Davutoğlu: Adayı Belirleyip Kenara Çekilmeyeceğiz

Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, gündemi değerlendirdi. Davutoğlu, "Türkiye dünyanın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya" dedi. Davutoğlu, altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin yaptığı açıklamada "Adayı belirleyip kenara çekilmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Gündem 04.06.2022, 09:03
Davutoğlu: Adayı Belirleyip Kenara Çekilmeyeceğiz

Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, KARAR TV'de Elif Çakır ve Taha Akyol'un konuğu oldu. Davutoğlu, "Türkiye dünyanın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya" diyen Davutoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin enflasyon açıklamalarına ilişkin "Matematiği olmayan bir talebe nasıl denklem çözemezse kapasitesi yetmeyeceği için dikkate alınmaz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi Parkı eylemcilerine karşı söylemine ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "20 seneden sonra geldiği bu durum kendi cehaletini gösteriyor" ifadelerini kullandı. Altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin yaptığı açıklamada Davutoğlu, "Adayı belirleyip kenara çekilmeyeceğiz" dedi

Davutoğlu'nun "Gündem Özel'' programında gündeme ilişkin yaptığı açıklamalar şöyle;

"TÜRKİYE DÜNYANIN EN YÜKSEK ENFLASYONUYLA KARŞI KARŞIYA"

"Olayın bir hukuki bir de ekonomik boyutu var. Ekonomik boyutu çok açık. Türkiye dünyanın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya. Anadolu'nun her yerini dolaşıyoruz. Halkın hissettiği enflasyon bunun çok ötesinde. Çiftçiler mesela, 7 lira olan mazot şimdi 26 lira, yüzde 70'e kimi inandıracaksınız? Yüzde 70 olsaydı mazotu ölçek alsaydınız mazotun 12-13 lira olması gerekirdi. İşin bir de hukuki boyutu var. Şu an bürokraside görev alan herkes hukuki sorumlulukla karşı karşıya. TÜİK'in açıkladığı bu rakamlar sadece TÜİK'in açıklamasıyla kalmıyor. Bu rakamlar ücret artışlarına zemin teşkil ediyor. İşçinin, emeklinin, çalışanın ücreti enflasyona göre tespit ediliyor. Cumhurbaşkanı 'Enflasyona ezdirmeyeceğiz' diyor. Maaş, ücret kişilerin anayasal mülkiyet hakkıdır. Kişinin ha maaşına el koymuşsunuz ha mülkiyetine. Enflasyonu düşük açıkladığınızda burada açık bir hak ihlali var. TÜİK bu rakamları açıklayarak işçinin cebine girecek maaşı tayin ediyor. Bu rakamlar neden düşük açıklanıyor? 2 sebebi var; halkta psikolojik olarak düşük enflasyon var, Nebati'nin matematik anlayışına, gözlerindeki ışıltıya bakarak enflasyon düşüyor diyerek bir algı oluşturmak. İkincisi ise enflasyonu yüksek açıkladığında o ölçekte zam yapması gerekecek. Gerçek enflasyonu vermediğiniz zaman işçinin, memurun, emeklinin hakkını gasp ediyorsunuz. Enflasyonu düşük gösterip onun düşük olan maaşını daha da düşürüyorsunuz. Bu TÜİK görevlilerini sorumluluk altına sokar. Bu kanunsuz bir işleme uymak anlamına geliyor. Suç kapsamına girer. Bu suç tanımlanmış ve 6 aydan 2 seneye kadar hapis cezası var. Ben başbakanlığı bıraktığımda enflasyon yüzde 3.2 idi üretici enflasyonu, tüketici yüzde 6 idi. Şimdi üretici enflasyonu TÜİK'in rakamlarına göre yüzde 132 olmuş. Açık bir insan hakları ihlali var."

"İSTANBUL TİCARET ODASI'NIN YÖNETİMİNE ERDOĞAN MÜDAHALE EDİYOR"

"Cumhurbaşkanının talimatıyla iş yapan İstanbul Ticaret Odası yüzde 87.4 olarak açıkladı enflasyonu. Ticaret Odası'nın enflasyon rakamlarına her zaman güvenilmiştir. Cumhurbaşkanı oradaki yönetime müdahale etmiştir ve etmektedir. Bunu herkes bilir. Buna rağmen Ticaret Odası yüzde 87.4 olarak ilan ediyorsa TÜİK nasıl yüzde 73 ilan eder? Buna rağmen 1998 enflasyonundan sonra en yüksek enflasyonla karşı karşıyayız."

BAKAN NEBATİ'NİN AÇIKLAMALARI

"Nureddin Nebati'yi artık mazur görmek lazım. Matematiği olmayan bir talebe nasıl denklem çözemezse kapasitesi yetmeyeceği için dikkate alınmaz. Sadece maliye bakanı değil, hazine bakanı. Dış ticaret açığı 43 milyarı buldu. Kendi tabiriyle Türk lirasını yerin dibine soktu. Yıl sonuna kadar 100 milyarı bulacak dış ticaret açığı. Nebati'nin açıklamalarını ben matematiksel anlamda lise öğrencisi seviyesinde görüyorum. İnsanlara inanmayacakları şeyleri söylüyorsunuz. Aklıyla alay ediyorsunuz. Anadolu'da insanların yaşadığı öyle bir tablo var ki... Adıyaman'da bir vatandaş feryat ediyor ki Adıyaman, AK Parti'ye en yüksek desteği veren illerden. Adıyamanlı vatandaş, 'Dinen haram olmadığını bilsem şu an burada intihar ederim. 5 çocuğum var evlilik çağına gelmiş evlendiremediğim gibi eve ekmek götüremiyorum." Şimdi siz hangi enflasyondan bahsediyorsunuz?"

"20 SENEDEN SONRA CUMHURBAŞKANININ GELDİĞİ BU DURUM KENDİ CEHALETİNİ DE GÖSTERİYOR"

"Önümüzdeki dönemde ekmek fiyatları olağanüstü artacak. Geçen sene 2,25 verdiğiniz ekmeklik buğdayın maliyeti mart ayında 4 lira 32 kuruş idi. Şimdi 5 lira 51 kuruş. İthal edecekleri buğday 7 lira 30 kuruş. Buğday da öyle bir arz açığı çıkacak ki. Fiyat açıklayamıyorlar. Bugün 8 liradan aşağı fiyat verirse devlet, çiftçi buğday ekmeyecek. Geçen sene şeker pancarında düşük fiyat verdiler, yüzde 21 şeker pancarı üretimi düştü. Bugün 4 lira olan şeker 18-19 liraya çıktı. Buğday da tedbir almazlarsa ya yüksek fiyatlarla ithal edecekler. Cumhurbaşkanı 'saldım çayıra Mevlam kayıra' tarzında ekonomi yönetiyor. Faizi düşük tutunca enflasyon düşecekti. Niye düşmüyor? Yüzde 14 faizle kredi verdiğiniz zaman insanlar krediyi alır. Siz para bulamadığınızda para basarsınız, şu an para basıyorlar. İnsanlar krediyi alır ve aldığı gibi gider dolara yatırır. Yüzde 90 enflasyon olan yerde yüzde 14 kredi verdiğiniz zaman dolarizasyona giderler. Ekonomi cahili bir yönetimle karşı karşıyayız. 20 seneden sonra Cumhurbaşkanının geldiği bu durum kendi cehaletini de gösteriyor. Sandıkta gidecekler hem de çok ağır bir şekilde gidecekler. Türkiye bu tabloyu taşıyamaz. Kış şartları değil bu zamanlarda enflasyonun düşmesi lazım. Ama düşmüyor. Bizlerin yöneteceği yeni yönetime öyle bir enkaz bırakıyorlar ki... Tayyip Erdoğan bu kaynakları kendisine ve çevresine aktarmaktan başka bir şey düşünmüyor. Halkı düşündüğü yok. Bu sürmez. Benim korktuğum şu; eğer ekonomik kriz bu kadar derinleşir ve iktidardakiler bu krizi örtmek için provokatif, kutuplaştırıcı, çatışmacı bir dil kullanırsa Türkiye sosyal gerilimlere gider. Bu durumu çok ciddi görüyorum. Ben Adıyaman'a gitmeden önce 6 kişi açlık dolayısıyla intihar etmişti."

BİNALİ YILDIRIM'IN AÇIKLAMALARI

"AK Partililere sesleniyorum. Bize karşı yapılan parti içi darbenin sonuçlarını şimdi görüyorsunuz. Düşük profilli başbakanla (Binali Yıldırım) gelinen yol bu. Eğer gerçek başbakanlık profiline uygun ve halkın verdiği oylarla o makamda oturan bizler devam etmiş olsaydık, şu anda bütçe açığı yüzde 6'lara tırmanıyor, 2018'de biz denk bütçeye getirmiştik. Enflasyon yüzde 6'dan yüzde 3'e doğru geriliyordu. Dış ticaret rakamlarında olağanüstü olumlu gelişmeler vardı ve asgari ücrete yüzde 30 zam yapmıştık, enflasyonun 5 misli zam yapmıştık. Birçok göstergelerde bugün geriye gidildi. Cumhurbaşkanına saygımız vardı hiçbir zaman saygısızlık yapmadık. Ama aklımızı ve vicdanımızı da bırakmadık. Biz gittikten sonra frenden boşanmış kamyon gibi oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan. Kimse ona karşı çıkamadı. Herkes 'Davutoğlu'na yapılan bana da yapılır' korkusu yaşadı. Bir taraftan da Berat Albayrak'ın hırsı Türkiye'yi bu tarafa getirdi. Binali Yıldırım aslında adres gösteriyor, onun felaketi görmemesi mümkün değil. Bu çöküşün sebebi liderimizdir diyor aslında. Onun 17-25 Aralık'ta yaptığı açıklama unutulmasın. 'Ben Bilal Erdoğan'ı tanımam. Cumhurbaşkanını bilirim' dedi. Bir anda bütün o ilişkileri attı. Şimdi de adres gösteriyor, 'benden sormayın' diyor. Hayır sen de sorumlusun Binali Yıldırım. Ülkeyi bu hale birlikte getirdiniz. Bugün iktidarda olan herkes bu milletin açlığından sorumlu. AK Parti'nin vicdan sahibi milletvekillerine tekrar sesleniyorum. Artık sesinizi yükseltin."

ENFLASYONLA MÜCADELE

"Cumhurbaşkanı bugün enflasyonla mücadele etmiyor, ediyorsa da kötü mücadele ediyor. Teslim oldular enflasyona, sürüklenip gidiyorlar. Milleti de sürüklüyorlar. Biz iktidara geldiğimizde kur faiz dengesini yeniden kuracağız. Kur korumalı mevduat denilen şeyi geldiğimiz gibi kaldıracağız. Şimdi Merkez Bankası döviz satarak piyasaya müdahale etse elindeki olmayan döviz zaten bitecek. Etmezse Türk lirası değer kaybedecek, dolar yükselecek. Biz kara delikleri kapatacağız. 5 ayda Hazine'den 150 milyar Türk lirası gitti Hazine'den. Bu 150 milyar ile işçilere ne kadar zam verilirdi, çiftçilere ne kadar sübvansiyon verilirdi? 1 senede çiftçiye ayırdıkları para 29 milyar lira Türk lirası. Faizcilere, bankada parası olup da kur korumalıya yatıranlara verdikleri para 150 milyar lira. Yolsuzluklar üzerinden akan kaynakları durduracağız. İsrafı durduracağız. İktidara geldiğimiz ilk 1 yılı 'gelir adaletini düzeltme yılı' ilan edeceğiz. En önce cumhurbaşkanlığı bütçesinden başlayarak kesinti yapacağız. Uçaklardan başlayarak hepsinin satışa çıkaracağız. Devlet itibarı için 1 tanesi tutulur, diğerlerini satacağız. Bakanlar normal tarifeli uçaklarla uçsunlar. Ben bakanken hiçbir zaman devlet uçağı ile uçmadım. Halkın gelirini artıracağımız bir bütçe hazırlayacağız."

"ÇİFTÇİYE KUR KORUMALI MAZOT VERECEĞİZ"

"Kamuoyu anketlerinde yüzde 30 gösteriyor, bu hayal. Bugün yüzde 20'yi yakalasın AK Parti ki gide gide azalacak. Ben büyük bir deprem yaşanacağına inanıyorum. Halk onları sandığa gömecek. O vakte kadar halktan anketçilere açık cevaplar vermesini beklemeyin. Biz geldiğimiz gün Merkez Bankası'nın başkanını değiştireceğiz. Ardından bütün kurumlardaki ehliyetiz kadroların yerine ehliyetli, işi bileni getireceğiz. Hemen arkasından enflasyonla gerçek anlamda mücadele edeceğiz. Belli bir dönem çiftçilere kur korumalı mazot, kur korumalı yem vereceğiz. Çiftçilerimizi destekleyeceğiz. Ziraat Bankası'nın kaynakları basın yayının el değiştirmesi için değil çiftçileri desteklemek için olacak. Tarımda denge oluşana kadar çiftçiler desteklenecek. Bugün çiftçi eliyle gübre atıyor çünkü traktörüne mazot koyamıyor. Türkiye'yi taş dönemine döndürdüler. Gıda enflasyonunu engellemek için çiftçiyi sübvanse edeceğiz. Başka yolu yok. Burada çiftçiyi daha çok üretime teşvik edeceğiz. Et ve süt fiyatlarında üreticiyi zarar ettirmeyeceğiz aynı zaman da tüketiciyi de zor durumda bıraktırmayacağız. Geldiğimiz anda bütçe açıklarını minimuma indiren, cari açığa yol açan uygulamaları azaltan bir politika izleyeceğiz. Zor olacak ama imkansız değil. Bunların bırakacağı enkaz çok büyük. Biz bu işi çözeceğiz. "

ERDOĞAN'IN GEZİ EYLEMCİLERİ İÇİN 'SÜRTÜK' İFADESİ

"Herhangi bir kişinin böyle bir kelimeyi kamuya açık bir yerde Meclis'te doğaçlama ağzından çıkması çok vahim bir şeydir. Bu kontrolünü kaybettiğini gösteriyor. Duyduğumda üzüldüm, kahroldum. Onun adına da temsil ettiği makam adına da üzüldüm. Cumhurbaşkanı, sayın Bahçeli'nin denetimine girdikten sonra üslubu Bahçeli'ye benzedi. Burada bir tahrik trendi var."

KUR KORUMALI MEVDUAT ÇIKTIĞINDA DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NI ARADIM

"Kur korumalı mevduat çıktığında ben o zaman bu fetvayı veren bazı hocaları aradım. 'Allah'tan korkun' dedim. Diyanet İşleri Başkanı'nı aradım. 'En kötüsünden faiz bu, devletin hazinesinden faiz ödüyorsunuz' dedim. O hocalara sesleniyorum, kur korumalı mevduatı meşru gösterecek tavırlar takındınız, bir taneninizin aklından geçmiyor mu? Yapma sayın cumhurbaşkanı, Müslüman'a yakışan şey nezakettir. Hz. peygamberin sesini yükselttiği bir tartışma yoktur. Hz. peygamberi örnek alacaksınız ama onun insanlara davranışından hiçbir örnek almayacaksınız. Milyonlarca kadının yüzüne bakarak küfür edilen bu tablodan memnun musunuz? Bu mudur İslam? Ben bu hakareti yapan biriyle beraber olamam."

"HAKİKATLARİ SÖYLEDİĞİM İÇİN İHRAÇ EDİLDİM"

"Ben halka hakaret ettiğim için mi ihraç edildim? Ben hakikatleri söylediğim için ihraç edildim. Merkez sağ partisinde iktidarda olan benim dışımda bedel ödeyen bir siyasetçi söyleyin. Meral hanıma çok saygı duyarım ama MHP iktidarda değildi. Atatürk dışında bu kadar güç kullanabilen başka bir lider olmadı. Selim Temurci, Nedim Yamalı, Abdullah Başçı, Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün altımız birden ihraç edildik. 15 Temmuz'da Selim Temurci canını koyup cumhurbaşkanını havaalanında karşıladı. Cumhurbaşkanının İstanbul'a inmesi mümkün olmuşsa Selim Temurci sayesinde olmuştur. Hilal Kaplan o gece neredeydi çıkarsınlar bakalım? Niye atv o gece Selim Temurci'yi televizyona çıkarmadı? Bugün gençler inançsızlığa gidiyorsa gördükleri kötü örnekler yüzünden gidiyor. Bedeli ne olursa olsun biz örnek olmak istiyoruz. Bütün bir kesim için bu zihniyeti değiştireceğiz."

ALTILI MASA: SİYASİ AHLAK YASASI

"Siyasi etik yasası çıkmış olsaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözü söylerken 50 kere düşünürdü. Cumhurbaşkanının etkisinde olan bir grup bana karşı harekete geçti. Bunun en büyük sebebi, siyasi ahlak yasasıydı, imar yasasıydı, ihale yasasıydı. Siyasi ahlak yasası Meclis'e gönderildi o zaman Lütfi Elvan sorumluydu bu reformlardan. Sayın Cumhurbaşkanı 'Ben bunu imzalamam' dedi. O gün bir kişi çıkıp konuşmadı, 'Davutoğlu'na haksızlık yapılıyor' denilmedi. Siyasi ahlak yasası, altılı masada olmasaydı ben altılı masadan da çekilirdim. Siyasi etik yasasının olmadığı bir dönemde ben yokum. Din ve vicdan özgürlüğünün korunmadığı bir dönemde ben yokum. Rövanşizmin olduğu bir dönemde ben yokum. Cumhurbaşkanı kendisine oy verenlere diyor ki 'Ben gidersem 28 Şubat geri gelir.' Biz bu maddeyle diyoruz ki din ve vicdan özgürlüğünde kazanımlar korunacak ve genişletilecektir. Bu maddenin altında hepimizin imzası var. Biz burada AK Parti'den memnun olmayan 28 Şubat mağdurlarına mesaj veriyoruz. Erdoğan diyor ki, 'Bunlar gelirse rövanşizm yapacaklar, sizden hesap soracaklar.' Biz ne diyoruz rövanşizme asla izin vermeyeceğiz. Ama herkes yaptığı işin hesabını verecek. Bugün TÜİK'in emekliden işçiden çaldığı paranın hesabını TÜİK verecek. Erdoğan diyor ki 'Biz gidersek sosyal yardımlar kesilecek.' Hayır, biz sosyal yardımları genişleteceğiz. Bunlar sıradan sözler değil. 2002'de yola çıktığımız ruh bu maddelerde. Beştepe'deki bugün AK Parti'nin felsefesinden kopan sorosçuluk yapanlar mı AK Parti'yi temsil ediyor, bu altılı masa mı AK Parti'nin kuruluş ilkelerini temsil ediyor. 'Türkiye'de anayasayı ben yazdım' diye dolaşanın geçmişine bakın. Bunların bize olan düşmanlıklarının sebebi Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen ucubeyi Türkiye'ye böyle getiren Tayyip Erdoğan'ın tek adam hırsı ve etrafında AK Parti ile hiçbir manevi bağı olmayan bu tür adamların o hırsı kullanarak Türkiye'yi otoriter bir yere getirmesi var. Biz onlarla mücadele ettik. "

Karasu'da Organize Sanayi Bölgesi diye Ethem Sancak'a peşkeş çekilen sonrada Tayyip Erdoğan'ın birinci dereceden akrabası olan biriyle ortaya çıkan rant. Ben birçok şeyi engellediğim için başbakan olarak kalamadım. Başbakanlıktan alındıktan sonra da 3 yıl hiç konuşmamı istemediler. Ellerinde gelseydi beni bu dünyadan fiilen de gönderirlerdi, çünkü benim varlığım onları rahatsız ediyor. Ben hatırlamaya, konuşmaya devam edeceğim.

Altılı masanın çatırdamasını istiyorlar. Burada Kılıçdaroğlu çok iyi mücadele ediyor. Bana diyorlar 'Sen nasıl CHP ile bir arada olursun?' Ben de onlara diyorum 'Senin CHP'li komşun yok mu? Bir deprem olsa ona yardım etmeyecek misin?' Türkiye'de bir deprem var. Altılı masa, iktidarın ayak oyunlarına gerekli refleksi gösteremezse çöker. Önümüzdeki dönem 2 önemli metin daha açıklanacak. Tamamlandı bunlar. Seçim güvenliği ortak metni açıklanacak. Seçim güvenliği önümüzdeki dönem de bir meseledir. Tek bir oyun bile milletin namusu olduğunu düşünerek ona sahip çıkacağız. İkincisi ise ekonomik kurumlarda yapılacak reformlar. 13 Haziran saat 11.00'de açıklayacağız bunları."

KILIÇDAROĞLU'NUN ALEVİ KİMLİĞİ

"Ben önce ilkeyi koyarım sonra ilkeyi kişilere uygularım. Herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının mezhebi üzerinden yargıda bulunulması, sadece hukuk düzenine değil insanlığa da aykırı olduğu kanaatindeyim."

CUMHURBAŞKANININ ADAYININ KRİTERİ NE OLMALI?

"Öyle bir hava var ki biz cumhurbaşkanını belirleyeceğiz ve çekileceğiz. İktidar bizim tek fonksiyonumuz olduğunu düşünüyor, bir isim seçeceğiz, sonra sahneden çekileceğiz, o isim seçimi kazanacak. Böyle değil bu iş. Bu ülkenin cumhurbaşkanını siz belirlemeyeceksiniz, millet seçecek. Biz halkın önünde çıkıp 'bu cumhurbaşkanına oy verin' diyeceksek, kefil olacaksak, o cumhurbaşkanını ilan ettikten sonra kenara çekileceğimizi sanmasın kimse. O masada olan herkes söz sahibidir. Daha kendisi adaylığını ilan etmedi. İstiyor ki biz adayımızı açıklayalım. O da adaya vura vura onu yıpratsın. Biz arenaya çıkaracağımız arkadaşımızı yalnız bırakmayız, onla birlikte mücadele ederiz. Masadan ya da dışarıdan, belirleyeceğimiz cumhurbaşkanı adayının mutlaka siyasi bir kimliği olacak. 2 düzenleme üzerinde çalışıyoruz. Diyelim bir cumhurbaşkanı adayı seçtik. Aramızdan veya dışarıdan. İlk yapacağımız hukuki düzenlemelerden birisi, 2 anayasa maddesi değişikliğidir. Birisi cumhurbaşkanı kararnamesini kaldırmak. Bakanlar kurulu kararnamesi gibi altı partinin birlikte yürüteceği görev, birlikte bir isim seçmişsek ya genel başkanların ya da onların tayin ettiği cumhurbaşkanlığında bulunan kişilerim imzasıyla temsil etmemiz lazım. İkinci düzenlemede önemli bütün kurumların şu anki sistem içinde bakanların ve önemli kurum başkanlarının Meclis'ten onay alması. Bu ne zamana kadar, parlamenter sisteme geçene kadar. Parlamenter sisteme mümkün olduğunca en çabuk bir şekilde geçmeliyiz. Bu seçimde yeterli milletvekili şartlarını oluşturursak hemen parlamenter sisteme geçmeliyiz. Şu an hepimizi düşüneceği tek şey şu olmalı: En fazla milletvekili nasıl çıkarırız? Seçim gecesinde Türkiye'de hiç kimse biz kaybettik duygusunu yaşamamalı. İktidar yaşamalı. İktidara oy vermiş kitleler dahi bunu yaşamamalı."

PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ SÜRECİ NASIL OLACAK?

"Türkiye'de şu anda iki başlı bir yönetim var. Erdoğan- Bahçeli iki başlılığı var. Erdoğan istemediği birçok şeyi Bahçeli yaptırdı. Kurucu bir dönem olacak. Kurumları ayağa kaldıracak, devleti güveni sağlayacak ve siyasal sistemin sağlam işleyişini temin edecek ortak bir iradeye ihtiyaç var. Burada farklılıklar engel oluşturmayacak. Ortak bir Türkiye ideali etrafında birleşmişsek parlamenter sistem, temel ilkeler ve hedefler gibi konularda ben bu engellerin aşılacağını düşünüyorum. Şu an AK Parti'de olan bir isim bana 'Muhalefet güven vermeli' dedi. 'Sen gelmezsen o güven nasıl verilecek?' dedim. Herkes istiyor ki elini taşın altına koymadan bir güven oluşturalım ondan sonra da gelip bir parça olsunlar. Bu zorluklar olacak. Ben bunun farkındayım."

TÜRKİYE YUNANİSTAN İLİŞKİLERİ

"2011'den 2016'ya kadar Türkiye'nin geniş koalisyonları Avrupa Birliği, Amerika nezdindeki itibarının yanında Doğu Akdeniz'de de farklı koalisyon oluşturma kabiliyeti vardı. İsrail ile bir problemimiz vardı ama İsrail Türkiye'yi göz ardı edemeyecek durumdaydı. 2013'te ben dışişleri bakanıyken benim telefonumdan Netanyahu, Erdoğan'dan özür dilemişti. Bunu yapan benim yürüttüğüm diplomasiydi. Şimdi ise İsrail Cumhurbaşkanı gelsin diye yalvaran bir Erdoğan var. Miçotakis'i açıklamaları yürek yakıyor. Türkiye, Yunanistan'dan hep birkaç adım önde oldu. Şimdi Miçotakis gidiyor ayakta alkışlanıyor, Erdoğan ise Biden'la görüşebilmek için kaç sefer başvurdu reddedildi ve göreceksiniz Biden, Atina'yı ziyaret edecek ama Ankara'yı ziyaret etmeyecek. Şu an ise tamamen dengeler bozuldu. Arap ülkeleri ile ilişkiler bozulmasın diye yalvar yakar diz çöktüler. Şu an Doğu Akdeniz'de kıskaca alınan bir Türkiye var."

KHK SORUNU

"KHK sorununu parti programına Gelecek Partisi dışında yazan kimse yok. Benim KHK konusunda bir çekincem yok. FETÖ denilen yapıyla verdiğim mücadele bellidir. Erdoğan bu alçak hain olarak görülen yapının ağabeyini büyükelçi olarak atıyorsa, kendi damadı dahil o okullardan yetişenleri belli makamlara getiriyorsa sonra sıradan insanlara o örgütün bankasına para yatırdı diye mağduriyet oluşturuyorsa buna karşı biz açık bir şekilde bütün adaletsizliklere karşı aldığımız tavrı burada da alırız."

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 46
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 31
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17