Yurt

Saadet Partisi Ankara Milletvekili Doğan: İmamoğlu AK Parti’ye Geçseydi Bu Suçlamalar Yapılmazdı

Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, "Sandıktan çıkan sonucu devletin imkanlarını suistimal ederek değiştirmek büyük tehlikedir. Rakibinizi bertaraf etmek için mahkemeleri, kanunları suistimal ederseniz toplumun güvenini kaybedersiniz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının tutuklanması bunun en açık örneğidir. İmamoğlu AK Parti’ye geçseydi bugün ona yöneltilen suçlamalar yapılmayacaktı" dedi.

Doğan, partisinin il divan toplantısına katılmak için bulunduğu Rize’de basın mensuplarıyla bir araya geldi, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

Türkiye'nin 2025 bütçesinin 14,8 trilyon, toplam borcunun ise 44 trilyon lira olduğuna işaret eden Doğan, "Yani bir yıllık bütçemizin 3 katı borcumuz var" dedi. Mevcut borç "zerre" azalmamasına rağmen son 20 yılda bu borcun karşılığı olarak 28 trilyon lira faiz ödendiğini bildiren Doğan, şöyle konuştu:

"Yani 28 trilyon faizi biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin üzerine uçakla serpsek, hane başına 1 milyon 100 bin lira para düşüyor. Arsa parasını kenara koysak Türkiye'de şu anda 81 il, 973 ilçedeki ve 54 bin köy ve mahalledeki bütün evleri yıksak sıfırını da yapabiliriz. Bu kadar büyük bir faiz ve bu kadar büyük bir borç. Bu kadar büyük bir borcun altına ülkeyi sokarsan, bu kadar büyük bir faize eğer bu ülkeyi mecbur tutarsan sen İsrail'e sesini çıkartamazsın. Gazze'de bu sorunları yaşarsın. Suriye ile ilgili bir masa kurulduğu zaman seni kimse ciddiye almaz, kimse kale almaz. Ve ondan sonra bu kadar sorun, bu kadar sıkıntı olursa dünyanın en muhteşem özellik ve nimetlerine sahip ülkede senin en değerli hazine niteliğindeki stratejik ürünlerin beş para etmez ve dünyada en değerli maden olan insan kaynakların işsizlikten kıvrım kıvrım olur."

"Gençlerimizin yüzde 67'si geri dönmemek şartıyla yurt dışına yaşamak istiyor"

Gençlerin çoğunun geri dönmemek üzere ülkeden kaçmak istediğini vurgulayan Doğan, şunları söyledi:

"19 ile 29 yaş aralığında olan gençlerimize soruyorlar; 'Bir fırsat olduğu zaman Türkiye'den başka bir ülkede yaşamak ister misin?' diye. Burada psikolojilerini tartmak için enteresan bir soru daha soruyorlar. Diyorlar ki, 'Peki Türkiye'nin dışında bir ülkede yaşama hakkını tek şartla size versek yine kabul eder misiniz?' Şart ne? Bir daha Türkiye'ye dönemeyeceksiniz. Yüzde 67'si 'evet' diyor. 'O şarta rağmen de Türkiye'nin dışında yaşamak isteriz'. Bu psikolojinin olduğu ülkede yavaş yavaş istenen de budur. Zaten gençlerimizde aidiyet duygusu kalmıyor. İnsanımızda aidiyet duygusu kalmıyor. Bu sorunlar bütün var olan sorunları tetikliyor.

Doğan; esnafın, tüccarın, devletin borçlu olduğunu, kimsenin alın teri ve emeğinin para etmediğini söyledi.

"Ülkemizde 10 milyon madde bağımlısı var"

Ülkede uyuşturucu bağımlısı 10 milyon gencin bulunduğuna, tevdilerinin de zor olduğuna dikkat çeken Doğan, "Gariban kesime satılan bu maddelerin hepsi sentetik ve geri dönüşü yok. Çoğunun tedavi edilme ihtimali yok. Anneler geldiler, videolarda bana gösterdikleri görüntülere bir insanın yüreğinin dayanması mümkün değil" dedi.

Boşanma ve intihar oranlarının da yükselmesine dikkat çeken Doğan, "Biz teknik ve teorik olarak baktığımız zaman yeraltı kaynakları bakımından, coğrafya özellikleri bakımından, tarihi bakımından, genç nüfusu bakımından dünyanın en muhteşem özellik, güzellik ve zenginliklerine sahip bir ülkede yaşıyoruz. Ama nasıl bir belaya düşer olduk ki dünyanın en güzel ülkesinde dünyanın en berbat dönemini yaşıyoruz" diye konuştu.

"Bu masayı, bu komisyonu kuranların hepsi sabıkalı"

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na da değinen Doğan, partisinin bu komisyona katılmayı "sürece teslim olmak" olarak görmediğini belirtti. Partisinin, itirazlarını net ortaya koyabilmek için komisyonda bulunduğunu bildiren Doğan, şöyle devam etti:

"TBMM'de bir kanun teklifi gelmeden önce komisyona geliyor. Komisyona gelen her şeye yaklaşımımızı ifade ediyoruz. Yani komisyon içerisinde olmamız, gelen kanun tekliflerini ayniyle destek vermek anlamına gelmiyor. Ama bundan sonuç itibariyle barış çıkar mı? Endişelerim var. Bu ülkede barış denildiği zaman hiçbir kesim itiraz etmez. Ama bu komisyonda hedef gerçekten barışı temin etmek mi? Herkesin kafasında soru işareti var. Bu masayı, bu komisyonu kuranların hepsi sabıkalı. Bu sabıkalar da 50 yıl önce işlenmiş bir ayıptan kaynaklanmıyor. 20 yıl, 10 yıl önce işlenmiş, daha 2 yıl önce, seçimde olmayan bir durumdan yola çıkarak, iftiralarla ve sahte montaj kasetlerle muhalefete iftira atanlar ve bunun üzerine seçim kazananların işlediği sabıkalardan kaynaklanıyor. Bugün hiçbir şey olmamış gibi hareket ediyorlar. Elbetteki söyleyecek çok şeyimiz var. Ancak zamanı geldiğinde sözlerimizi dile getireceğiz."

"İmamoğlu AK Parti’ye geçseydi bugün ona yöneltilen suçlamalar yapılmayacaktı"

Doğan, CHP'li belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:

"Siyasette en önemli unsur sandıktır. Sandıktan çıkan sonucu devletin imkanlarını suistimal ederek değiştirmek büyük tehlikedir. İktidar ya da muhalefet fark etmez, bir belediyenin imkanını şahsi çıkar için kullanmak ahlak dışıdır ama siz, rakibinizi bertaraf etmek için mahkemeleri, kanunları suistimal ederseniz toplumun güvenini kaybedersiniz. Geçmişte belediyelere kayyum atayarak şimdi de belediye başkanlarını gözaltına alarak, buna bizim olumlu bakmamız mümkün değil. En büyük şehrin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını içeri atıyorsunuz. Mahkemenin vereceği kararın da inandırıcılığı olmayacaktır. AK Parti, parti olmaktan çıktı günahları aklayan bir vakıf kurumu gibi davranıyor. Sayın İmamoğlu AK Parti’ye geçseydi ona yönelik suçlamaları yapacak mıydınız? O zaman nasıl inandıracaksınız toplumu?"