Devlet okullarında nitelikli yemeğe erişemeyen öğrenciler, çareyi beslenme çantalarında ve okul kantinlerinde arıyor. Ancak gelen zamlar sonrası daha da artan fiyatlar öğrencilerin bu besinlere bile ulaşması önünde engel. Besin değeri bakımından düşük, karbonhidrat ağırlıklı kantin ürünlerine fahiş fiyatlar ödemek zorunda kalan öğrenciler okul harçlıklarını yetiştiremiyor.
Okula yemeğini evden götürmek zorunda kalan çocukların ise beslenme çantaları dolmuyor. Bir öğrencinin aylık kantin masrafı ortalama tost ve ayran yemesi durumunda bile en az bin 200 TL.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık 3 çocuk söylemini dile getirse de asgari ücretle geçinmek zorunda kalan ve tek çocuğu olan yurttaşlar bile çocuklarının karnını doyurmakta zorlanıyor. Veliler ‘‘Bir öğrencinin aylık masrafı sadece tost ve ayran yerse bile en az 1.200 TL. Çocuklarımızı okula aç gönderiyoruz, aç geliyorlar’’ dedi.
BİR ÖĞÜN ÜCRETSİZ YEMEK
Okullarda “bir öğün ücretsiz yemek talebi” her fırsatta “kaynakların yetersiz olduğu” gerekçesiyle rafa kaldırılırken, okula aç giden öğrenci sayısı da giderek büyüyor. Ülkenin çeşitli illerindeki kantinlerde tost fiyatları 50 TL’den başlarken; tavuk dürüm 60, patates ekmek 40, ayran ise 10 TL’den başlıyor. İstanbul, Antalya gibi büyük şehirlerde ise fiyatlar daha da artıyor. Bir çocuğun yalnızca tost ve ayran yediği senaryoda bile günde 60, haftada 300 TL harçlığa ihtiyacı oluyor. 22 bin TL asgari ücretle geçinmeye mahkûm edilen bir ailenin çocuğu için okulda tost yemek bile imkânsız hale geliyor. Kocaeli’nde yaşayan Sibel Yılmaz adlı bir veli “Devam eden gıda fiyatlarındaki artış basit bir beslenme çantasını hazırlamanın maliyetini 200-250 liraya çıkarırken, basit bir sandviçin, tostun dahi 150 liraya, suyun 20 liraya satıldığı kantinlerden çocuklarımızın beslenme ihtiyacını karşılamak imkânsız hale gelmekte. Buna karşın meclis lokantasına baktığımızda çorba, ana yemek, salata, tatlı ve içecekten oluşan tam bir menü 250 lira civarında. Bu durum biz velilere kamu kaynaklarının ülkemizin geleceği olan çocuklar yararına onları önceleyen bir biçimde kullanılmadığını gösteriyor’’ dedi.
Nevşehir’de yaşayan iki çocuk annesi Melike Köstekçi de “Asgari ücretten fazla maaş almama rağmen çocuklarımın okul yemeğini zar zor karşılıyorum. Yeri geliyor haftada 500 TL harçlık veriyorum ancak yetmiyor. Kantinlerdeki kalitesiz yiyeceklere fahiş fiyatlar koyuyorlar, bunların denetlenmesi gerekiyor. Kaliteli ürün yok, fiyatlar yüksek" diye konuştu. İzmir’de yaşayan Necati Kalafat ise "Ulaşım için servis parası, kayıt parası, bağış parası vermek zorunda bırakılıyoruz. Üstüne bir de çocuk üstüne bir simit-ayran almak için bile 70-80 lirayı bulan bir maliyetle karşılaşıyor. Kantinlerdeki durum içler acısı, çocuklar çoğu zaman bir şey alamadan geri dönüyor" dedi.
EKMEK ARASI DOLMUYOR
Öğrenci Veli Derneği Başkanı (Veli-der) Başkanı Ömer Yılmaz ise asgari ücret düzeyi altındaki velilerin bu fiyatları karşılayamadığı için çocukların kantinlerden alışveriş yapamadığını belirterek “Bu çocukların mutlaka bir beslenme programına tabi tutulması gerekir. Veliler beslenme koysa bile ekmek arası koyuyor, bunun içini dolduramıyor. Kantin eğitimin bir bileşeni değildir. Kantin bir alternatiftir. Eğitimin asıl bileşeni yemekhaneler olmalıdır. Orada karnını doyuran çocuklar isterse kantinden alışveriş yapabilmelidir. Kantinlerdeki gıdaların güvenliği de tartışmalıdır” dedi.
ÇOCUKLARDA CİDDİ GERİLİK NEDENİ
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Okul Sağlığı Çalışma Grubu üyesi Dr. Gülgün Kıran, şöyle konuştu: “Büyüme ve gelişimin fiziksel yanı kadar sosyal ve psikolojik olan yanı okul dönemde tamamlanıyor. Beslenmeyle ilgili sorun çocuklarda ciddi geriliklere neden oluyor, ilkokul çağındaki çocuklarda bodurluk, gelişme geriliği, enfeksiyonlara eğilim gibi birçok ciddi fiziksel problemler ortaya çıkıyor. Hepimiz biliyoruz ki karbonhidratla beslenen beyinle proteinle beslenen beynin gelişimi çok farklı oluyor. Geçen yıl yapılan araştırmalara göre biliyoruz ki Türkiye’de her dört çocuktan biri okula aç gidiyor."