Kılıçdaroğlu: Türkiye'yi Yiye Yiye Bitiremediler

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kimin parasını garanti ediyorsun. Fakirin, fukaranın parasını götürüp de beşli çeteye mi tahsis edeceksin. Beşli çetelere verecekler, beşli çeteler doyacak. Bay Kemal onu seyredecek. Asla seyretmeyeceğim, onların burnundan fitil fitil getireceğim. " dedi.

Gündem 08.09.2022, 18:30 08.09.2022, 18:37
Kılıçdaroğlu: Türkiye'yi Yiye Yiye Bitiremediler

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'nın Nallıhan ilçesinde düzenlenen "Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması"na katıldı. Kılıçdaroğlu'na, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı eşlik etti. 

Kılıçdaroğlu, muhtarlar için muhtarlarla birlikte hazırladıkları kanun teklifinin Meclis'te AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildiğini anımsatırken, Millet İttifakı olarak iktidara geldikleri takdirde bu kanunu çıkaracaklarını söyledi. 

Kılıçdaroğlu, iktidar oldukları takdirde CHP olarak yapacaklarını anlattı. Türkiye'nin kavgadan, ayrışmadan uzaklaşması gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Biz Anadolu tasavvuf geleneğini, Anadolu’da beraberce yaşamayı; her kişiye, kimliğe, yaşam tarzına saygı duymayı biz onlardan öğrendik. Onlara çok şey borçluyuz. Kavgayı değil, onlar bize huzuru öğrettiler. Birbirimizi kınamayı değil, eğer bir ayıbımız varsa ayıbımızı nasıl örteceğimizi öğrettiler. Dinimizi, inancımızı öğrettiler, inançlara saygıyı öğrettiler" dedi. 

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“SEVİNÇLERİMİZİ PAYLAŞMAK İÇİN ONLARIN ÖNDERLİĞİNE HER ZAMAN İHTİYACIMIZ OLMUŞTUR: Buraya gelmeden önce Tapduk Emre’nin makamına gittik, Fatiha’mızı okuduk. Tapduk Emre, hepiniz bilirsiniz, Anadolu aydınlanmasında önemli şahsiyetlerden birisidir. Yunus Emre’nin hocalığını yapmıştır, el vermiş erendir. Bu toprakların bereketi, huzuru; bu topraklarda hepimizin kardeşçe yaşamasının ve birlikte dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaşmak için onların önderliğine her zaman ihtiyacımız olmuştur.

KAVGAYI DEĞİL, ONLAR BİZE HUZURU ÖĞRETTİLER: Biz Anadolu tasavvuf geleneğini, Anadolu’da beraberce yaşamayı; her kişiye, kimliğe, yaşam tarzına saygı duymayı biz onlardan öğrendik. Onlara çok şey borçluyuz. Kavgayı değil, onlar bize huzuru öğrettiler. Birbirimizi kınamayı değil, eğer bir ayıbımız varsa ayıbımızı nasıl örteceğimizi öğrettiler. Dinimizi, inancımızı öğrettiler, inançlara saygıyı öğrettiler. Kadın erkek arasındaki ilişkinin, eşitliğin ne kadar değerli olduğunu söylediler. Bacıyan-ı Rum, dünyada ilk kez bir kadın örgütlenmesidir ve 13’üncü yüzyılda olmuştu. Biz kendi tarihimizi de çok iyi bilmek zorundayız. Geleceğimizi çok iyi inşa etmek istiyorsak.

BİZ BU TOPRAKLARDA KAMPLAŞMAYI DEĞİL, KUCAKLAŞMAYI ÖĞRENMELİYİZ: Kavga ettirmek istiyorlar bizi. Kavga etmeyeceğiz. Niye kavga edelim. İnsanların kimliği üzerinden niye siyaset yapalım. Kim anne babasını seçme özgürlüğüne sahip. Ama hepimiz annemiz, babamız ile gurur duyarız. Bir inançlar değeri içinde doğarız, aileden alırız kültürü. Sonra mahalleden, köyden, şehirden alırız. Okudukça, kültürümüz geliştikçe dünyayı öğreniriz. Bunları anlatmamım nedeni şu; huzurun ve barışın, beraber yaşamının, birlikte yaşamanın önemini bize anlatan büyüklerimizin sesine, yaşam tarzlarına kulak vermeliyiz. Ve biz bu topraklarda kamplaşmayı değil, kucaklaşmayı öğrenmeliyiz. Beraber olmalıyız.

NASIL TOPLUMU AYRIŞTIRIRIZ BUNUN HESABI İÇİNDELER: Nasıl olacağız? Ee atalarımız bize söylemiş; ‘biri yer biri bakarsa kıyamet ondan kopar’ diyor değil mi? Demek ki herkesin karnının doyması lazım. Dünyanın en bereketli toprakları üzerindeyiz. Havamız, suyumuz, güneşimiz, çalışkan insanlarımız var. O zaman şu soruyu sormak zorundayız; neden biz dışarıdan mercimek alıyoruz, canlı hayvan, et, mısır, ayçiçeği, buğday, arpa alıyoruz? Toprak mı yok? Arazi olarak Konya’dan küçük olan devlet Hollanda, bizim 10 mislimiz tarım ürünü ihracatı yapıyor. Sorumlusu kim? En kritik soru bu. Sorumlusu siyaset kurumudur. Siz devleti yönetmiyorsunuz ki. Devleti yönetenler bunun cevabını vermek zorundalar. Ama devleti yönetenler bunun cevabını vermek yerine biz nasıl iç çatışmayı, kavgayı sağlarız, nasıl kutuplaşmayı yaratırız, nasıl toplumu ayrıştırırız bunun hesabı içindeler. Bu hesaptan hepimizin çıkması lazım. Yetmedi mi? Kavga yetmedi mi?

OTURUP KONUŞMAMIZ LAZIM: Muhtar arkadaşlarım, kanaat önderi arkadaşlarım burada. Neden kanaat önderi ve muhtarlar ile özel bir toplantı yapıyoruz? Gelirdik, burada miting yapardık, çekerdik giderdik Ankara’ya sonra. Herkes alkışlardı, sloganlar atılırdı, herkes huzur içinde evine gitti, tamam. Olmaz ki. Oturup konuşmamız lazım. Sorun sadece benim değil, hepimizin sorunu. Sorumluluk da sadece bana ait değil, hepimizin sorumluluğu var. Benim sorumluluğum daha ağır, doğrudur.

NASIL OLSA BİZE OY VERECEKLER ANLAYIŞINI YERLE YEKSAN ETMENİZ LAZIM: Tarımla uğraşıyor, kırsal bir bölge burası. 2006 yılında Meclis’ten bir kanun çıktı. Dendi ki ‘Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesi, her yıl çiftçilere milli gelirin en az yüzde bir oranında destek verilir.’ Vermediler bu parayı. Kim itiraz etti. Benim hakkım bu, kanun bana bu hakkı vermiş. TBMM kanun çıkarmış, bu hakkın bana verilmesi lazım. Kimse istemedi. Ziraat odalarının istemesi, dava açması lazım. Ben de bağırıyorum, çiftçiye hakkını teslim edin diye. Teslim etmiyorlar. Teslim etmeye gerek yok, zaten onların oyu çantada keklik diyorlar. Nasıl olsa bize oy verecekler. Nasıl olsa bize oy verecekler anlayışını yerle yeksan etmeniz lazım. Demokrasinin kuralı budur. Yasayı uygulamıyor, benim hakkımı teslim etmiyorsan, kusura bakma ben de sana oy vermem. Demokrasi budur zaten. Ama sırtıma bin, ağzımdaki lokmayı al, ben yine sana vereceğim oy. O zaman sömürü mekanizması çalışır. Bütün bunları düşünmemiz lazım.

SOSYAL DEVLET, ÜRETENİN, FAKİRİN, FUKARANIN YANINDA OLAN DEVLET DEMEKTİR: Sosyal devlet dediğiniz kurum, üreticiyi korur. Yani üreticiye der ki, yani bizim düşündüğümüzü ifade edeyim, ‘kardeşim, ben çiftçinin traktörüne kırmızı mazot vereceğim. Kırmızı mazotu, ÖTV’siz, KDV’siz olacak, daha ucuz olacak, daha rahat üretecek, daha ucuza mal edecek, vatandaş da daha ucuza ekmek, sebze… Bunları yiyecek.’ Sosyal devlet budur. Sosyal devlet, üretenin, fakirin, fukaranın yanında olan devlet demektir. Sosyal devlet, herkesin doğumundan ölümüne kadar yaşamını güvence altına alan devlet demektir.

MANSUR BEY’İN YAPTIĞI YARDIMLAR DOLAYISIYLA ÜRETİCİLER, 1 MİLYAR 700 MİLYON TL EK GELİR ELDE ETTİ: Size her yıl milli gelirin en az yüzde 1 oranında destek verilmesi lazım. Bu destek verilmezse olmaz. Diyeceksiniz ki sadece Türkiye’de mi bunlar isteniyor. Hayır efendim, dünyanın bütün ülkelerinde tarım, stratejik sektördür. 85 milyon kişinin karnını doyuracak bu ülkenin çiftçileri, üreticileri. Dışarıdan alıyorsak bu eksiğimiz, yanlışımız var demektir. Mansur Başkan, Ankara’ya çok ama çok önemli yardımlar yapıyor. Fidesinden tutun, tohumuna kadar, ilacından tutun, hayvanın aşısına kadar. Bizim diğer belediyelerimiz de yapıyorlar. Ama normalde bunları yapması gereken Tarım Bakanlığı. Yapması lazım, ama yapamıyor, yapmıyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız, size yaptığı bu süreç içerisinde iki misline çıkaracak. Söz verdi bana Başkan. İki misline çıkması, sizin daha iyi üretmeniz demektir. Daha fazla kazanmanız demektir. Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Bey’in yaptığı yardımlar dolayısıyla Ankara’daki üreticiler, 1 milyar 700 milyon TL ek gelir elde ettiler. Bu köyde rahat yaşayacağım demektir. Şehre gerekirse gezmeye, eğlenmeye gideceğim demektir. Çocuğumu daha iyi şartlarda okutacağım demektir.

ATALARIMIZ İMECEYİ, DAYANIŞMA KÜLTÜRÜNÜ ÖĞRETTİLER BİZE: Çiftçi toprağa küserse 85 milyon açız. O nedenle tarım stratejik sektördür. O nedenle dünyanın bütün ülkeleri tarıma destek verirler. Şimdi siz bunları bir tarafa atarsanız yazıktır, günahtır bu memlekete. Evlatlarımız var. Atalarımız bize böyle öğretmedi. İmeceyi, dayanışma kültürünü öğrettiler bize.

ÇİFTÇİLERE ELEKTRİĞİ BEDAVA VERECEĞİZ: Küçük bir belediyede başlattık. Göreceksiniz, orada çiftçilere elektriği bedava vereceğiz. Kooperatif yaptırıyor çiftçiler, ziraat odaları da bunun ortağı olacak. Bir süre sonra faaliyete geçince ihtiyacı olan elektriği bedava kullanacak. Zaten mal kendisinin. Ve devletin cebinden beş kuruş para çıkmadan yapacağız biz bunu. Çünkü bütün uluslararası fonlar yeşil enerjiye evet diyorlar. Mazotu, kömürü istemiyorlar; güneş enerjisi ile çevre temiz olsun diyorlar. Ee biz de çevre diyoruz, temiz olsun, güzel olsun. Güzel, temiz hava olsun. Bunu istiyoruz. Yapacağız. Bu konuda çalışacağız.

HALBUKİ HAVZA BAZLI PLANLAMA YAPILSA: Tarımda bizim planlamamız yok. Bakıyoruz bu sene soğan çok iyi, hep beraber soğan ekiyoruz, bir sene sonra hep beraber iflas ediyoruz. Halbuki havza bazlı planlama yapılsa… Kardeşim sizler buğday ekeceksiniz, sizler soğan ekeceksiniz, Niğde, Aksaray sizler patates ekeceksiniz… Planlama yapılır, herkesin geliri bellidir, herkesin asgari gelir güvencesi vardır. Hiçbir çiftçi zarar etmeyecek. Dolasıyla kaynağı en verimli şekilde kullanmış olacaksınız.

RÜŞVET ALAN BİRİSİNİ BÜYÜKELÇİ TAYİN ETTİĞİNİZDE ARABASINDA TÜRK BAYRAĞI KULLANACAK: Bayrağımız ile gurur duyuyoruz değil mi. Bayrağı temsil eden bu ülkenin onurudur, itibarıdır. Rüşvet alan birisini büyükelçi tayin ettiğinizde arabasında Türk bayrağı kullanacak. Bu benim ağırıma gidiyor, sizin gitmiyor mu? Sitemse birlikte, sitem edeceğiz. Şikayetse birlikte şikâyet edeceğiz.

HER KURUŞUN HESABINI SİZE VEREN İNSANLARI TERCİH EDİN BİR DE: İlla malı götürüne, kul hakkı yiyene mi oy vereceğiz. Bir de doğru dürüst, sizden toplanan her kuruşun hesabını size veren insanları tercih edin bir de. Bu insanlar gelsinler devleti yönetsinler bir de. Kuruşun hesabını soralım bakalım, bu paralar nereye gidiyor.

SOYA SOYA, YİYE YİYE BİTİREMEDİLER: Türkiye, zengin bir ülke. Soya soya, yiye yiye bitiremediler. Zengin bir ülke. İmkanları olan bir ülke. Paralar nereye kullanılıyor? Sorun burada. Para nereye gidiyor? Siz köprü yapıyorsunuz, başımın üstüne, hiçbir sorunumuz yok, ama ben dünyanın en basit sorusunu soruyorum, köprüyü kaça yaptın? Hastaneyi, yolu kaça yaptın? Bu vatandaş olarak benim görevim, çünkü vergisini ben veriyorum. Kamu-özel iş birliği… Yap, güzel. Müteahhit ne yapar, ihaleye girersiniz, kar da edebilirsiniz, zarar da edebilirsiniz. Ama bunlara diyelim ki 10 milyar dolarlık iş veriyorlar, 10 milyar dolara Hazine garanti oluyor, 10 milyar doların üzerine de diyelim ki 30 milyar dolar da gelir garantisi veriyorlar. Yani asla iflas etmeyecek. Yüzde 100, yüzde 200 garanti veriyorlar. Dolar, avro garantisi veriyorlar.

BEŞLİ ÇETELERE VERECEKLER, BEŞLİ ÇETELER DOYACAK, BAY KEMAL ONU SEYREDECEK, ASLA: Bu da yetmiyor, eğer parayı dolar olarak aldıysan Amerika’daki enflasyonu da ben vereceğim. Eğer parayı avro olarak aldıysan Avrupa’daki enflasyonu da ben sana vereceğim diyor. Kaçınızın haberi var bundan? Çoğunuzun yoktur. Bunu bütçe görüşmelerinde söyledim, Anlattım, kızdılar, bağırdılar, niye konuştun diye. Ben konuşacağım, anlatacağım. O verdiğiniz garantileri… Kimin parasını garanti ediyorsun. Fakirin, fukaranın parasını götürüp de beşli çeteye mi tahsis edeceksin. Beşli çetelere verecekler, beşli çeteler doyacak. Bay Kemal onu seyredecek. Asla seyretmeyeceğim, onların burnundan fitil fitil getireceğim. Hiç kimse endişe etmesin.

BURADA OĞLUN, ORADA KIZIN OLACAK. BURADAN MİLYON DOLARLARI ORAYA GÖTÜRECEKSİN: Buradan alacaksın vakıf kuracaksın. Amerika’da da vakıf kuracaksın. Burada oğlun, orada kızın olacak. Buradan milyon dolarları oraya götüreceksin. Bay Kemal de bunu seyredecek. Hayır efendim, son kuruşuna kadar getireceğim ve bunu millete vereceğim. Kararlıyım. Getireceğiz. Para yok, niye yok. Beş kişiye dünyanın parasını veriyorsun ya. Faize karşıyız diyorlar, hangi faiz. Allah aşkına, kur korumalı mevduat yaptılar. Paran varsa gidip koyuyorsun; bir faizin var, iki dolar garantin var, üç vergi almayacağım diyor, dört bir de sana ucuz kredi vereceğim diyor. Ya nereye geldik ya. Buyurun üreticisiniz, tarlada çalışıyorsunuz, hadi gidin bakalım bankadan bir kredi çekin, faiz nedir diye. Yüzde 13 ile veren bir tane banka söyleyin bana. Merkez Bankası yüzde 13 ile bankalara veriyor; bankalar yüzde 30, 35 ile esnafa, tüccara, sanayiciye veriyor.

VİCDANİ KANAAT BAZI BİLİM İNSANLAR DER Kİ ‘ALLAH’IN YÜREĞİMİZDEKİ SESİ’: Sandığa gittiğinizde elinizi vicdanınıza koyup, oyunuzu öyle kullanın. Tek onu istiyorum sizden. Vicdani kanaate göre oy kullanmak çok önemlidir. Bizim Anayasa’mız der ki ‘Hâkim, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir.’ Vicdani kanaat bazı bilim insanlar der ki ‘Allah’ın yüreğimizdeki sesi.’ Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak, birilerine olağanüstü avantajlar sağlamak ve bütün bu avantajlar sağlanırken sizlerin alın terinizin değerini verilmemesini sorgulamak sizin hakkınızdır. O nedenle vicdani kanaat çok önemlidir.”

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17