TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras, 13 Şubat'ta dernek genel kurulunda yaptığı konuşması nedeniyle 'Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlarından yargılandıkları davanın ilk duruşması için Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Aras ve Turan'ın yargılandıkları davanın duruşması İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
23 EYLÜL'E ERTELENDİ
Dava 23 Eylül'e ertelenirken, Orhan Turan ve Mehmet Ömer Arif Aras'ın yurt dışı çıkış yasağı kaldırıldı
'AYLIK GELİRİM 900 BİN LİRA'
Duruşmada kimlik tespiti yapılan Arif Aras, aylık gelirinin 900 bin lira olduğunu belirtti. Aras, hakimlikteki savunmasında "İlk defa mahkeme huzurunda bulunuyorum. Bahsedilen suçlama delilsiz ve dayanaksızdır. 38 yıldır aynı kurumda çalışmama rağmen, adresim sabit olmasına rağmen, polis eşliğinde zorla getirildim. Üzerine atılı suçlamalar düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Derneğin tüzüğü hukuka uygun şekilde düzenlenmiştir. Bu derneğin konseyi yılda belirli aralıklarla 3 defa toplanmaktadır. Yılda 3 kez konuşma hakkım var. Yargılamaya konu edilen konuşmayı başkanlık sıfatıyla 12 Şubat'ta yaptım. Benim söylediklerim başı sonu kırpılmıştır. Yaptığım konuşma, olağan faaliyet içerisindedir. Başka bir amacı yoktur. TÜSİAD tarafından hazırlanan öneriler başlıklı kitapçıkların açıklamasıdır. Konuşmamda liyakat ile hukuka duyulan güvenin arttırılmasını vurguladım" ifadelerini kullandı.
'BU İŞLEMLER YABANCI YATIRIMCILARI ETKİLİYOR'
"Hukuktan kastım vergi, gümrük, ticaret ve bankacılık tanımından ibaret değildir” diyen Aras, şunları söyledi: ”Hukukun tanımına, kişilerin tanımına etki eden gerek sosyal, gerek yazılı kuralların öngörülebilir şekilde uygulandığı da dahildir. Ekonomi hukuk ile şekillenmektedir. Piyasalarda oluşan faizler ve döviz kurlarındaki hareketler buna örnektir. Beklenti ve ön görülerin referans noktası ise yaşananlardır. Bu nedenle ekonomi alanı toplumda karşılığı olan olgu ile dahildir. Açıkladığım bu hususlarla ekonomi alanında yapmış olduğum dava konusu konuşmada, hukuk ve politikadan ayrı düşünülemeyeceğini vurguladım. Bu yüzden bana, 'Neden bu şekilde konuşma yaptın?' sorusunun yöneltilmesi doğru değildir. Yargılamanın bu şekilde yapılması doğru değildir. İddianamede, konuşmalarımın önü ve arkası kesilerek, suç işlediğim söylenmektedir. İnsanlar hukukun üstünlüğünü, tutuklama ve gözaltı olarak görüyor. Bu işlemler yabancı yatırımcılar ve yabancı basına da bilgi notu olarak iletilerek, yatırımcılara etkisi oluyor" diye konuştu.
'GÖREVİM NEDENİYLE SUÇLANIYORUM'
Duruşmada savunma yapan sanık Turan, ise açıklamasında "Makine Mühendisliği'nden mezun olup, eğitim süresince devlet okullarında devam ederek hem iş hayatında hem günlük hayatımda faydalı olmaya gayret ettim. Son üç yılda ihracat lideri olarak yüzde 100 sermayeli, ülkenin en yüksek sermayeli bir şirketini oluşturacak şekilde hareket ettim. Hem hükümet hem diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla yurt içi ve yurt dışında önemli toplantılar gerçekleştiriyoruz ve görüşlerimizi belirtiliyoruz. Görevim nedeniyle yaptığım konuşmalar nedeniyle suçlanıyorum. Hiçbir şekilde konuşma içerisinde gerçeğe aykırı bilgiyi vermedim. Kamuoyuna yansıyan, toplumun bildiği bir bilgiyi, bazı hususları objektif bir şekilde, olan etkilerini sıraladım. Konuşmada sadece hukukun üstünlüğünün sağlanmasının önemine ve ülkenin ekonomisinin gelişmesine yönelik tavsiyelerde bulundum. Konuşmalarım suç oluşturmamaktadır, TUSİAD'ın tespit ve tavsiyelerden oluşmaktadır" ifadelerini kullandı.
'TECRÜBELERİMİ PAYLAŞTIM'
Sanık Turan, savunmasının devamında ise, "Halkın nezdinde son derece önemli mevkilerde bulunan kişiler hakkında bu tür soruşturma evrelerinin ekonomi anlamında uğradıkları zararları vurguladım. Hukukun üstünlüğü çerçevesinde ekonomik refahı hedefleyen ve Türk iş insanlarının oluşturduğu bir sivil toplum örgünün kuruluşunda bu ifadelerin kullanılması doğaldır. Konuşmamda teknik hukuk söylemi bulunmamaktadır. Ben TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve iş adamı olarak, derneğin tüzüğünde belirtilen düşünceler doğrultusunda önerilerimi ve tecrübelerimi paylaştım. Konuşmamın amacı hukukun üstünlüğünün egemen olması, ülke ekonomisinin ancak bu şekilde ileriye gitmesini söylemekti. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. İş insanı olarak hakkımda verilen yurt dışı çıkış yasağı beni ve şirketimi zarara uğratmaktadır. Bu nedenle yurt dışı çıkış yasağı tedbirimin kaldırılmasını talep ediyorum" diye konuştu.
BERAATLERİNİ TALEP ETTİLER
Savunma yapan sanık avukatları, müvekkillerinin yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin kaldırılmasını ve beraatlarını talep etti.