İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda, 12 Kasım 2012 tarihinde kabul edilen Büyükşehir Yasası'na ilişkin konuştu.

Söz konusu 6360 sayılı kanunun yasalamasıyla köylerin, mahalleye dönüştürüldüğünü hatırlatan Arslan, düzenleme nedeniyle köylülerin hak kayıpları ve mağduriyetler yaşadığını dile getirdi.

Arslan, bu sorunların ortaya çıkarılması ve çözülmesi için İYİ Parti olarak araştırma önergesi verdiklerini açıkladı.

"KÖY ARAZİLERİ RANTÇILARIN OYUNCAĞI OLDU"

AK Parti İktidarı tarafından yürürlükten kaldırılan 442 sayılı Köy Kanunu ile köy hayatı ve tarımsal üretiminin sürekliliğinin garanti altına alındığına dikkat çeken Arslan; "Köyde yeni yetişen nesil ya da o köy nüfusuna kayıtlı olup atası, dedesi, mezarı o köyde bulunan kişiler köylerinin civarındaki “köy gelişim alanı” denilen araziler için muhtardan talepte bulunabiliyordu, yapılan parsellere beş yıl içinde temel atıp ev yapan köylüler mülk sahibi oluyordu. Parsellerin tapusu çok cüzi fiyatlarla muhtarlardan satın alınıyordu, köy muhtarı ise köy tüzel kişiliği kasasına giren bu parayla köyün ihtiyacı olan bazı işleri hiçbir kuruma ihtiyaç duymadan çözebiliyordu." dedi.

12 Kasım 2012'de yasalaşan Büyükşehir Yasası ile yaklaşık 22 bin  köyün tüzel kişiliğini kaybettiğini hatırlatan İYİ Parti Ankara Milletvekili, "Bu düzenlemeyle köy muhtarlarının ve azaların hiçbir yetkisi kalmadı, yerel düzeyde merkeziyetçilik arttı. Aynı zamanda, kentte yaşamanın gerektirdiği mali yükümlülükler köyler için de geçerli oldu. Hayvancılık ve tarımsal üretim olumsuz yönde etkilendi. 6360 sayılı kanunun kırsal alanlarda meydana getirdiği sorunlar büyükşehirlerde mahallelerin kırsal ve kentsel olarak yapılandırılmasını zorunlu kıldı. Buna istinaden mahalleye dönüştürülen köylere 7254 sayılı kanunla birlikte kırsal mahalle ve kırsal yerleşik alan statüsü verilmesinin önü açıldı ancak bu kanun da ilave sorunlara neden oldu." ifadesini kullandı.

Köy yerleşim alanı ve köy gelişim alanındaki arazilerin dışarıya açık ihalelerle üretimden, çiftçilikten anlamayan zenginlerin, rantçıların oyuncağı hâline geldiği uyarısı yapan Arslan sözlerine şöyle devam etti:

"BELEDİYELER KÖYLÜNÜN BAHÇESİNE HİSSEDAR OLDU"

"Yapılacak iş tarımsal bir faaliyetken satın alınacak arsa ya da arazi, şehirdeki arsa fiyatlarına eşitlendi. Köylülerin yıllardır ekip biçtiği otlakıye, Maliye yeri, mera yeri, köy tüzel kişiliğine ait araziler açık ihaleler ve internet üzerinden yapılan satışlarla tanımadıkları kişiler tarafından alındı. Köylerdeki sosyal doku ve komşuluk ilişkileri bozuldu. Mahalle statüsüne geçilmesinden sonra ilçe belediyeleri tarafından imar getirilen köylerde belediye, köylünün avlusuna, bahçesine hissedar oldu; en büyük tehlike de burada. Zira, belediyeler bu hisselerini umuma açık ihalelerle satışa sundu. Böylece köylü, avlusunun hissedarı olan yabancıların insafına terk edildi. Hepimiz farkındayız ki, günümüz piyasa koşullarında hayvancılık ve tarımsal üretimde sürekliliğin sağlanması, köylünün köyünde huzurlu olmasına bağlıdır yani toprak köylünün olursa ekilir. Büyükşehirlerde mahalleye dönüştürülen köylerde bir diğer sıkıntı da köylü yıllardır ecrimisil bedelini ödediği tarlasını açık ihaleler yüzünden alamıyor. Söz konusu tarla, sadece kredi teminatı için ihaleye giren yabancılara satılıyor.

"MİLLİ EMLAK KÖYLERİ PARSELLİYOR"

Köy yerleşim alanları ve köy gelişim alanları belediyeler ve Millî Emlak tarafından parsellenerek yine tarım amacı taşımayan kişilere kırevi ya da hobi bahçesi adı altında satılmaktadır. Buralarda bu şekilde parsel edinen kişiler, köylerdeki hayvanlardan rahatsızlıklarını belirterek dilekçe veriyorlar. Dolayısıyla bu şikâyet üzerine hayvan barınakları mühürleniyor, bu ve benzeri nedenlerle köylünün faaliyetleri engelleniyor.

"KÖY GELİŞİM ALANLARI TOKİ'YE DEVREDİLİYOR"

Yine son zamanlarda, köylerin gelişim alanlarında tarım yapılırken sessiz sedasız TOKİ'ye devredilen 389 arsa satışa çıkarılmıştır. Örnek verecek olursak, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dâhil edilen ve Antik Dönem’in öne çıkan alanlarından biri olan Gordion’un bulunması nedeniyle bir hayli önem arz etmektedir. Ankara Polatlı’daki Yassıhöyük köyü ile çevre köylerinde ve Beypazarı’nın İncepelit köyü başta olmak üzere çok sayıda köyde araziler satışa çıkarıldı. Bu rekabetten köylüler ekonomik nedenlerle arsalarını alamadı.

"BU BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR"

Yaşayan, nefes alan, üreten köylüler için bu rezalete müsaade edilmemelidir. Değerli milletvekilleri, “Köylü milletin efendisidir.” diyen Atatürk gibi, milleti süpürge tohumu ekmeği yerken vesikayla evine aynı ekmeği alan Talat Paşa gibi devlet adamlarının yüzü suyu hürmetine bugünlere geldik. Toprağını, suyunu, ağacını ve bu ülkenin insanlarını düşünerek dertlenen köylünün toprağına göz dikmek bugüne ve yarına ihanet etmektir. Sonuç olarak, tarım ve hayvancılığa darbe vuran, köy arazilerini rant ve imara kurban eden uygulamalara son verilmesi gerekmektedir. Tarım ve hayvancılık konusunda hassasiyeti olan gelecek nesillere karşı sorumluluk duygusuyla hareket eden, köy arazilerinde yapılan satışların ortaya çıkardığı sonuçları millî güvenlik sorunu olarak kabul etmek lazım".