TBMM Genel Kurulu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı 2022 bütçeleri görüşülüyor.
İYİ Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, “Tarımsal üretime yönelik ciddi programın bulunmaması konunun vahametinin kendini yerli ve milli olarak tanımlayan AK Parti iktidarı tarafından kavranamadığını gösteriyor… AK Parti iktidarında ithalat sevdasıyla oluşturulan dışa bağımlılık Türk tarımına tehdit oluşturdu. Bu millî güvenlik sorununu oluşturan unsur, ithalatla Türk çiftçisinin en büyük rakibi hâline gelen fırsatçı AK Parti iktidarıdır. Gıdada dışa bağımlılık egemenlik tehdididir” dedi.
Cinisli, “AK Partinin zararlı tarım politikaları tartışılması gereken milli güvenlik sorunu haline gelmiştir” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hatırlatmalıyım ki döviz artmıyor, milli paramız eriyor. Bunun da sebebi iktidar olarak sizlersiniz. Bugün Türk lirasının tasarruf değeri kalmadığı gibi, bir fiyat ölçüsü değeri de kalmamıştır. Yüzde 63’lük banka döviz mevduat oranına da bakarsak korkarım ki bir sonraki adımda milli paramızın tedavül değeri bile kalmayabilir. TL’deki fahiş değer kaybı olmadan önce de Türkiye'nin dört bir yanındaki çiftçilerin ortak noktası zarar etmekti. Çiftçi artık boş bahane duymak istemiyor. AK Parti’nin gözünde çiftçinin, üreticinin hiçbir değeri yok. Tarımı bir stratejik sektör ve millî güvenlik meselesi olarak gören, demokrat, milliyetçi, kalkınmacı bir partinin ve siyasi geleneğin temsilcisi olarak ifade etmeyelim ki: Tarımı önemsemeyen zihniyet kendine ‘milli ve yerli’ demesin.”
“BAKAN SUSUZ KANALI AÇTI”
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin fotoğrafının yer aldığı dövizi göstererek, Konya’da 540 milyon liraya mal olan 125 metre uzunluğunda kanal yapıldığını anımsattı.
Yokuş, Bakan Pakdemirli’nin 3 Temmuz 2020’de “susuz olan bu kanalı açtığını” dile getirerek, “Sayın Bakanımız susuz kanalı açtı. Konyalı soruyor ‘Sayın Bakan suyumuz nerede?’. O da bir yalan ve yılın hikayesine dönüştü. Bakana soruyorum, 2022’de inşallah, maşallah. Utanılacak bir durum var. Bu Melen Barajı’nın projesi yapıldığındı DSİ Genel Müdürü olan Bakan Yardımcısı yapıldı. Devleti milyarlarca lira zarara uğrata terfi ettirildi. TİGEM battı ya. Batanı terfi ettirdik” diye konuştu.
“HUKUK ARKADAN GELSİN’ DİYEN BAKAN İNANIYOR MU?”
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, “yargının ele geçirilebilecek bir yer olmadığını ve asla el değmemesi gerektiğini” belirterek, “Öyle mi Sayın Bakan? Sizin iyi niyetinize inanıyoruz. ‘Hukuk arkadan gelsin’ diyen İçişleri Bakanı inanıyor mu? Yargıya ayar vermekten hiç vazgeçmeyen Cumhurbaşkanı inanıyor mu?” sorularını yöneltti.
Subaşı, “Kadına şiddete sıfır tolerans” denildiği tarihlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığını, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan yargı mensuplarının terfi ettirildiğini belirtti.
Subaşı, “Cumhurbaşkanlığı başkanlık sisteminin başladığı tarihten bu yana sürekli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesiyle ilgili uyum sağlamak adına yapılan reformlar insan hakları, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının en çok tekrarlandığı bu sürecin sonunda geldiğimiz noktada Avrupa Konseyi, Türkiye’yi konseyden çıkarma sürecini başlatmış oldu” diye konuştu.
“YENİ ANAYASA REJİMİN KÖKLEŞMESİ İÇİN İSTENİYOR”
Subaşı, yeni Anayasa için Bakan Gül’ün sözlerini anımsatarak, “Acaba sizin döneminizde 12 kez değişiklikle 177 maddesinin 134 hükmünü değiştirdiğiniz Anayasa’ya gerçekten özgürlükleri sığdıramıyor muyuz; dar mı geliyor, yoksa çok mu bol geliyor? İktidarın eylemlerine bakarsak anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılmasından büyük rahatsızlık duyulduğu göze çarpıyor. En çok cezaevlerine yatırım yapan ve buna rağmen Avrupa’da doluluk oranı yüzde 100’ün üzerinde olan tek ülkeyiz. Belli ki yeni anayasa bu rejimin kökleşmesi için sökülmez mührü olsun diye Cumhurbaşkanınca isteniyor” dedi.