Ankara Genç İş Adamları Derneği (ANGİAD) "Gençlerle Ankara yöneticileri buluşuyor" paneli düzenledi. Panelde konuşmacı olarak ABB Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, ANGİAD Başkanı Ertuğrul Onat ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz yer aldı. Yavaş burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Bu toplantının önemi şurada: bu kentte yaşayan insanlar olarak burada herkesin zaten söz hakkının olması lazım. Çünkü bütün dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde yerel yönetimlerin olaya bakışı şöyledir: Ödeyen karar verir. Yani yapılacak işlerin birçoğunu bu kenti yaşayan insanların karar vermesi çok önemlidir. Çünkü bizler onlardan aldığımız kaynaklarla onların parasını harcıyoruz. O zaman bu paraları öncelikle nereye harcamamız gerektiğine doğal olarak onların karar verilmesi gerekiyor. Artık devir gençlere akıl verme değil tam tersine iyi yetişmiş olan bir nesilden akıl alma devri. Yani kentte yaşanan bir şeylerine mutlaka çözüm yolları da var. Aslında siyaset de şöyle bir şey, gidip vatandaşa sürekli insanlar vaatte bulunur ama yaşadığı sıkıntıyı çeken insanlar bazen oturdukları yerden 'Aslında şöyle yapmak lazım' derler. Genellikle 'Aslında şöyle yapmak lazım' dedikleri fikirler de en uygun çözümler olur. Benim de taleplerim olacak, yeni yetişen gençlerden, okul mezunlarından bundan sonra dünya nereye gidiyor, su savaşları olma ihtimali çok yüksek, kuraklık var. Hala tüketiyoruz biz kuraklık olmasına rağmen.

"Bizden sonraki nesillerin belki kullanması gereken suyu şu anda vahşi bir şekilde tüketiyoruz"

Konya ve Ankara'da bizim Beypazarı'ndaki sondaj hiçbir yerde yok. Eskiden 20 metre kuyudan sular taşıyordu. O gitti, şimdi 50-100 metreye indiler, 200 metreye indiler, 300 metreye indiler. Aslında tükettiğimiz su yerin altında depolanmış, bizden sonraki nesillerin belki kullanması gereken suyu şu anda vahşi bir şekilde tüketiyoruz ve hala seyrediyoruz. 20'nin üzerine ilde kar bekleniyor Ankara günlük güneşlik. Yani sanki özellikle yağmıyor gibi ama bu sonucu meydana getiren bizleriz. Ülkemizin bütün topraklarına bu tedbirleri almadığınız müddetçe maalesef bu kuraklığı çok şiddetli bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz. Bu nedenle bugünkü çalışmanın, özellikle su kullanımı ve tasarrufu üzerinde olduğunu öğrendim, çok sevindim.

Göreve geldiğimde ilk yaptığımız şey Ankara'nın master planını yapmak su konusunda. Yaptık bunları. Mesela bir arada yaşama kültürü de tam manasıyla oluşmayınca alt kattakiler suyu kullanırken diyelim ki üst kata basınç tam çıkmıyor. Buna özellikle Ankara civarında çok rastladık. Hiç umrunda olmuyor üst kattaki komşunun suyu alamaması diye bir derdi olmuyor insanların. Dolayısıyla basıncı bir şekilde kontrol edebilecek, uzaktan okunucak sayaçlara, her bir aileye ilerideki göreceksiniz bunu yapmak zorunda kalacağız veya kalacaklar bizden sonra, her aileye en azından insani tüketim ihtiyacı kadar suyu verip ondan sonrasını kontrol vermemiz gerekecek. Bunu da ancak dijital bir şekilde uygun sayaçlarla yapmamız gerekecek. Ona doğru gidiyoruz. Yani her evin basıncını da kullandığı suyu da, oturduğumuz yerden görüp bir planlama yapmamız gerekiyor. İnşallah ben değerli fikirlerinizden istifade etmek istiyorum."

"Şeffaf Ankara Modülü'nde Türkiye'de en fazla veriyi paylaşan belediyeyiz"

Konuşmaların ardından soruları yanıtlayan Yavaş, "Kamu verilerine Ankara özelinde anonimleştirip halka paylaşma olasılığınız var mı" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 'Şeffaf Ankara Modülü' var. Şeffaf Ankara Modülü'nde Türkiye'de en fazla veriyi paylaşan belediyeyiz. Ama takdir edersiniz ki bazı verilerin özelliği itibariyle artık KVKK'ya girmesi veya bu tür verilerin açığa ne kadarının veriliğ verilemeyeceği konusunda birtakım tereddütler var. Bugün savaşla hatırlarsanız İran'da genel kurmay başkanı ve birçok subayı evinde vurdular. Şimdi ASKİ'nin verilerine birisi tümüyle erişirse tüm ASKİ'nin nerede olduğunu ortaya çıkartmış olacak. Anlatabiliyor muyum? Bunun gibi hangi veriler isteniyorsa bunların içerisinden KVKK'ya girmeyecek olanların hepsini paylaşabiliriz. Onun haricinde günlük su tüketim, ne kadar su verdik, barajlarımıza ne kadar su geliyor, ne kadar enerji tüketiyoruz gibi kaç tane sayaç arızası geliyor özellikle ön ödemeli sayaçlarda vs buna ait bilgileri paylaşıyoruz. Ama onun haricinde özel bir bilgi olursa dediğim gibi KVKK'yı veya artık öyle diyeceğiz ülke güvenliğini, Ankara güvenliğini tehlikeye atmayacak her konuyu da paylaşmaya hazırız."

"Çok su tüketen bitkilerin üretiminden acilen vazgeçmemiz gerekecek"

Yavaş, "Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2024 verilerini inceledik. Ve baktığımızda Ankara'da en çok üretilen sebze, meyve ve tarla bitkilerinde özellikle vişne, marul, turp, taze soğan gibi bitkiler çok yüksek miktarda su tüketiyor ve Ankara'nın yağışı bu bitkiyi yetiştirmek için yeterli olmadığı için yoğun bir sulamaya ihtiyaç var. Tarım ve Orman Bakanlığı'yla ortak bir şekilde veya ziraatçilerle ortak bir çalışma yapıp çiftçilere daha az su tüketecek arpa, buğday gibi tohum desteği sağlanabilir mi" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Bugün sabahleyin konuşuldu, Kalkınma Ajansı toplantısındaydık. Bizim ASKİ Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne yazı yazdı. İl Tarım Bakanlığı'nın uyarılarak Ankara'da çok su tüketen, özellikle Kahramankazan'da mısır ve pancar üretiminin bundan sonra su verilmeyeceğinin kendilerine bildirip daha az su tüketen birtakım bitkiler ekmelerini hatta onların da tohumlarını Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak yeter ki biz verelim dedik. Kahramankazan'dan bir dere akıttık bu sene. Ve biz bunu Devlet Su İşleri'ne yazdık. Dedik ki 'Su sıkıntısı olacak, vermeyelim.' Cevap gelmedi filan derken işte zamanında burada bu rezervi biz Kurtboğazı'nda biz zamanında tahsis ettik dediler, vermeye başladılar. Ama baktık ki Ankara'nın suyu hızlıca tükeniyor kilitlememize rağmen kapıları kırdılar. Artık alabildikleri kadar suyu aldılar. Öyle güzel bir örnek oldu ki bizim için. Halbuki belki Ankara'ya diyelim ki 8-10 gün dahi yetecek bir suyu biz vermiş olduk. Dolayısıyla valilik bunu yazı olarak Tarım Bakanlığına, İl Tarım Müdürlüğü'ne yazıp bu civarda çok su tüketen ürünlerden vazgeçilmesi için yazı yazılıyor. Ne kadar başarılı olacak bilmiyorum ama zaten eğer bu çiftçi suyu vermeyeceğinizi bilirse başka bir şeye yönelecektir diye düşünüyorum. Diyelim ki çok kar yağdı bu sene. Diyelim ki yüzde 50'yi buldu barajlarımız. O bize en az iki yıl rahat bir şekilde yeter. 'Evet artık iki yıllık suyumuz hazır devam edin' dememek gerektiğini artık öğrenmiş olduk. Her halükarda çok su tüketen bitkilerden üretimden acilen vazgeçmemiz gerekecek."

"Ankara'nın da Ankara Çayı vardır"

Mansur Yavaş, Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç'ın "Denize kıyısı olmayan, içinden su geçmeyen başkent ziyaret ettiniz mi" sorusuna da "Avrupa'da ortasından nehir geçen yerlerde şehir kurulması bizden yani Anadolu'daki yerleşimden binlerce yıl sonra orada yerleşim olduğu için onlar nehir kenarını tercih etmişlerdir. ama biz Anadolu'ya yerleştiğimizde veya bizden önce Anadolu'da yaşayanlar nehirle baş edememişler. Çünkü nehir taşmış, insanları öldürmüş ama tamamında çay vardır. Yani Yeşilırmak, Kızılırmak dahil birçok yerde çay kenarına yerleşim kurmuşlardır. Ankara'nın da Ankara Çayı vardır" yanıtını verdi.

Ankara Tren Garı Katliamında 'Gübre' İhmali Soruşturulacak
Ankara Tren Garı Katliamında 'Gübre' İhmali Soruşturulacak
İçeriği Görüntüle

"Her yıl aralık ayıında organize sanayilerle iş birliği protokolü yapıyoruz

Yavaş, "Ankara'nın güçlü sanayi yapısı ve vizyoner Ankaralı sanayicilerinin desteğiyle ASO Teknik Koleji öğrencilerinin geliştirdiği projeler ve katıldığı yarışmalarda hem şehrimizi hem ülkemizi daha güçlü temsil edebilmesi için Ankara Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde nasıl bir iş birliği modeli oluşturulabilir" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Öncelikle biz her yıl aralık ayında organize sanayilerle iş birliği protokolü yapıyoruz. Çünkü organize sanayiler bildiğiniz gibi tamamen kendi tüzel kişilikleri olduğu için tüm masraflarını kendileri yapıyorlar. Elektriklerini kendileri üretiyorlar. Su parasını kendileri topluyorlar. Biz işte bu işbirliği kapsamında organize sanayilerin özellikle daha iyiye gelişmesi için kendilerine altyapı desteği veriyoruz. Oldukça da büyük oranda veriyoruz, tüm organize sanayilere. Bu arada organize sanayilerdeki özellikle insan gücü açısından bizde 300 bin tane öz geçmiş var. Bunların içerisinde isim, soyad ve fotoğraf yok. Bunları bütün organize sanayiler ulaşabiliyorlar. Yani KVKK yönünden bir sakınca olmadan herkes kendi mesleğine uygun personeline oradan arayıp bizim vasıtamızla yüz yüze görüşüp iş arayan da işçi arayanı bu şekilde birleştirme konusunda iş birliği yapıyoruz.

Ankara'da çok sayıda iyi yetişmiş öğrenci var. İş problemi çekiyor ancak bir de iş arayan belki de çok kalifiye olmayan insan sayısı da çok fazla. Ama bu arada organize sanayide de belli meslek gruplarına ihtiyaç var. Bunları temin etmek için bir kurs açma konusunda kendileriyle görüştük. Uygun bir yerde bize yer gösterecekler. Biz bu kursa gelen öğrencilerin yani meslek edinmek için gelen öğrencilerin otobüs ücretlerini ücretsiz yapıp öğlen yemeklerini biz ikram edeceğiz ki zaten işsiz olan birisinin bir otobüs parası veya bir yemek sorunu yaşamadan orada sonuna kadar kursa katılıp daha sonra orada iş bulması için iş birliği yapıyoruz. Ama teknik okullarla bir iş birliği konusunda bugüne kadar bize bir talep gelmedi. Niye gelmedi derseniz biz organize sanayiyi gezdiğimizde Sincan'da zaten sizlerle ilgili biz çünkü o cepheden bakıyoruz, iş konusunda zaten oradaki teknik okulun hiçbir problemi yok. Zaten okulunuzu bitirdiğiniz zaman havada kapılacak şekilde sizleri yetiştirdikleri, eğittikleri için böyle bir sorun yaşanmıyor. Böyle bir talep de şu ana kadar gelmedi ama böyle bir talep olursa o talebi de karşılamaya hazırız. Destek alan aileler ise onların kartlarını kişiselleştirmek üzere ücretsiz taşıyoruz ve Ankara'da geçen yıl 50 bin kadar öğrenciyi ücretsiz taşıdık. Ancak kartları kişiselleştirme zahmetine girmeyen bazı öğrencileri nedeniyle bu yıl sayı 20 bine düştü. Normalde ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarını da bu şekilde başvurdukları zaman ücretsiz taşıyoruz."

"Ringlerle 500 bin yolcu taşıyoruz"

Yavaş, ulaşımda yaşanan sorunlarla ilgili sorulan soruyu da şöyle yanıtladı:

"Özellikle Başkentray'ın o tarafa uzatılabilmesi biliyorsunuz Yenikent'e kadar gidecek. Bittikten sonra sanıyorum öyle bir problem yaşamayacaksınız. Başkentray Ulaştırma Bakanlığına ait. Ancak onların bilet toplama işini biz yapıyoruz. Kendilerine ödüyoruz. Onu da genel ulaşım ağı içerisine katıyoruz. Sizler için en uygunu bir ringle Başkentray'a gitmek diye düşünüyorum. Onda da çok eski yıllarda yani bir yedi sekiz yıl önce meydana gelen bir kaza sonucu henüz sinyalizasyonu tamamlanmadığı için akşam belli saatlerden sonra Başkentray çalışmıyor. Benim ilk seçildiğimde günlük 51 bin taşıyan Başkentray şu anda 95 binler civarında. Hem Genel Müdürle görüştük, hem Bakan beye ilettim. Vagon ilavesi suretiyle o tarafta yaşayan işçilerin, öğrencilerin daha rahat Ankara'ya gelmeleri için bu şekilde çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca ringlerle 500 bin yolcu taşıyoruz. Yani direkt metro hatlarına gitmesi için Ankara'da yaşayan çeşitli semtlerden 500 bin yolcuyu da taşıyoruz.

"Ankara'da günlük iki milyon kişi ücretsiz taşıyıp trafik problemini de çözüm bulacağımıza inanıyorum"

İkinci olarak da ocak ayında Çin'e gidecek bizden bir heyet. Geçenlerde Meclis toplantısında söyledim. Elektrikli otobüsler bol miktarda getirmek suretiyle şu anda bir proje firmasıyla çalışıyoruz. Tahsisli, tercihli yol çalışmaları yapmaya çalışıyoruz ama maalesef alt geçitlerin çoğunluğu nedeniyle çok zorlanıyoruz. Çünkü yolun sağından tercihli, tahsisli yol yapamıyoruz. Çünkü yanlardan çok sayıda yol çıkışı var ana yola. Ortadan gelmeleri daha uygun. Ancak ortalarda da yolcuyu toplayacak yer maalesef çok çok az. Ama şu anda çalışıyoruz. Bunu biz taahhüt olarak da söylemiştik. İnşallah bizim dönemimizi de yapmış oluruz. Bin kadar elektrikli otobüs alıp güneş tarlası kurmak suretiyle ücretsiz ya da ücretsize yakın bir taşıma kapasitesiyle Ankara'da günlük iki milyon kişi ücretsiz taşıyıp trafik problemini de çözüm bulacağımıza inanıyorum."

Kaynak: ANKA