Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Ankara Tandoğan’da, “Vesayet değil, siyaset! Kayyuma, darbeye hayır!” sloganıyla bir miting düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile birlikte Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, Tandoğan’daki mitinge katıldı. İlk konuşmayı ABB Başkanı Yavaş yaptı.
YAVAŞ: CHP’Lİ BELEDİYELER, UNUTULAN HALKÇI BELEDİYECİLİĞİ YENİDEN TESİS ETTİ
CHP’li belediyeler olarak, unutulan halkçı belediyeciliği yeniden tesis ettiklerini ve her tarafa adalet getirdiklerini ifade eden Yavaş, şöyle konuştu:
“Ve beş yıl sonunda, bütün engellemelere rağmen, Ankara'da oylarımızı yüzde 60’a, 3 olan belediye sayımızı da 16’ya çıkarttık. Ve mecliste de çoğunluğumuzu sağladık. Dolayısıyla yapılan engellemelere Türk halkının, Türk milletinin nasıl cevap verdiğinin örneği Ankara oldu. Bunu neden söylüyorum? Şimdi hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin hem Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin, muhalefet belediyelerini engellenmesinin sonu da ne mi olacak? Erken zamanda yapılacak seçimde, mutlaka aynısı olacak. Hem mecliste muhalefet çoğunluğu sağlayacak hem de inşallah herkesin adaletinden güven duyduğu, sokaklarda özgürce gezdiği, gece kapısı üçte çalındığı zaman ‘her halde sütçü geldi’ düşüncesinden başka hiçbir düşünceye sahip olmadığı güzel günlere hep beraber erişeceğiz inşallah."
“MURAT ÇALIK, MUHİTTİN BAŞKAN’A YAPILAN ARTIK EZİYETTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL”
İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının uzun zamandır tutuklu olduklarını, iddianamelerin henüz yazılamadığına vurgu yapan Yavaş, özetle şunları söyledi:
“Bazı tutukluluklara anlamak mümkün değil. Çünkü tutukluluk istisna, tutuksuz yargılanma olması gereken şeydir. Hukukun genel kuralı budur. Bunlar tersine işliyor şu anda. Yine rahatsız olan belediye başkanlarımız var; Murat Çalık dahil, Muhittin Başkan dahil. Bunun adı artık eziyetten başka bir şey değildir. Bu devletimize anayasayla bazı yetkiler verdik. Ancak tutuklanan bir kimse belediye başkanı değil, ne olursa olsun onun sağlığı, hayatı artık adalete emanettir. Dolayısıyla öncelikli olarak derhal hepsinin tahliye edilmesi ve duruşmalarının da şeffaf bir şekilde yapılmasını talep ediyoruz. Adalet herkese eşit uygulansın diyoruz.
MELİH GÖKÇEK’E: AİLECE ANKARA'YA ÇÖKMÜŞLER!
Bizler de Ankara'da eski döneme ait birçok yolsuzluk dosyası verdik. Bazı yargılanan bürokratlar da var. Bugüne kadar hiçbirisi tutuklanmadı. Hakkında iki tane kitap yazılacak dolusu yolsuzluk yazılan bir belediye başkanı hakkında hiçbir işlem yapılmadı.
Bakın; basit bir örnek vereceğim. Ailece Ankara'ya çökmüşler. Eşinin vakfına onlarca otopark gayrimenkul gelir getirsin diye verilmiş uzun süreliğine. Oğlunun birine televizyon, birisine futbol takımı verilmiş. Bunların da finanse edilmesi için yönetim kurulundaki insanlara bir çok ihaleler verilmiş. Geçenlerde Veli Ağbaba Meclis’te açıkladı. Hayatı boyunca beş kuruş para kazanıp vergi vermemiş olan oğlu… Ona Sayın Genel Başkanımız güzel bir lakap taktı. Bu çocuk hayatı boyunca çalışmamış, 600 milyonluk bir villa yapıyor.
Villanın arsası, belediyenin parklarındaki birçok işletmeyi verdikleri şahıs, yine inşaat yapan şahıs da belediyeden bol miktarda iş almış, ihale almış şahıs. Bunlar adeta görmezlikten geliniyor ve yüzsüz bir şekilde diyor ki, ‘400 milyona istediğini veririm.’ Yani artık utanma arlanmayı da bir kenara bırakmışlar. Zaten meşhur bir söz var. Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan, gelir size akıl vermeye, temizlik taslamaya çalışır. Bu nedenle hukukun, adaletin herkese eşit işlemesini istiyoruz. Yalancı tanıklar, tutuklama tehdidiyle yaptırılan iftiraların hukukta asla yeri yoktur.”