Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), hutbenin kadınların eşit miras hakkını yok saydığını ve Anayasa’nın 10. ve 41. maddelerindeki eşitlik ilkelerine aykırı olduğunu belirtti. EŞİK, açıklamasında, “Hutbede açıkça kadınların eşit miras hakkına itiraz ediliyor. Erkeklerin yarısı oranında miras payına razı olun deniyor” ifadelerine yer vererek, Diyanet’in bu söylemlerle kadınların ekonomik özgürlüğünü ve toplumsal eşitlik haklarını hedef aldığını vurguladı. Platform, Diyanet’in anayasal sınırlarına çekilmesi gerektiğini ve kadınların hiçbir yasal haktan vazgeçmeyeceğini ifade etti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, hutbedeki “kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması” ifadesini “kadınların eşit yurttaşlık hakkına açık saldırı” olarak nitelendirdi. Platform, miras eşitliğinin kadınların ekonomik özgürlüğü ve yaşamın her alanında güçlenmesi için vazgeçilmez olduğunu belirterek, “Bu haklar ne fetvalarla ne de toplumsal baskıyla gasp edilebilir” dedi.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Diyanet’in kadınların kazanılmış medeni haklarını hedef almasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Güllü, “Diyanet’in görevi, kadınların haklarını tartışmaya açmak değil, toplumsal sorunlar karşısında ses yükseltmektir. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi konularda sessiz kalan Diyanet, sadece kadınlar üzerinden toplumu terbiye etmeye çalışıyor” diyerek, hutbenin hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğunu belirtti.
29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan, 2002 yılında Medeni Kanun’da yapılan eşitlikçi değişiklikleri hatırlatarak, “Şeri hukuku inşa edecek düzenlemeleri vaaz etmek, mevcut hukuk sistemine karşı gelmektir” dedi.
Hukukçular ve Barolardan Eleştiriler
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, hutbenin Anayasa’nın 10. maddesindeki “kanun önünde eşitlik” ilkesine, 41. maddesindeki ailenin eşitlik esasına dayalı korunması yükümlülüğüne ve 11. maddesindeki Anayasa’nın bağlayıcılığı hükmüne aykırı olduğunu belirtti. Açıklamada, “Kadınların miras hakkını sınırlandırmaya yönelik bu söylemler, yalnızca eşitlik ilkesini ihlal etmekle kalmamakta, laik hukuk düzeninin ihlali anlamını da taşımaktadır” denilerek, Diyanet’in anayasal görev tanımına uymaya davet edildiği ifade edildi.
İzmir Barosu, hutbedeki “rıza” kavramının toplumsal baskıyla üretilen bir rıza olduğunu ve bunun şiddetin bir görünümü olduğunu savundu. Baro, “Kadınların miras hakkı tartışılamaz. Diyanet’in bu söylemleri, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan cinsiyet eşitliğine aykırıdır” açıklamasını yaptı.
Gazeteci Çiğdem Toker, X hesabından yaptığı paylaşımda, hutbenin Anayasa’nın 136. maddesinde tanımlı Diyanet’in görev ve yükümlülüklerine aykırı olduğunu vurguladı. Toker, “Diyanet, miras kanununa uymak kul hakkı yemektir diyor” diyerek, hutbenin laiklik ilkesine zarar verdiğini belirtti.
Siyasi Temsilcilerden Tepkiler
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, hutbenin kadınların hukuk önündeki eşitliğini yok saydığını ve laiklik ilkesine aykırı olduğunu ifade etti. Nazlıaka, “Hutbede dile getirilenler, Türk Medeni Kanunu’na ve Anayasa’nın eşitlik hükmüne aykırıdır” dedi.
CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, hutbenin “laikliğe, anayasal ve yasal düzene aykırı” olduğunu belirterek, “Diyanet, kadınların miras hakkına doğrudan saldırıyor ve hukukun üstüne dini bir meşruiyet getirmeye çalışıyor. Haddini aşmamalı” dedi. Karaca, kadınların haklarını koruyacaklarını ve laik düzenden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
DEM Parti Kadın Meclisi, hutbenin “kadınlara karşı suç” teşkil ettiğini savundu ve “Kadınların kazanılmış haklarını gasp etmeye dönük siyaseti meşrulaştırmanıza izin vermeyeceğiz” açıklamasını yaptı.