Gündem

Çiftçi Borç Batağında, Ziraat Faizleri Arttırdı

Tarımsal üretimin don ve kuraklıkla geçtiği 2025’in ilk yarısında üretici borç baskısı altında kaldı. Ziraat Bankası’nın yakın izlemedeki çiftçi destek kredileri, yüzde 76,7 oranında büyüyerek 33,6 milyar lirayı aştı.

Üretim sezonu don felaketleriyle başladı, kuraklıkla daha da ağırlaştı. Birçok üründe ciddi verim kayıpları yaşanırken yükselen üretim maliyetleri çiftçiyi borca mahkûm etti. Girdi maliyetlerinin altında ezilen üretici ayakta kalmak için daha fazla krediye yönelmek zorunda kaldı.

Çiftçinin başlıca kredi kapısı olan Ziraat Bankası’nın 2025 yılının ilk yarısına ilişkin finansal tabloları da üreticilerin içine sürüklendiği borç sarmalını bir kez daha gözler önüne serdi. Ziraat Bankası’na olan çiftçi borçları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50,8 artarak 839 milyar 940 milyon liraya ulaştı.

Bu dönemde bankanın yakın izlemeye aldığı çiftçi destek kredileri ise yüzde 76,7 oranında büyüyerek 33 milyar 569 milyon liraya ulaştı. Bu kredilerin 3 milyar liralık bölümü yeniden yapılandırılırken kalan 30 milyar liralık bölümü yeniden yapılandırma kapsamında yer alamadı. Bankanın 2024 yılının ilk altı ayında 191 milyar 422 milyon 581 bin lira olan yakın izlemedeki toplam kredi stoku ise bu yıl, 290 milyar 637 milyon 97 bin liraya çıktı.

ÇİFTÇİ DOSTLUĞU LOGODA

"Çiftçi bankası" olarak isimlendirilen Ziraat Bankası’nın yılın ikinci yarısına ilişkin finansal tabloları ise tarım kredilerinin toplam krediler içerisindeki payının azaldığını ortaya koydu. Bankanın toplam kredi hacmi, 2025'in ilk yarısında 3 trilyon 658 milyar 443 milyon liraya ulaştı.

Yıllar içerisinde çiftçiye destek hedefinden uzaklaşan bankanın sağladığı tarımsal nitelikli çiftçi destek kredilerinin toplam krediler içerisindeki payı yüzde 22,9’a geriledi. 2024 yıl sonunda bu oran yüzde 26,8 düzeyindeydi.

FAİZ GELİRİ BÜYÜDÜ

Çiftçinin borçluluğu artarken bankanın kredilerden sağladığı faiz geliri de devasa boyutta büyüdü. Haziran sonu itibarıyla bankanın ihtisas bankacılığından sağladığı faiz geliri ise 147 milyar 731 milyon lirayı buldu. Bu gelir geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63,3 arttı.

∗∗∗

ÜRETİCİNİN ENFLASYONU ARTIYOR

Çiftçinin tarımsal girdi enflasyonu yükselişini sürdürüyor. TÜİK’in açıkladığı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’nin (Tarım-GFE) Haziran verilerine göre, çiftçinin girdi maliyetleri aylık bazda yüzde 2,52 artarken, yıllık bazda yüzde 33,88 yükseldi. Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 61,77 artış ile veteriner harcamaları, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 6,05 artış ile gübre ve toprak geliştiriciler oldu.

Yıllık bazda fiyatı en çok artan girdiler (%):

• Veteriner harcamaları: 61,77

• Gübre: 40,98

• Diğer mal ve hizmetler: 40,28

• Tohum ve dikim materyali: 35,49

• Hayvan yemi: 34,28

• Mazot, enerji, yağlayıcılar: 25,71

• Tarımsal ilaçlar: 17,91

∗∗∗

TOPRAĞA GÖZ DİKEN DÜZENLEME AYM’DE

Danıştay, tarım arazilerinin çiftçinin rızası olmadan kiraya verilmesine olanak tanıyan düzenlemede Anayasa’ya aykırılık şüphesi gördü. Çiftçiler Sendikası, “Topraklarımız üzerindeki haklarımız gasp edilemez” diyerek yıllardır yükselttiği itirazlarını yargı önünde de tescilledi.

Üst üste iki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazileri, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarımsal amaçlı sezonluk olarak kiraya verileceğine ilişkin düzenlemeye Çiftçiler Sendikası tarafından açılan davada Danıştay 10. Dairesi, kritik bir ara karar verdi. “İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik”in dayanağı olan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8/K maddesindeki düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olabileceğine hükmedildi. Dosya, Anayasa Mahkemesi’ne gönderildi.

Düzenleme; iki yıl işlenmeyen arazilerin malikinin rızası olmaksızın Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kiraya verilmesini, kira bedeli ile kiracının idarece belirlenmesini ve arazi sahibinin kendi toprağı üzerinde sözleşme tarafı olmaktan çıkarılmasını öngörüyordu. Sendikanın dava dilekçesinde bu hükümlerin Anayasa’nın mülkiyet hakkını, hak arama özgürlüğünü, sözleşme hürriyetini, hukuk devleti ve ölçülülük ilkelerini ihlal ettiği vurgulanmıştı.

Danıştay kararında, yönetmelik ve kanun değişikliğinin çiftçiyi tamamen devre dışı bıraktığını, idareye sınırsız ve keyfi yetki tanıdığını ve mülkiyet hakkının özüne dokunduğunu belirtti.