi de bu ve zaman aşımına uğradı.

CHP Kurmayları: Mansur Yavaş İsmi Yolsuzlukla Yan Yana Gelmez
CHP Kurmayları: Mansur Yavaş İsmi Yolsuzlukla Yan Yana Gelmez
İçeriği Görüntüle

"Bir gün adalet tesis edecek, herkes işlediği suçun cezasını sonuna kadar çekecek"

Melih Gökçek ile ilgili söyleyeceğim bir şey daha var. 15 Temmuz 2016'yı, kanlı darbe girişimini hatırlıyoruz, değil mi? Bu insanın FETÖ'cülerle ilişkisini zaten kamuoyuna çıkıyoruz, çeşitli defalar 'Ben bunlarla çok haşır neşir oldum' diyor. Zaten Meclis üyeleri veya personelin birçoğu şu anda kaçak. Yani genel sekreteri kaçak. FETÖ'den dolayı kaçak. Şikayet ediliyor ve yanlış hatırlamıyorsam Ağustos 20'sinde FETÖ'den hakkında tahkikat başlıyor. Ama ona hiçbir şey yapmıyorlar. Herhangi bir bankada parası olan vesaire bir şekilde çocuğunu okula göndermiş herkes yargılanırken buna 2016'dan itibaren hiçbir şey yapmıyorlar. Ama şu gerçek ortaya çıkıyor: Demek ki görevden alınma sebebi. Çünkü aynı günlerde, 1-1,5 ay sonra Sayın Cumhurbaşkanı kendisinden görevi bırakmasını istedi. Nazlandı, nazlandı aralık ayında da bırakmak durumunda kaldı. Kendi benim hakkımda şikayette bulundu. 2018'de benimle ilgili araştırmalar yapıyor. Benimle ilgili araştırmalarda sadece benim değil, etrafımda onlarca kişinin geçmişe yönelik 10 yıllık telefon tablet soruşturmaları yapılıyor. Hiçbir şey bulunmuyor. Ama ilginç tarafı şu: Gökçek'in hiçbir tarafı ya da HTS kaydı sorgulanmıyor bu dosyada. Çünkü çıktı televizyona, 'Beni cinler kandırdı' dedi. Ben akıl vereyim. Yani zaman zaman gidip yargılananlar 'Beni cinler kandırdı. Beni birileri kandırdı' deyince demek ki yargılanmıyor. 'Cinler kandırdı' deyip kurtulmaya kalkıyor. FETÖ'den de Gökçek ve ailesi yargılanmadan bu ülkede adaletten bahsedemezsiniz. Neden derseniz? Belli kriterler var değil mi? Oğlan Osman 2010'lu yıllarda mütevelli heyetinde Ankara'nın. Eşi hanımefendi okul yaptırmış. Osman Samanyolu Koleji'nden mezun. Bu kriterler zaten yargılanması için yetmiyor mu? Aktardığı kaynak ayrı bir şey. Milat kabul edilen tarihten sonra da verdiği imar rantları var FETÖ'ye. Ancak maalesef bunlarla ilgili tamamında takipsizlik kararı verildi. Bu ailenin soruşturmadan muaf olduğunu anlamış bulunuyoruz. Ama inşallah bir gün adalet tesis edecek, herkes işlediği suçun cezasını sonuna kadar çekecek.

"Bu haram parayla, devletin parasıyla o umreyi nasıl içinize sindirdiniz?"

Bir diğeri Cidde Fuarı, Ankapark'ı tanıtacağız diye Cidde'lere yön tutmuşlar. Bayağı da para vermişler. Fakat işin garip tarafı 'Biz oraya Ankapark'ı tanıtmaya gidiyoruz' derken eşlerini de güzelce almışlar, gidiş Cidde, Medine'den de gelmişler. Zaten üç gün. Siz fuarı mı tanıttınız umre mi yaptınız? Güzelce belediyenin parasıyla Umre'yi yapmışlar. Yine aynı bilirkişiler.

Bunlar belediye görevlileri, Meclis üyeleri. Oradan da görüntüler paylaşmışlar. Zararın azı çoğu olmaz da bu haram parayla, devletin parasıyla o umreyi nasıl içinize sindirdiniz?

"Bu işe el atanlarla beraber bunun hesabının sorulduğu günleri de mutlaka göreceğiz"

Büyük yolsuzluklardan bir tanesine gedik. Belbeton AŞ özelleştirilmesi. Bunu incelettik. Meğer 2012'de öyle özelleştirme yapıldığı sıralarda birisi şikayet etmiş. Herhalde şikayetini dayandırmamış ve takipsizlik kararı verilmiş. Biz geldik, güzelce dosyayı inceledik. Çünkü çok duyumumuz vardı. Dediler ki 'Makinaları sıfırlayıp da özelleştirdiler'. Özelleştirme rakamı tespit edilirken bir yılda 150 milyon liralık ancak iş yapabilir diye bildirilmiş. Ve şirketin değerini koymuş 11 milyon dolar. Fakat ondan sonra 7 milyon dolar sermaya artışı yapıp şirketin kapısına koymuşlar. Yani şirketin değeri normalde 11 milyon dolardan sonra 18 milyon dolar olması lazım. Genç inşaat almış bunu, bunun Osman Gökçek'le yakınlığını biliyorsunuz değil mi? Bir profesörden de rapor aldık. Şirketi değerlendirdik. 'Şirketin değeri ne kadardır?' dedik. 'O tarih itibariyle 29 milyon dolardır bu şirketin değeri' dendi. Dolayısıyla 11 milyon dolardan üstü tamamen kamu zararı ve bu kamu zararı 1,2 milyar liradır. Peki ne zaman bunu yakalayıp, bu kamu zararının hesabını soracaksınız? Sormayı düşünüyor musunuz? Bunun da hesabının bu işe el atanlarla beraber inşallah sorulduğu günleri de mutlaka göreceğiz."

"Allah'tan korkan birisi kendi hizmetinde kullandığı birisine belediyenin parasını ödettirir mi?"

Yavaş, helikopter kiralama dosyası, 15 milyon liralık karaçam fidanı, mobilya alımı dosyası gibi konulara da değinerek şöyle devam etti:

"Bunlarla ilgili suç işlemek için çete kurmak hakkında dilekçeyi hazırlıyoruz. Çünkü kendisi bunları finanse etmediği için bu işleri yapmış. Görevden alacağını anlayınca görevden alındığı tarihler neredeyse bir ay önce gitti, eve alınacak mobilyaları belediyeye aldırdı. Takipsizlik verdiler. Belediye bu mobilyaları niye alsın? Hanımefendi özel kalem müdürünü arıyor ve 'Sehpa yanlış gelmiş' diyor. Takipsizlik verdiler. Neredeyse bizim teftiş kurulunu soruşturmaya kalkıyorlardı. Şimdi siz alışmışsınız belediyenin mallarını kendi malınız gibi kullanmaya. Belediyenin lojmanında oturursunuz, belediyenin arabalarını kullanırsınız. Görevden ayrıldığınız halde jipleri vermezsiniz. Zorla aldık. Yani belediyenin her şeyini kendi ailenin malları gibi kullanmışlar. Hanımefendiye tahsis edilen evleri hiç saymıyorum. Kendileriyle belediyeyi özdeşleşmişler. Şimdi birisini suçlarken insanlar utanma duygusu olur. Fakat ben gerçekten merak ediyorum. Bunlar utanamıyor. Utanamamak nasıl bir duygudur? Evinize Gürcistanlı masözü belediyeden maaşını vererek çalıştırıyorsunuz. Bunu bir Allah'ın kulu, kamu malından korkan, Allah'tan korkan birisi kendi hizmetinde kullandığı birisine belediyenin parasını ödettirir mi?

"Ankara halkının malına sahip çıkmaya devam edeceğiz"

2019 yılında Ankara halkı öyle bir karar verdi ki, bunların böyle Ankara'nın malına, kamu alanına çöktüğünü görüp gördükleriyle, duyduklarıyla Ankara halkının imar vurgunlarıyla paraları nasıl çarçur olduğunu görüp, işte biz göreve 'Siz yapmayın' diye getirdi. Biz yapmayacağız. Yapandan hesabını soracağız. En yakın arkadaşım, kardeşim olsa yolsuzluk yapanların hesabını soracağım. Bu kadar parayı ne yapacaklar? İleriyi hesap etmişler. 'Yarın oğlana bir ev lazım, villa lazım. Onu şimdiden ayarlayalım' demişler. Arsayı o şirketlerden biri almış. Ankapark'ı yapan şirketlerden biri de inşaatını üstlenmiş. 600-650 milyonluk villa yapıyor. Ve diyor ki 'Yok 400'e veririm.' Hayatınızca hangi işi yaptınız? Kaç sigortalı çalıştırdınız? Ne kadar vergi verdiniz? Yani bu kaynağı nerede bulundunuz? Nereden buldunuz sorusu sorulamıyor ama ben dahil bütün siyasetçiler nereden bulduğunu açıklamak zorundadır. Açıklayın gelir kaynaklarınızı. Niye saklıyorsun? Ama babadan alışkanlık var. 'Ben hesabımı Allah'a veririm' deyip geçer. Öyle yok. Türk yargısına vereceksiniz bunun hesabını. Fitil fitil burnunuzdan gelecek. Ankara halkının malına bizler sahip çıkmaya devam edeceğiz.

"Gökçek, usulsüz oturduğun o ev var ya mahkeme kararıyla tespit edildi çık bakayım o evden"

Son olarak şunu diyeceğim Gökçek, usulsüz oturduğun o ev var ya, mahkeme kararıyla tespit edildi, çık bakayım o evden. Evsiz kalmazsın, oğlan villa yapıyor. Bir katına seni oturtur. Geri ver Ankara halkının malını. Bunları yapmadığın müddetçe, hesap verilmedikçe televizyonların karşısına geçip ne bir başkasını suçla, ne bir başkasına iftira at. Bunu Ankara halkı mutlaka değerlendirecektir. Bizim yargıdan çekinecek hiçbir şeyimiz yok.

Tek isteğimiz bugünkü konser soruşturması adı altında içine siyaset katılan soruşturmanın adil bir şekilde yapılması, emsallerinin getirilmesi, varsa cezalarını çekmesi ama adaletin anayasa gereği herkese eşit uygulanması ve bu 100 milyarı aşkın kamu zararını da yapanların yakasına yapışılmasını istiyoruz."

(SON)

Kaynak: ANKA