Bülent Kuşoğlu: Neden İç Kontrol Sistemine Ağırlık Verilmiyor?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde ‘iç kontrol sistemi’ eleştirisinde bulundu. Kuşoğlu, “Şu anda 60 kadro var 16’sı dolu galiba. Geçen sene yazdığına göre 40 kadro varmış 18 tane iç kontrol denetmeni varmış. Bu sene kadro artmış tam tersine 16’ya düşmüş. Neden bu iç kontrol sistemine ağırlık verilmiyor? Neden bu kadar çok sorun varken iç kontrol sistemi düzenlenmiyor?” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Spor Toto Teşkilatı’nın 2021 yılı kesin hesabı, 2023 yılı bütçesi ve Sayıştay raporları görüşülüyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, görüşmelerde söz alarak şöyle konuştu:

“Sayın Bakanım genellikle bütçeyle ilgili konuşmalar yapılıyor. Siz de sunumunuzda 2023 bütçesiyle ilgili, faaliyetlerinizle ilgili bilgiler verdiniz. Kesin hesaba hiç girmediniz. Kesin hesap, önemli bir konu. Biliyorsunuz, 2021 yılı kesin hesabını da denetliyoruz aynı zamanda. 2021 yılında 28 milyar liralık ödenek öngörülmüş, 25 milyar lira harcamışsınız. Bakanlık olarak sadece 25 milyar liralık harcamanız var. Bununla ilgili olarak Sayıştay raporuna dayalı olarak bazı konuları bilginize de sunmak istiyorum.

“NEDEN BU İÇ KONTROL SİSTEMİNE AĞIRLIK VERİLMİYOR?”

Sizin ağırlıklı olarak kesin hesapla ilgili açıklamalarınız yok. Ancak çok fazla ihaleyle ilgili hemen her yıl Sayıştay raporlarında usulsüzlükleriniz var. Çok fazla. Ödemelerle ilgili ya da tahsilatlarla ilgili usulsüzlükleriniz var. Onun haricinde geniş yetkileriniz var. Kulüplere tahsisat yapmakla ya da ayırmakla ilgili. Bunlarla ilgili de hatalarınız var Sayın Bakanım. Bunların düzelmesi gerekiyor. Mesela, bunu düzeltmek için öncelikle iç kontrol sisteminde düzenleme yapmak lazım. Her sene bu konu, tenkit ediliyor. 2019’da kurmuşsunuz iç kontrol sistemini. Şu anda 60 kadro var 16’sı dolu galiba. Geçen sene yazdığına göre 40 kadro varmış 18 tane iç kontrol denetmeni varmış. Bu sene kadro artmış tam tersine 16’ya düşmüş. Neden bu iç kontrol sistemine ağırlık verilmiyor? Neden bu kadar çok sorun varken iç kontrol sistemi düzenlenmiyor? Geçmişte, bürokratlara sorabilirsiniz çok iyi çalışan bir teftiş kurulu vardı. Bakanlıktaki usulsüzlükler de bu kadar fazla değildi.

“MUHASEBAT SİSTEMİNİ MERKEZ VE TAŞRA OLARAK AYIRMIŞSINIZ. HİÇBİR ŞİRKETTE, HİÇBİR YERDE BU AYRIM SÖZ KONUSU OLMAZ”

Muhasebat sistemiyle ilgili bu senenin Sayıştay raporunda önemli bulgular var. Bakın diyor ki muhasebat sistemi merkezi, taşra olarak ayrılır mı Sayın Bakan? Muhasebat sistemini merkez ve taşra olarak ayırmışsınız. Hiçbir şirkette, hiçbir yerde bu ayrım söz konusu olmaz. Ama siz il ve ilçe müdürlüklerinin mali iş ve işlemlerini bakanlığın muhasebe sistemi dışında yürütülmesi, bütçe kesin hesap ve mali tablolara dahil edilmemesini getirmişsiniz. Sayıştay raporu böyle diyor. Şimdi bununla ilgili de her sene soruluyor. Ancak benzeri cevaplar alıyor. Arkadaşlar diyor ki Sayıştay’a verdikleri cevapta 5018’e tabi değil. Neye tabidir o zaman? Arkadaşların bu konuda cevap verebilmesi lazım.

“HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI’NDAN YAZILI OLARAK SORULUYOR. KAPATIN DENİLİYOR. AMA ONA UYGUN İŞLEM YAPMIYOR”

Yine özel gelirler ve özel ödemeleriniz var. KEÖS dışında açılan hesaplar kullanılmaya devam ediyor.  Özel gelirlerin eksik yer alması söz konusu olur. Merkez muhasebe birimi KEÖS uygulaması dışında açılan hesapları kapatması gerekirken Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yazılı olarak soruluyor, kapatın deniliyor. Ama ona uygun işlem yapmıyor. Hem soruyor hem cevap almıyor hem de ona uygun iş yapılmıyor ve bu şekilde 2,5 milyar Türk lirası fark bulunuyor hesaplar arasında. Bu Strateji ve Geliştirme Başkanlığı adına açılmış banka hesabına yatırılan tutarlarla merkez muhasebe birimi arasındaki gelir kaydı farkı 2,5 milyarı bulmuş Sayın Bakan. Şimdi diyeceksiniz ki bunlarla ilgili bir kurum zararı yoktur. Ancak bir özel şirketiniz olsa onda bu farklılıklar olsa bunu söyleyebilir miyiz? Bunlar önemli konular. Belki kamu zararı yoktur ama bunların incelenmesi de lazım. Sebebi nedir? Neden yıllardan beri bu şekilde devam ediyor? Bunların bir şekilde düzeltilebilmesi lazım.

“TAHSİS EDİLEN BİNA TİCARİ OLARAK KULLANILIYOR VE BAŞKASINA KİRALANIYOR HEM DE ANKARA’DA”

Tahsilat amacıyla kullanılması gereken banka hesabındaki gelir kaydı yapılmayan tutarlar üzerine birtakım ödemeler de bulundu. Bu tür eleştirileri de var Sayıştay’ın. Onun haricinde tahsis edilen bina ticari olarak kullanılıyor ve başkasına kiralanıyor hem de Ankara’da bu söz konusu.”