İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, hakkında soruşturma izni istenen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın yanında olduklarını belirterek, "Bu soruşturmalar Sayın Mansur Yavaş'a duyulan güveni asla ve kat'a aşındıramaz. Çünkü insanlar siyasi bir kimlik ve kişiliği de temsil ediyorsa, tarihe milletin anladığı şekilde geçer. O bakımdan Sayın Mansur Yavaş ile alakalı sürdürülen itibara yönelik bir takım soruşturmaların bizim nezdimizde zerre hükmü yoktur" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, hakkında soruşturma izni istenen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı ziyaret etti. Dervişoğlu ve Yavaş, görüşme sonrasında açıklamalarda bulundu.
Dervişoğlu, görüşmeye ilişkin şunları kaydetti:
"Yaşanan gelişmelere bağlı olarak hem bilgi sahibi olmak, hem durduğumuz yeri göstermek bakımından bugün Sayın Mansur Yavaş'ın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımızın yanındayız. Geride bıraktığımız günlerde ifade ettim, bu soruşturmaların zaten Mansur Yavaş ismiyle yan yana getirilebilmesi bile mümkün değil. Süreci de takip ettiğinizde görüyorsunuz ki, başka yerlerden ateşlenen birtakım olaylar var. Kimsenin bilgisi dahilinde olmayan, gizlilikle yürütülen soruşturmaların eski belediye başkanlarının onun aile fertlerinin elinden basına servis edildiğine dair de çeşitli verilere sahibiz. Öncelikle şunu söylemekte yarar görüyorum, bir siyasetçinin geriye miras bıraktığı en önemli şey güvendir. Bu soruşturmalar Sayın Mansur Yavaş'a duyulan güveni asla ve kat'a aşındıramaz. Çünkü insanlar siyasi bir kimlik ve kişiliği de temsil ediyorsa, tarihe milletin anladığı şekilde geçer. O bakımdan Sayın Mansur Yavaş ile alakalı sürdürülen itibara yönelik birtakım soruşturmaların bizim nezdimizde zerre hükmü yoktur. Öncelikle bunun bilinmesi lazım. Sayın Mansur Yavaş'a zaten mazisi kefildir. Dolayısıyla siyasi bir kimlik ve kişilik taşıyorum diye kefalet koyma ihtiyacı içerisinde de değilim. Ona olan güven, ona tanınan kredi ve ona beslenen umut zaten şahsında kendisini göstermiştir. Bu kapsam içerisinde hem Ankara'nın sorunları hakkında da bilgi aldım, geleceğe dair yapılması istenen, arzulanan projelere ilişkin de bilgi aldım. Nazik ev sahipliği ve misafirperverliği için huzurlarınıza kendisine teşekkür ediyorum."
"Bu anayasayı tanımamazlıktır"
Müsavat Dervişoğlu, bir gazetecinin, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in, Anayasa'nın ilk dört maddesine ilişkin sözlerini sorması üzerine, şu yanıtı verdi:
"Hiçbir şeyini değiştiremeyecekleri maddelerden bahsediyorsunuz. Eğer bu anlamda söylediyse tam teferruatına dair bir bilgim yok. Ve o sebeple böyle hassas konularda ayaküstü beyanlarda bulunmayı da çok yerinde bulmam. Ama o söylediğiniz şekilde ifade etmiş ise şayet bu son derece yanlış bir şey. Bu Anayasayı tanımamazlıktır. Kendisi bir hukukçu, böyle bir boşluğa düşeceği kanaatinde değilim. Anayasanın o maddeleriyle ilgili değişiklik talebinde bulunulabilir düşüncesini ifade edene bile 'dünyada kıyamet mi oldu?' diye soruyorum. O maddeler Anayasa'daki Türklüğün, Türk tanımının değiştirilmesi, vatandaşlık tanımı üzerindeki spekülasyonlar, devletin şeklinin, bayrağının, dilinin, başkentinin değiştirilmesine yönelik ifadeler bir kere sadece Anayasayı ilgaya yönelik ifadeler değil, Cumhuriyeti ilga yönelik ifadeler olur. Dolayısıyla eğer o amaçla söylendiyse çok tehlikeli tartışmaları da beraberinde getirir. Ama yaşanan diğer süreçlere baktığımız zaman milletin birliği, ülkenin bütünlüğü noktasında sıkıntı yaratabilecek bazı tartışmalardan iktidarın kaçmadığına dair de bir izlenim ediniyorum. Bunu da tehlikeli olduğunu ifade etmekte yarar görüyorum. Ben araştıracağım, ona göre de bir değerlendirme de bulunacağım. Tabii sizin söylediklerinize esas alarak ifade ediyorum bunları. Belki kendisini de arayıp niyetinin ne olduğunu soracağım."
"Herkes ile bir arada olabiliriz, yeter ki paydamız Cumhuriyet olsun"
Bir basın mensubunun Zafer Partisi ile İYİ Parti arasında ittifak olup olmayacağı sorusuna da yanıt veren Dervişoğlu, şöyle konuştu:
"El sıkışmalar, merhabalaşmalar bunların hepsine farklı anlamlar yüklenebiliyor. Eğer meseleye oradan yaklaşırsanız ben şunu söylüyorum, siyasette bazı temel konularda aynı şeyleri düşünebilirsiniz. Ama yöntem farklılıkları münasebetiyle de birbirinizden ayrı düşebilirsiniz. Dolayısıyla Sayın Özdağ ile İYİ Parti'nin arasındaki ayrılık; bazı temel konularda ortak düşünüyor olmamıza rağmen yöntemden kaynaklı, onu anlattım. Ben Türk siyasetine merkez aklın hakim olmasından ve hakim kılınmasından yanayım. O sebeple dar alana sıkıştırılmış ittifaklar üzerinden gündem yaratılmasına çok sıcak bakmıyorum. Herkes ile bir arada olabiliriz, yeter ki paydamız Cumhuriyet olsun. Derdi, Cumhuriyet, onun ilelebet payidar kalması ise ben zaten İYİ Parti olarak herkese aynı mesafedeyim. Ben bir tek yer ile anlaşamıyorum. Ben ihanet ile yan yana gelmekten azami ölçüde uzak duruyorum.
"Bir talep var özellikle, İYİ Parti'yi bir dar alana sıkıştırmaya yönelik"
Bir başka pencereden baktığınızda İYİ Parti üzerinde çok fazla oyun oynanan bir siyasi kurum niteliğiyle kendini gösteriyor. Bizim içimizden üç farklı parti çıktı. Bunlardan bir tanesi de Zafer Partisi'dir. Ayrılık gerekçeleriyle ilgili spekülatif hiçbir şey söylemedim ben. Başka siyasi partiler, İYİ Parti'nin siyasi ömrüne vade biçerek, partimizdeki çözülmeyi istifade edilebilecek bir alanmış gibi takdim ettiler. Ama kamuoyu da şahittir. Millet de şahit. Ben de gittiğim yerde görüyorum. İYİ Parti'ye ne kadar ihtiyaç duyulduğunu da herkes söylüyor bu yaşanan süreçte, o sebeple benim sizlerden istirhamım; elbette ki soracaksınız, elbette ki merak edeceksiniz, doğru cevabı bizden almadıktan sonra fotoğraf kareleri üzerinden, ayaküstü görüşmelerden falan bahsederek derin analizler yapma ihtiyacını beraberinde getirecek spekülatif haberlere itibar etmemeniz. Onun için ben birlikteyim herkeste. Ortak paydam Cumhuriyet ve Cumhuriyeti kuran felsefeyle birlikte onun oluşturduğu irade. Herkes ile bir araya gelebilirim. Sayın Özdağ da buna dahildir. Başka siyasi partiler de buna dahildir. Ama bir talep var özellikle, İYİ Parti'yi bir dar alana sıkıştırmaya yönelik. Kimlerle birleşeceğim diye sorarsanız, Türk milletiyle birleşeceğim. Bunu defalarca ifade ettim. Sağcıyla, solcuyu, Aleviyle, Sünniyle, Türkmenle, Kürdü ile Türkiye'de birleşmesi icap eden bütün alanların bir ve bir araya gelmek suretiyle önümüzde olan sorunların çözümüne yönelik ortak adımlar atması lazım. En büyük sorun şu anda Türkiye'de herkes tarafından biliniyor. O sorundan kurtulmak için de elimizden geleni yapıyoruz."