Yaklaşan Kurban Bayramı öncesi emekliler seslerini iktidara duyurmak üzere Sakarya Caddesi'nde basın açıklaması düzenledi. Geçinemediklerini vurgulayan emekliler, açlık sınırının altında aylık aldıklarını kaydettiler.
Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Sekreteri Hasan Yağız, yaptığı açıklamada, "10 gün önce genel kurulunu yapmış ve yenilenmiş bir sendika olarak bir adım daha ileri çıkarak, emeklilerin sesini kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceklerini" söyledi.
On yıllarca çalışıp ürettiklerini, emekleriyle ekonomiye, bilime, kültüre, sanata ve siyasete değer kattıklarını ifade eden Yağız, şöyle konuştu:
"Bütün bu çabalarımızın yok sayılmasına izin veremeyiz. Bu nedenle örgütlülüğümüzü katbekat büyütmeli, safları daha çok sıklaştırmalı ve mücadelemizi daha çok yükseltmeliyiz. AKP-MHP ve ortaklarının iktidarının bizlere dayattığı acı reçete vahşi kapitalizmin, neo-liberal politikaların uygulanmasından başka bir şey değildir.
"Akla ziyan anlaşmalarla çalışanlar sefalete, emekliler açlığa mahkum edilmiştir"
Gerçeği yansıtmayan enflasyon hesapları, öngörülen enflasyon tahminleri ve yandaş sendikalarla yaptıkları akla ziyan anlaşmalarla çalışanlar sefalete, emekliler açlığa mahkum edilmiştir. BES-AR’a göre açlık sınırı 34 bin 888 liraşı, yoksulluk sınırı 84 bin 352 lirayı, bekar bir insanın yaşam maaliyeti 51 bin 193 lirayı bulmuştur. Bu verilere göre 10 milyondan fazla emekli, dul ve yetim maaşı alan insanımız açlık sınırının yarısından az, neredeyse bütün emekliler ise açlık sınırının altında aylık almaktadır. Bu hal sağlık, barınma ve gıda gibi en temel ihtiyaçları dahi karşılamaktan uzaktır. Öte yandan uygulanan tek adam rejimi ile sosyal haklar ve özgürlükler hiç olmadığı kadar kısıtlanmış, sendika başvuruları engellenmek istenmiş, kabul edildiği durumlarda ise yargı sopası kullanılarak yasaklanma cihetine gidiliyor. Yer yer basın açıklamaları ve toplantılar sınırlandırılıyor. Demokratik mücadele alanları yok ediliyor. Taleplerimiz dikkate alınmıyor.
"İktidar burada da hile yapıyor"
Oysa biz bedelini peşin peşin ödeyerek hak ettiğimiz emekliliğimizde, bize ait olanı istiyoruz. Maaş güncellemesinin son alınan maaş üzerinden yapılması gerekirken, iktidar burada da hile yapıyor. Ortalama maaş üzerinden güncelleme yaparak bugün ortaya çıkan maaş rezaletinin sebebi olmuştur. Özellikle kamu sektörü dışında 10 milyonun çok üstünde insanımızın prim gün ve miktarı ne olursa olsun, nüans farklarla aynı maaşı aldığı garip bir durumla karşı karşıyayız. Büyümeden de pay verilmemektedir. Yılların mücadelesinin bir kazanımı olan bayram ikramiyesi olarak ödenen para, reel enflasyonun çok çok gerisinde kaldığı bilindiği halde, iktidar artış yapmıyor. Oysa AKP iktidara geldiğinden bu yana emeklilere hiç karışmasaydı, en düşük emekli maaşı en düşük memur maaşı civarında olacaktı."
"Memurlara verilen seyyanen artışın tüm emeklilere verilmesi şarttır"
Yağız, en düşük emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenmesini önerdiklerini bildirerek, memurlara verilen seyyanen artışın tüm emeklilere verilmesinin şart olduğunu söyledi.
Çalışırken ürettikleri emeğin değerlendirilmesinde ve geri dönüşümünde söz sahibi olmak istediklerini bellirten Yağız, şunları söyledi:
"Bu nedenle imzacısı olduğumuz uluslararası sözleşmelerden kaynaklı sendika kurma hakkımızın tanınmasını ve bu konuda TBMM’nin gerekli yasal düzenlemeyi yapmasını istiyoruz. Bayram ikramiyesi adı altında, göz boyamadan öteye karşılığı olmayan 4 bin lira gibi bir miktarın, yaşanan hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında bir anlamı kalmamıştır. Bu nedenle bu ödeneğin yılda dörde çıkarılması ve en az asgari ücret düzeyine yükseltilmesi gerekir. Ancak o durumda belki çoluk çocuğumuzla kısmen de olsa birkaç gün yüzümüz güler.
"Her emeklinin hesabına asgari ücret tutarında bir ödeme yapılmalıdır"
Önümüz bayram. Bütün vatandaşlarımızın bayramını kutlarız. Tekrar etmekte fayda var. Yılların mücadelesiyle kazandığımız ikramiyemiz enflasyona heba edilmemelidir. Her emeklinin hesabına asgari ücret tutarında ödeme yapılmalıdır."
Yağız, tutuklanan belediye başkanları, çalışanları, öğrenciler ve Gezi tutuklularının derhal serbest bırakılmasını da istedi ve, "Her gün düzmece iddialarla gözaltılar yapılarak, toplum sindirilmek istenmektedir. Bunun adı faşizmdir. Faşizme karşı durmak insanlık görevidir. Bu görevi yapmaktan asla geri durmayacağız" dedi.