Z Kuşağı İktidara Mesafeli

Seçimlerin 2023’te gerçekleşmesi halinde sayıları 13 milyonu bulacak olan Z Kuşağı, siyasetin iştihanı kabarttı. “Gençleri kucaklıyoruz” pozu kesen siyasiler, öğrenci evlerinde bağdaş kurdu. Uzmanlar, baskılar ve gelecek kaygısı nedeniyle gençlerin AKP’ye uzak olduğunu söylüyor.

Gündem 16.04.2022, 09:29
Z Kuşağı İktidara Mesafeli

Ülke seçim atmosferine girerken iktidar ve muhalefet cephesinin gözü, peş peşe yayımlanan kamuoyu yoklamalarında. Son dönemki tartışmaların odağında yer alan Z Kuşağı ise partilerin ana hedef kitlelerinden birini oluşturuyor. Seçimlerin 2023’te gerçekleşmesi halinde 7 milyonu aşkın yeni seçmen oy kullanma hakkına sahip olacak.

Toplam seçmen içinde yaklaşık yüzde 12’lik oy dilimine sahip bu kitlenin yönelimleri oldukça kritik. Yekpare bir değerlendirme mümkün olmasa da araştırmalar, önümüzdeki seçimde ilk kez oy kullanacaklarla birlikte sayıları 13 milyonu bulacak olan Z Kuşağı’nın siyasal tercihlerinin iktidara daha mesafeli olduğu yönünde.

vaatlere-karinlari-tok-1004242-1.jpg

İFTAR SOFRALARINDA POZLAR VERİLİYOR

Başta iktidarın yasakçı/baskıcı politikalarından rahatsızlık duyan bu kitlenin temel sorununun işsizlik, gelecek kaygısı ve ekonomik sıkıntılar olduğu görülüyor. Öte yandan kendini muhalefet partilerinin içinde tanımlamaktan da uzak bu kitle daha çok AKP ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden tutum geliştiriyor. Durumun farkına varan siyasilerin önceliği ise gençleri kucakladıkları algısı. Öğrenci evlerinde iftar yapılıyor, gençlerle yer sofralarında bağdaş kuruluyor. Parti kongre ve toplantılarında popüler müzikler açılıyor, sosyal medyadan ilgi çeken içerikler üretiliyor. Zaman zaman düzenlenen gençlik buluşmalarında bilindik vaatler uzadıkça uzuyor.

GELECEĞİN DEĞİL BUGÜNÜN ÖZNELERİ

Konuya ilişkin değerlendirmelerini aldığımız uzmanlar ise yoksulluk, işsizlik ve yoğun gelecek kaygısı taşıyan gençlerin, asıl taleplerinin sorunlarına gerçekçi çözümler bulunması olduğuna dikkat çekiyor. “Siyasetin gençlere iki uç yaklaşımı var” diyen Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Araştırma Direktörü Ulaş Tol, “Her dönemde mevcut düzenin ve değerlerin devamını isteyenler, gençleri yozlaşmış bularak, onları kurtarılması gereken bir kesim olarak görüyor. Tersine mevcut işleyişin, hâkim olanın değişmesini isteyenler ise gençlere kurtarıcılık misyonu yüklüyor. Onlara göre gençler hepimizi kurtaracak. Bu iki uç beklenti ve buna uygun siyaset tasarımı gençleri siyasetten uzaklaştırıyor. Oysa gençler, ne toplumu batıracak ne de kurtaracak bir güce ya da özelliklere sahip değiller, üstelik buna motive de değiller” ifadelerini kullanıyor.

GENÇLER SOMUT ÇÖZÜM GÖRMEK İSTİYOR

‘Gençler geleceğimizdir’ sözünün aksine gençleri geleceğin özneleri değil bugünün özneleri olarak görmek gerektiğini vurgulayan Tol, “Gençler, yarının sahibi değil, bugünün parçası olmak istiyor. Bugün onların hayatında barınma, aileye bağlı kalmadan eğitim alabilme, çalışma yaşamına geçişteki zorluklar vb. hangi sorunun nasıl çözüleceğini duymak istiyorlar” diyor.

DİĞER KUŞAKLAR GİBİ KATI YARGILARI YOK

“Siyasetteki hâkim olan yaş almış erkek egemen kültür, gençleri cezbetmekten çok uzak” yorumunu yapan Tol, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Neredeyse tüm partiler, siyasi oluşumlar, sivil toplum yapıları gençleri çekememekten şikayetçi. Çünkü çekmek istedikleri yerin özellikleri, gençlerin ne var olmasına imkân veriyor ne de var olmak isteyebilecekleri özellikler taşıyor. Yani gençlerin siyasete ilgisiz olmasının nedeni bir iletişim sorunu değil. Soru gençleri nasıl çekeriz değil, siyaseti, partileri nasıl daha genç (en azından bir nebze) bir yer haline getirebiliriz olmalı.”

Siyasilerin Z Kuşağı’na mitler atayarak o mitlere uygun bir iletişimle desteğini alabileceğini düşündüğünü söyleyen Tol, son olarak şunları aktarıyor: “Gençler için ise konu iletişim değil. Bu kuşağın idealize edilen yanlarından biri özgürlükçü olmaları. Oysa daha çok kendine özgürlükçü bir eğilim taşıyorlar ve buna zarar veren gelişmelerden rahatsızlar. Bu yüzden gençler arasında muhalefeti destekleyenlerin oranı daha yüksek. Ama buradan gençlerin büyük bir oyun değiştirici kategori olduğu sonucu çıkmıyor. Gençlerin oy tercihi iktidarın ortalamasını yalnızca 1 puan kadar aşağı çekiyor. Kararsızların oranı ise diğer kuşakların iki katı kadar. Diğer kuşaklar gibi katı yargıları yok. Kendilerine konuşan değil, kendilerini dinleyen siyasetçilerle bağ kurmaya daha yatkınlar. Üç talep aksları var. İlki kişisel gelişim: Dünyanın dijital gelişimini yakalayabilmek ve İngilizce öğrenmek. İkincisi güncel sorunlarının çözümü: Barınma, mobilite, çalışma yaşamına geçişteki zorluklar, vb. Üçüncüsü de sosyalleşme imkanları.”

HOMOJEN OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ

Gençlerin siyasal eğilimlerine ve oy verme davranışlarına dikkat çeken Yöneylem Araştırma Koordinatörü Doç. Dr. Derya Kömürcü ise, “Önümüzdeki seçimde ilk kez oy kullanacak yeni genç seçmenler, monolitik bir kitle değil. Onları homojen bir toplumsal grup olarak görmek siyasal analizlerde hata yapmayı da beraberinde getirir” diyor.

Ancak gençlerin hangi partiye ya da dünya görüşüne yakın olurlarsa olsun, dünyayla kurdukları ilişki anne-babalarının kurduğu ilişkiden ciddi biçimde farklılaşmış olduğunu vurgulayan Kömürcü, “Dünyada olup bitenleri çok daha iyi takip ediyor, ‘yerli-milli’ hamasetinden çok daha az etkileniyorlar. Bu durum kaçınılmaz bir biçimde siyasal tutum ve tercihlerine de yansıyor. Bu seçmen kümesinden en güçlü desteği CHP alıyor. Hem yaşamak istedikleri modern, Batılı, demokratik ülke hayali CHP’yle örtüşüyor, hem de muhafazakar-milliyetçi ailelerde yetişenler bile anne-babalarına göre çok daha az ideolojik bagaja sahip oldukları için farklı partilere oy vermek konusunda çekince sergilemiyorlar” değerlendirmesini yapıyor.

ERDOĞAN'A KARŞITLIK ÖN PLANA ÇIKIYOR

AKP’nin ise yeni seçmenler arasında kendi ülke ortalamasının altında oy aldığını söyleyen Kömürcü sözlerini şöyle sürdürüyor: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genç seçmenler içindeki performansının da pek iç açıcı olduğu söylenemez. Cumhurbaşkanlığı seçimi bağlamında genç seçmenler Erdoğan’a çok daha eleştirel yaklaşıyor ve muhalefet adayını destekleme eğiliminde olduklarını ifade ediyorlar. Önemli bir çoğunluğu Erdoğan karşısındaki adayı desteklemek konusunda, isimlerden bağımsız olarak, tereddüt etmiyor. Bununla birlikte seçim sonrası ve ülkenin geleceği, kendilerinin geleceği konusunda son derece heyecansız, karamsar ve umutsuz oldukları da görülüyor.”

BIRAKIN TELEFONU, KİTAP ALAMIYORLAR

Gençliğin sosyal ve siyasal eğilimlerini değerlendiren Sosyolog Deniz Bağrıaçık, “2000’li yıllarda doğan çocuklar zaten bir bilişim çağının içine doğdular. Bilişim çağının içine doğmakla kalmayıp, bütün dünyadaki ilişki biçimlerini, iktidar biçimlerini, sosyoekonomik bir şekilde dönüştüren, sosyal medya olarak adlandırdığımız bir dijital dönüşüm çağında kendi kimliklerini edinmeye başladılar” dedi.

Türkiye’deki siyasi partilerin en büyük açmazının birkaç kuşak olarak birlikte yaşayan, farklı siyasi görüşleri, farklı hassasiyetleri olan grupları bir arada konsolide etme çabası olduğunu ifade eden Bağrıaçık, “Ancak eski siyaset ile yeni siyaset arasında farklılıklar var. Böyle bir karmaşa içinde gençlere de ne yazık ki oy kaygısı üzerinden bakılıyor. ‘Size oy moy yok’ gibi hashtaglerde aslında gençlerin şu anda mevcut iktidara karşı durup, bir kırılma ile iktidarı indirebileceği düşünülse de bu gençlerin ne yazık ki kanalize olabilecekleri ya da kendilerine alternatif olarak gördükleri, yakın hissettiği lider olduğunu düşünmek çok da mümkün değil. Bunda liderlerin yaşının da etkisi var” değerlendirmesini yaptı.

ÜSTTEN BAKILMAMALI

Gençlere üstten, uzak ve yabancı bir bakış açısı geliştiğini söyleyen Bağrıaçık, “Çünkü iktidar ilişkisi üstünden bakıyoruz. Siyaset dili açısından kendi eşitimiz gibi görmüyoruz. Zannediliyor ki sosyal medya aracıyla ulaşıldığı zaman gençlerin gönlü fethedilecek. Buradaki asıl sorulması gereken soru neyi değiştirmek? Gençler neyin değişmesini istiyor, nelerin aynı kalmasını istiyor? Sahaya inmeden, uzaklaşarak, yabancılaşma ortaya çıkıyor. Eğitimle ilgili çok ciddi eşitsizlikler var, mevcut yönetimden dolayı da büyük bir adaletsizlik olduğunu görüyoruz. Parası olan, maddi koşulları olan kişiler farklı eğitim seviyelerine ulaşırken, farklı gelecek planları yapabilirken, bir kısmının çok dışlandığını görüyoruz. Bu dışlanan kesim aslında korona döneminde çok iyi ortaya çıktı” dedi.

YABANCILAŞMA YIKILMALI

Bağrıaçık sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlerin yurtdışına gitme hayali olması çok doğal bir istek ama yüzde 90’ının geleceklerini başka bir ülkede görmesi artık sosyolojik bir vaka haline gelmiş oluyor. Zannediliyor ki herkesin elinde telefon var, bu çocuklar artık kitap dahi alamıyorlar. En büyük hayal kırıklığı da bu kadar eğitim sonucunda bunun karşılığını alamayacağını düşünmesi. Gençlik demek umut demek, umut olmayan bir yerde nasıl bir varlıkları olabilir? Araştırmalar yaparak onların ne istedikleri, onların en büyük kaygılarının ne olduğunu, artık hangi siyasi parti olursa olsun, bir yabancılaşma içine, bir uzaklaşma içine girmeden siyaset üretilmesi gerekiyor. Kuşkusuz yeni medya araçlarını kullanması gerekli ama yeterli değil.”

KUŞAK TANIMLAMALARI

Kuşak sınıflandırmaları ülkeden ülkeye farklılık gösterse de tüm araştırmalarda genel hatlarıyla kabul gören doğum yıllarına göre yapılıyor.

Buna göre:

• 1981-1996 arası doğanlar Y kuşağı
• 1997-2012 arası doğanlar Z kuşağı
• 2013 ve sonrası doğanlar Alfa kuşağı 
olarak değerlendiriliyor.

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14