2025-2026 Adli Yılı açılışı nedeniyle değerlendirmelerde bulunan Daha İyi Yargı Derneği, Türkiye’de savcılık kurumunun kapsamlı bir yeniliğe ihtiyaç duyduğunu belirtti. Dernek, savcılığın yargıdaki konumunun değiştirilmesini, savcıların adliye binalarından çıkarılmasını ve mahkemelerde avukatlarla aynı seviyede yer almalarını önerdi.
“Savcılık soruşturmaları toplumda endişe yaratıyor”
Daha İyi Yargı Derneği’nin açıklamasında şu görüşler savunuldu:
“Savcılıklarının başlattığı ceza soruşturmaları, ifadeye çağırma ve yakalama kararları, iddianame düzenlenmeden verilen tutuklama kararları toplumsal ve siyasal hayatı doğrudan etkilemektedir. Kamuoyunun önemli bir kesimi, savcılıkların bu işlemleri nedeniyle yargının siyasi bir enstrüman haline geldiğini düşünmekte ve şikâyet etmektedir."
“Bağımsızlık, tarafsızlık ve şeffaflık vurgusu”
Dernek, savcılığın yargı içindeki bağımsızlığının ve tarafsızlığının güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Savcıların yöneticilere bağımlı olması, yargıyı bağımsız bir güç olmaktan çıkarır, iktidarın uzantısına dönüştürür. Bu süreç, demokrasiden tiranlığa giden yolu açabilir” ifadelerini kullandı.
“Reform önerileri: Hâkim ve savcılar ayrılmalı”
Dernek, savcılık kurumunun işleyişine dair kapsamlı öneriler sundu:
"Savcıların ofisleri adliye binaları dışına taşınmalı, hâkimlerle lojman ve sosyal alan paylaşımı azaltılmalı.
Başsavcılar, Adalet Komisyonları’ndan çıkarılmalı; adliyelerin yönetimi tarafsız yöneticilere bırakılmalı.
Savcı ve hâkim adaylığı kurumsal olarak ayrılmalı, tayinlerde uzun süreli görevler engellenmeli.
Savcı kürsüden insin, savunmayla eşitlensin"
Derneğin dikkat çektiği en önemli önerilerden biri savcıların mahkemelerdeki konumu oldu. O öneriler ise şöyle sıralandı:
"Savcılar hâkimle aynı kürsüde değil, avukatlarla aynı seviyede yer almalı.
Savcıların açtıkları davaları hâkimin dosyası üzerinden değil, kendi dosyalarıyla yürütmeli."
Açıklamada ayrıca soruşturmalarda çifte savcı modeli de önerildi. Öneriye göre, bu modelde görev yapacak savcılardan biri suçlama (tez), diğeri ise şüpheliyi temize çıkarma (antitez) için görevlendirilmeli.
“Özgürlükleri kısıtlamaya doğal hâkim karar vermeli”
Tutuklama ve özgürlükleri kısıtlayan kararlarda yetkinin yalnızca davaya bakacak hâkimde olması gerektiğini belirten dernek, itiraz mekanizmalarının da ağır ceza mahkemeleri arasında kademeli şekilde işletilmesini önerdi. Ayrıca, istinaf mahkemelerinde özgürlük kısıtlayan kararlara karşı duruşmalı itiraz imkânı tanınması gerektiğini kaydetti.