Meral Akşener’den Erdoğan’a: "Herşeyoloji Profesörü"

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Tokat'ta çiftçilere beslenme tavsiyesi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert tepki gösterdi. Akşener,"'Herşeyoloji' profesörü Sayın Erdoğan, millete şifa formülleri anlatmayı bırak, milleti nasıl doyuracaksın sen asıl onu anlat; ayıptır, günahtır" diye konuştu.

Gündem 30.03.2022, 13:11
Meral Akşener’den Erdoğan’a: "Herşeyoloji Profesörü"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yatarken manda yoğurdu yerim, içine Medine hurması doğrarım, kestane balı ve yulaf ezmesi atarım” sözlerine İYİ Parti lideri Akşener’den tepki geldi: ‘Herşeyoloji’ profesörü Sayın Erdoğan her şeyden bir kibrit kutusu kadar anlar ama kendini her şeyin uzmanı görür. Senin işin gece yatmadan önce milletimize yemek için tavsiyelerde bulunmak için değil milletimizin istediğini yiyip yatağa da karnı tok girmesini sağlamaktır. Millete şifa formülleri anlatmayı bırak. Ayıptır, günahtır.”

Akşener'in konuşmasından satır başları:

Bize gelen, sesimiz olun talepleri ışığında özellikle ihracata dair üretilmiş mamulleri yurt dışına götüren nakliyeci esnafının çok büyük sıkıntıları var.

Gelecek hafta geniş bir şekilde hem sorunlarını hem de çözümlerimizi paylaşacağız.

AK Parti iktidarının ve Nebati bakanın ışıltılı gözler ve iş bilmezliğin getirdiği bir garip özgüvenle Şubat’tan daha iyi olacak dedikleri Mart ayını geride bırakıyoruz.

“ESNAFIMIZ ÇİLESİ BAY KRİZ”

Zamları, geçim darlığını, işsizliği, toprağına küsen çiftçilerimizin dertlerini bir türlü geride bırakamıyoruz. Maaşlar erimeye, paramız değer kaybetmeye aynen devam ediyor.

Bay kriz ise 2007-2011-2015 hatta 2019 seçimlerinde vaatlerini yeniden vaat edip açılışı yıllar önce yapılmış tesisleri yeniden açarak kendini sözde icraat gösterileriyle oyalıyor.

Emeklilerimizin, memurlarımızın, esnafımızın çilesi Bay krizin gündemine bir türlü gelemiyor.
AK Parti’nin liyakatsiz kadroları 3-5-10 maaş alarak saraydaki sefalarına aynen sürdürüyor.

Memleketin gençleri KPSS’den yüksek alıp dayısı olmadığı için mülakatta elenirken bay krizin yetkin kadroları gördükleri her bakamın, buldukları her maaşın üzerine çekirge sürüsü gibi çöküyor. Bu arkadaşların ağızlarını bıçak açmıyor.

Bize her konuda yalan yanlış laf yetiştirmeye çalışıyorlar ama bu konuya gelince nedense tek bir iktidar mensubu çıkıp ‘Nerede o beş maaş alanlar, gösterin bakalım’ diyemiyor. Çünkü yaptıkları adaletsizliği, haksızlığı en iyi onlar biliyor.

“BÖYLE BİR VİCDANSZILIK OLABİLİR Mİ?”

Sizce bir bakan yardımcısı neden üç ayrı yerden maaş alır? Bir bakan yardımcısı hangi vicdanla ayda 314 bin lira maaşı cebe indirir? Bu iktidarın tek bir atanmışı nasıl olur 75 asgari ücretlinin maaşını tek başına alabilir?

Yoklukla mücadele ederken işi sözüm ona milletine hizmet etmek olan bir insan nasıl olur da bakanlıktan maaş, bankadan yönetim kurulu üyeliği maaşı ve yine aynı bankadan huzur hakkı alıp milletin cebinden çıkan paraları çatır çatır yiyebilir?

Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? O sandık hiç gelmeyecekmiş gibi yiyorlar. Aksırıncıya, tıksırıncıya, çatlayıncaya kadar yiyorlar.

ERDOĞAN’IN KARŞIMI

Bay Kriz utanmadan çıkıp vatandaşa sağlıklı yaşam tavsiyeleri veriyor. Yani inanılmaz. İzlediniz muhtemelen meşhur manda yoğurdunu, inanılmaz. Geçen hafta demiştim ‘Pasta yiyin diyecekler’ diye. Ahanda dedi.

‘Herşeyoloji’ profesörü Sayın Erdoğan her şeyden bir kibrit kutusu kadar anlar ama kendini her şeyin uzmanı görür. Gün gelir ekonomi literatürüne katkı sağlar, gün gelir doktorlara hekimlik öğretir ama ben Aylin Cesur’u tanıyorsam çarpar.

Aslan bey de pek fena değildir bu hususta. Nitekim bu arkadaşımız yani bay kriz son olarak yaşam koçluğuna soyundu. Memlekette ne kadar diyetisten varsa an itibariyle panikte.

Geceleri manda yoğurdunu kestane balı, Medine hurması ve yulafla karıştırıp yiyecekmişiz. Hem de yatmadan önce ha, bütün diyet kuralları alt üst.

Çünkü şifaymış. Manda yoğurdunun kilosu 70 lira. 700 gramlık Medine hurması 205 lira, kestane balı 250 lira, yulaf ezmesinin yarım kilosu 15 lira. Neymiş şifaymış. Bu şifa bir asgari ücretlinin hanesine nasıl girecek?

Sayın Erdoğan biliyorum senin fesli meczuptan öğrendiğin son derece tarih birikiminde bulunmaz ama birileri sana anlatsın.

Bilge Kağan der ki ‘Türk budunu ben işimi doğru yaptım. Az budunu çoğalttım, çıplakları giydirdim, yoksul budunu bay kıldım’ der. Devletin başının asıl işi vatandaşını refah içinde yaşatmaktır Bay Kriz.

Hadi bizim uyarılarımızı dikkate almıyorsun anladık bari tarihimize kulak ver. Senin işin gece yatmadan önce milletimize yemek için tavsiyelerde bulunmak için değil milletimizin istediğini yiyip yatağa da karnı tok girmesini sağlamaktır. Millete şifa formülleri anlatmayı bırak. Ayıptır, günahtır.

Geleneksel AK Parti İsraf Festivali sürüyor. Milletin bütçesinden sınırsız bütçeleri, bol maaşları rahat rahat harcamaya devam ediyorlar.

Çünkü hâlâ ‘ceketimi assam seçilirim’ havasındalar. Hala ülkeyi şahsi şirketleri bu büyük milleti de marabaları sanıyorlar. Gider ayak sergiledikleri bu genişlik, rahatlık işte bundan.

Varsın onlar gider ayak yemeye, çalıp oynamaya devam etsinler. İktidar sarhoşluğunun biteceği, gerçeklerle yüzleşecekleri o kutlu vakit yaklaşıyor.

“HUZURLU BİR TÜRKİYE’YE UYANMAYA ÇOK AZ KALDI”

Bu milletin de bu ülkenin de gerçek sahibinin millet olduğunu anlayacakları sandıkta milletimizin elinden yiyecekleri okkalı tokatla sarsılacakları o kutlu güne çok az kaldı. Huzurlu bir Türkiye’ye uyanmaya çok az kaldı.

Kişisel çıkarlarınız için değil milletin çıkarları için göreve talip olursunuz. O göreve geldiğinizde de parti ceketini çıkarır, devlet insanı ceketini giyersiniz.

*Milletin tamamına hizmet etmek için çalışırsınız. İşte bu kadar basit. Buradan bay Kriz ve arkadaşlarının başımıza bela ettiği bu ucube sistemi inatla savunanlara sormak istiyorum. Eğer bugün Türkiye’de yargı bağımsız olsaydı bu kadar yolsuzluk yapabilir miydi?

Biz, kurumsal ve fikri farklılıklarımıza rağmen 6 siyasi parti olarak bu yolda çok önemli bir adım attık.

Geçtiğimiz hafta sonu bir araya gelerek hem parlamenter sisteme geçiş sürecinin detaylarını hem de ülkemizde yaşanan güncel sorunları istişare ettik.

Görüyoruz ki bu tablo Cumhur İttifakı bileşenlerinin canını çok sıkıyor. Şimdiye kadar yürüttükleri kutuplaştırma siyasetleri bozuldu. Çünkü rahatları bozuldu. O rahatlar daha çok bozulacak.

AKŞENER’DEN ‘ADAY’ AÇIKLAMASI

Şimdiden uyarmak istiyorum. Bu daha başlangıç o rahatlar daha çok bozulacak. Biz ne zaman buluşsak iktidar cephesinden biri hoplayıveriyor.

Biz asıl mesele sistemdir dedikçe ‘Adayınız kim’ diyorlar. Defalarca söyledim adayımız Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanıdır. Biz yeni bir tek adam belirlemek için bir araya gelmedik, gelmiyoruz. Biz Türkiye’yi bu ucube sistemden kurtarmak için bir araya geldik.

Türkiye’nin şahıslara değil Kuvvetler Ayrılığına dayalı bir hukuk sistemine ihtiyacı var. Türk Milleti’nin kurtarıcıya ihtiyacı yok.

Türk Milletinin acilen bu ucube sistemden kurtulmaya ihtiyacı var. Türkiye bu ucube sistemle daha fazla yönetilemez.

Kim başa gelirse gelsin işleyen bir sistem kurmaktır. Bu tartışma kim aday olacak tartışmasından çok daha önemlidir. Biz 6 parti olarak Türkiye’nin bu ihtiyacını görüyoruz.

O nedenle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diyoruz. Onlar masanın şekliyle, altıyla, üstüyle, örtüsüyle, bacaklarıyla uğraşıyor biz milletimizin sorunlarıyla uğraşıyoruz. Makulde buluşarak, milletimizin sıkıntılarını konuşmaya devam edeceğiz.

POLİSLERİN SORUNLARI…

Devlet kurumlarıyla devlettir ve bir devletin kurumsal yapısını oluşturan yegane unsur düzendir. Düzenin olmadığı bir devlet anlayışında kamu yani millet ne refaha, ne huzura ne de mutluluğa ulaşamaz.

Kamu düzenini korumak ve sürdürmek bir devletin vatandaşlarına en büyük sorumluluğudur.

Demokrasiyle işlenen, anayasayla güvence altına alınan tüm hak ve hürriyetlerimiz ancak ve ancak devletin kurduğu düzen içerisinde güvende olabilir.

Demokratik devletlerde güvenlik, insan haklarını korumak ve kamu düzenini sağlamak demektir.

Çünkü özgürlükler ve insan hakları sadece güvenliği, kamu huzurunu sağlamış bir ülkede olur. Bir devletin iç işleyişinin temelde asayiş ve emniyet oluşturur.

Bugün dünya savaşın, çatışmanın, salgın hastalıkların ve göç dalgalarının kıskacı altında adeta güvenli ve güvensiz ülkeler olarak ikiye ayrılmış durumda.

Kamu yönetimimiz içindeki en köklü kurumlardan biri hiç şüphesiz İçişleri Bakanlığı’dır. Emniyet teşkilatı mensuplarımız terörle mücadeleden cinayetlere, uyuşturucuyla mücadeleden suç örgütlerine kadar birçok alanda büyük fedakarlıklar yaparak çalışıyorlar.

Polis kardeşlerimiz gösterdikleri bu fedakarlık karşısında neyle karşılaşıyorlar? Her gün daha da artan çalışma koşullarıyla, siyasi baskılarla ve mobbingle karşılaşıyorlar.

Kendilerini sürekli ezmeye çalışan kirli düzenle karşılaşıyorlar. Canımızı yakan intihar vakaları her geçen gün daha da artıyor.

AK Parti’nin nefes alan her canlısına verilen koruma polis memurlarının çektiği eziyeti size anlatamam.

Psikolojik baskı mı, çocuklarını baktırmak mı, evlerinin işlerini yaptırmak mı, uşak gibi kullanmaya çalışmak mı dersiniz.

Bunlara karşı direnç gösterenlerin cebinde paran var mı demeden yolun ortasında bırakılmasını mı dersiniz.

Nasıl bir ezme halini hiçbir dönemde görmedim. Bunu milletin adamı olup milleti unutmuş olan sayın Erdoğan’ın dikkatine sunuyordum. Çevrenize, sağınıza, solunuza dikkatle bakınız.

Bu vahim durum karşısında Bay Kriz ve usta İçişleri Bakanı hiçbir şey yapmıyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da hiçbir sorun yokmuş gibi yaparak intihar eden evlatlarımızın bir değeri yokmuş gibi umursamaz tavırlar takınarak kurdukları kirli düzeni sürdürmeye devam ediyorlar.

Bu doğrultuda ilk olarak Emniyet Teşkilatı’mıza saldırıyorlar. Kapatılan Polis Akademisi’nden hâlâ bir ses yok. Bir rütbeli memur 4 yılda yetişirken bugün 6 ayda komiser yardımcısı rütbesi veriliyor.

“İNŞALLAH BİZE NASİP OLACAK”

Ben, bu kürsüden sizlere; Devletimizdeki yerinizi ve öneminizi iyi bilen bir insan olarak, Eski bir bakanınınız olarak, İYİ Parti'nin Genel Başkanı, ve Allah nasip eder, milletimiz de takdir ederse, Türkiye'nin müstakbel başbakanı olarak, söz veriyorum…

Buna asla izin vermeyeceğiz! Kahraman Türk Polisi'nin değerini, sadece şehit olduğunda bilen, bu köhnemiş zihniyeti mutlaka değiştireceğiz! Emin olun çok az kaldı! Sizler için 3600 ek göstergeyi çıkartmak da, inşallah bize nasip olacak!

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. Arsenal 37 86
2. M.City 36 85
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 36 63
6. Newcastle 36 57
7. Chelsea 36 57
8. M. United 36 54
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 36 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 35 90
2. Girona 35 75
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 35 70
5. Athletic Bilbao 35 62
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 34 54
8. Valencia 35 48
9. Villarreal 35 48
10. Getafe 35 43
11. Deportivo Alaves 35 42
12. Sevilla 35 41
13. Osasuna 35 40
14. Las Palmas 35 37
15. Mallorca 35 35
16. Rayo Vallecano 35 35
17. Celta Vigo 35 34
18. Cadiz 35 29
19. Granada 35 21
20. Almeria 35 17