İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, terör örgütü PKK/KCK'nın mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmada gözaltına alınan Özer'in hakimlikteki işlemleri tamamlandı.

Özer’in, buradaki ifadesinin ardından "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan nöbetçi sulh ceza hakemliğince tutuklanmasına karar verildi.

GÖREVDEN ALINDI

İçişleri Bakanlığı, Özer’i tutuklanmasının ardından görevden aldı.

SAVCILIĞA SEVK YAZISI

Soruşturma kapsamında, savcılığın nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderdiği sevk yazısına ulaşıldı.

Yazıda, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinden oluşan heyet arasında 2014 yılında yapılan bir görüşmede bazı akademisyenlerin sözde demokratik özerklik projesine katkı sunmak istediğini elebaşına ilettiği bilgisi yer aldı.

Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın heyete isim sorduğunda heyet tarafından "Mersin Üniversitesinden Ahmet Özer var" şeklinde cevap verildiği aktarılan yazıda, "Yine heyetin Abdullah Öcalan'a, Ahmet Özer'in bazı akademisyenlerin kendisine ulaştığı bilgisini aktardığını, bilim adına üretilen bilgilerden çok fazla yeni bir perspektif alamadıklarını ancak sizin kitaplarınıza yoğunlaştıklarında yeni perspektif edindiklerini söylediğini ilettikleri, Abdullah Öcalan’ın ise heyete bu durumun önemli olduğunu söyleyerek talimat verdiği tespit edilmiştir" ifadesi kullanıldı.

Yazıda, şüpheli Özer'e yönelik yapılan iletişim dinlemesi neticesindeki HTS kayıtları yer alırken, bu görüşmelerde iki adet suç unsuruna rastlandığı belirtildi.

Görüşmenin içeriğinde bir kişinin Özer'i arayarak, M.K. isimli kişinin annesinin öldüğünü Özer'e haber verdiği bilgisi yer aldı.

Özer'in de M.K'nin numarasını isteyerek parti içindeki konumunu sorduğu ifade edilen yazıda, telefondaki kişinin M.K'nin iki kardeşinin terör örgütünde faaliyet gösterdiğini, partinin bu kişiye değer verdiğini ve M.K'yi ziyaret etmesini Özer'den istediği aktarıldı.

Yazıda, bunun üzerine şüpheli Özer'in M.K'yi arayarak, yerel seçimlerde kendisinin yardımına ihtiyacı olduğunu söylediğinin tespit edildiği kaydedildi.

M.K. isimli kişiyle görüşmeye ilişkin diyalogların aktarıldığı savcılığın sevk yazısında, Özer'in bu kişiye yönelik "Sizin gibi değerli evlatlar yetiştirdi." ifadesini kullandığı, bahsedilen kişilerden M.K'nin kardeşi Tahirhan Kaya'nın 2011'de Van polis evine dağ kadrosundan gelen emir ve talimatla eylem kararından önce patlayıcı maddelerle birlikte eylemi gerçekleştiremeden yakalandığı, yapılan yargılama sonucu 19 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldığı ve halen tutuklu olduğu belirtildi.

Yazıda, M.K'nin diğer iki kardeşinin de "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan çeşitli hapis cezaları aldığı ifade edildi.

Belediye binasında yapılan aramada örgütsel dokümanlar ele geçirildiği anlatılan yazıda, Özer'in savcılıktaki ifadesinde terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal ile irtibatı, terör örgütü mensuplarıyla telefon görüşmeleri ve yüksek miktarda para transferlerini hayatın olağan akışına uygun şekilde açıklayamadığı, hatırlamadığını beyan ettiği kaydedildi.

Yazıda, Özer'in "PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmasına karar verilmesi talep edildi.

SABAH SAATLERİNDE GÖZALTINA ALINMIŞTI

Soruşturma kapsamında Özer'in, iletişim dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri, fiziki takip tutanakları, banka hesap hareketleri ve örgüt yöneticileriyle yoğun ve süreklilik arz edecek şekilde organik bağ kurarak üzerine atılı suçu işlediği tespit edilmiş, Başsavcılığın talebi üzerine İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden arama kararı çıkartılmıştı.

Şüpheli Özer bu sabah gözaltına alınmış, evi, iş yeri ve aracında aramalar gerçekleştirilmişti.

İMAMOĞLU ADLİYE ÖNÜNDE KONUŞTU

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sosyal medya hesabı üzerinden "demokrasiye sahip çıkmak için" İstanbul Adliyesi önü için çağrıda bulundu:

“Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer hakkında yürütülen hukuksuz sürece karşı tüm örgütümüzü ve demokrasiden yana olan İstanbulluları Çağlayan Adliyesi’nin önünde bu hukuksuzluğa karşı çıkmaya davet ediyorum.”

"NE İSTEDİNİZDE VERMEDİNİZ DEDİĞİNİZ ZAMANLARDAN..."

İlerleyen saatlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu adliye önüne geldi.

İmamoğlu’nun burada yaptığı açıklamadan öne çıkanlar şöyle:

- "Bugün ne yazık ki ikinci yüzyılın ilk Cumhuriyet Bayramı'nın hemen bir sonraki gününde hukuka adalete ve demokrasiye darbe vurma çabası gösterilmektedir. Yaşadıklarımız utanç vericidir. Bugün demiştim ki 'biz bu şafak operasyonlarının ilhamını hangi mirasınızdan aldığınızı çok iyi biliyoruz.' Daha tutuklama olmadan tutuklama haberleriyle, kayyum atanmadan kayyum haberleriyle medyada manşet atanların nasıl miraslarına sadakatlerini kanıtladıklarını gördük. Yine çok ciddi bir demokrasi utancıyla karşı karşıyayız. Yine bugün görüyoruz ki yargıya açık bir siyasi müdahale yaşanmaktadır. Yine görüyoruz ki ‘ne istediniz de vermedik’ dediğiniz zamanlarda kalan yöntemlerle iş yapma gayreti içerisindesiniz. Yine kitaplardan alıntıları taziye telefonlarını örgüt toplantısı olarak tarifleyerek, uydurulmuş belgelerle, içi boş iddianamelerle çok ayıp bir biçimde itibar suikastları yapıyorsunuz utanç vericidir. Yine seçmenin iradesini yok sayan iktidarını ve şahsını kalıcı, milletini geçici kendini ev sahibi, vatandaşı kiracı gören bir akılla karşı karşıyayız.

Ankara'daki Yüksek Hızlı Tren Kazası Davasında Bilirkişi Krizi Ankara'daki Yüksek Hızlı Tren Kazası Davasında Bilirkişi Krizi

"HANİ İMRALI'DAN MECLİS'E YOL YAPIYORDUNUZ?"

- Bu görünen yazılan, manşet atılan kararlar hangi mahkemeden önce nerede verilmiştir? Her şeyin farkındayız. Hangi filmin fragmanını izlettiğinizi net olarak görüyoruz. Hangi masa başı siyasi kumpası kurguladığınızı biliyoruz. Daha da önemlisi neden korktuğunuzu ve neden hileli yollara saptığınızı da gayet iyi anlıyoruz. Bunu millet de biliyor, millet de görüyor, millet de anlıyor. Hani önyargısız bir kucaklaşma teklif ediyordunuz? Hani İmralı'dan Meclis'e bir yol yapıyordunuz? Ne oldu da bu yolu yaparken birden bire CHP'li bir belediye başkanını tutuklayıp yerine kayyum atamaya karar verme gayreti içerisindesiniz. Sizin, Allah aşkına sizin İstanbul'la derdiniz nedir? İstanbullularla derdiniz nedir? Sizin Türkiye hayaliniz Türkiye yüzyılınız bu mudur? Kucaklaşma, barışma, huzur dediğiniz bu mudur? Siz bu kafayla mı ekonomiyi düzelteceksiniz? Siz bu kafayla mı memleketimizin, ülkemizin itibarını yükselteceksiniz. Bu kararı aldıranların, aldırmaya çalışanların yüzlerindeki o çirkin sırıtmayı görüyorum. İyi bilin ki daha önce de öyle olmuştur, şimdi de öyle olacak. Son gülen milletimiz olacaktır. Ne yaparsanız yapın hangi karanlık kumpası kurarsanız kurun bu siyasi kurum ve kurumsal çürümeyi bitireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kişilere değil, kurallar ve kurumlara bağlı kılacağız. Herkes için eşit ve adil hizmet üreten bir yapıya ülkemizi çok hızlıca kavuşturacağız. Bizi ve bütün yol arkadaşlarımızı artık biz cesaret, sınama dönemlerini çoktan aştık, geçtik. Korkmayız, yılmayız, cesaretle, adalet mücadelesini vermeye kararlıyız. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın tam bağımsız Türkiye, yaşasın adaletli bir memleket. Bunun için mücadelemize devam ediyoruz.