Bahçeli Ekonomi Politikasını Doğru Buldu!

Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, "Yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçmek ithal bağımlılığı ile mücadeleyi işaret etmektedir. Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur. Bunun üzerinden yandık, bittik demek, felaket tellallığı yapmak kötü niyetliliktir." dedi.

Gündem 23.11.2021, 11:19 23.11.2021, 12:48
Bahçeli Ekonomi Politikasını Doğru Buldu!

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, küresel enflasyonun hızlı tırmanış halinde olduğunu savundu. Erdoğan’ın ekonomi politikalarına açık destek veren Bahçeli şunları söyledi:

* Bu canavar temelde iki kaynaktan beslenmektedir, bunlar: Mal ve hizmet arzının toplam talep artışına cevap verememesi durumunda ortaya çıkan talep-yönlü enflasyon; diğeri de üretim maliyetlerinin artmasının beraberinde getirdiği arz-yönlü enflasyondur.

* Ya enflasyon artışına faizleri yükselterek tepki vermeye devam etmek suretiyle enflasyon-faiz-kur sarmalı içerisindeki döngüyü kabulleneceğiz; ya da tüm ekonomik birimlerin faaliyet ve beklentilerini bozan yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçerek, enflasyonla mücadeleyi yeniden tanımlamak ve üretim kanalını esas alan bir politika anlayışına geçeceğiz.

“BAŞKA ALTERNATİF KALMAMIŞTIR”

* Bize göre başka bir alternatif kalmamıştır. Her iki politikanın da beraberinde getirdiği risk ve maliyetler olduğu malumlarınızdır. Birincinin maliyeti zaten ödenmiş, maalesef ödenmeye de devam etmektedir.

* İkincisi ise yapısal adımların atılmasını şart koşmaktadır. İkinci seçenek olan yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçmek, her şeyden önce üretim ve dış ticarette ithal bağımlılığını yapısal bir sorun olarak gündeme almayı ve bununla kıran kırana mücadeleyi işaret etmektedir.

* İlk etapta hammadde-girdi, makine-teçhizat bağımlılığını azaltıcı yapısal adımların atılması kur yönünden gelen enflasyonist baskının kırılmasının temel taşı olacaktır.

“BAŞKA YOL KALMAMIŞTIR”

* Enflasyon ile mücadele arz yönlü yaklaşımın da içerisinde bulunduğu bir politika ile başarılacak ve Türkiye bir bedel ödeyecekse, bunu üretim yapısını değiştirmek ve geliştirmek için göze alacaktır. Ekonomik güvenliğimiz için başkaca bir yol kalmamıştır.

* Ancak, yalnızca enflasyon ile mücadele değil, ekonominin tümü için çözülmesi gereken öncelikli konu, politika uygulamasındaki belirsizliğin ortadan kaldırılmasıdır.

* Para politikası ve merkez bankasını baz alan, kamu maliyesinin rolünün ikinci planda tutulduğu ve enflasyon ile mücadeleyi yalnızca faize bağlayan politikanın çözüm üretmede yetersiz kaldığı deneyimlerimizle sabittir.

“HÜKÜMETİN UYGULADIĞI EKONOMİ POLİTİKASI DOĞRUDUR”

* Kararlı ve istikrarlı para politikası uygulanması kadar, kaynakların etkin kullanımı önündeki engelleri tespit eden ve bunları çözecek olan bir kamu maliyesi yaklaşımına da ülke olarak ihtiyaç duyduğumuz göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.

* Türkiye, faiz kamburundan kurtulmalıdır. Faiz, uzun vadede üretim sistemine büyük hasarlar vermektedir. Bize göre hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak, bittik, tükendik, yandık, mahvolduk demek felaket tellallığıdır, kötü niyetliliktir.

* Akıntıya karşı kürek çekmek, Neo-Liberal iktisat akımının alışkanlıklarıyla milletimize karamsarlık servis etmek vatan sevgisiyle bağdaşmayan bir sorumsuzluktur.

* Geldiğimiz bu aşamada, yeni yönetim sistemi kapsamında Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunu mutlak surette tartışmaya açmak hem demokrasinin hem de milli iradenin gereğidir.

“HESABI VEREN SİYASETTİR, KARARI VEREN DE SİYASET OLMALIDIR”

* IMF ve faiz lobisinin oyunlarıyla daha fazla mesafe alamayacağımız ortadadır. Davul hükümetin boynundayken, tokmağın başkalarının elinde olması kabul edilemez bir çarpıklıktır. Özerk ve bağımsız kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Hesabı veren siyasettir, kararı veren de siyaset olmalıdır.

* İnsanlarımızın ekonomik sıkıntılarını biliyoruz, artan döviz kurlarından yakınmaların farkındayız, ancak takip edilen politikalar doğrudur, yakında her şey düzelecektir. Terörle mücadelemizin rövanşını kur üzerinden almak istiyorlar.

* Dik duruşumuzu, egemenlik haklarımızı kahramanca savunmamızı dövizle baskılamaya çalışıyorlar. Suriye'deki, Irak'taki, Libya'daki, Mavi Vatan'daki, Karabağ'daki, Afrika'daki mevcudiyetimizi dövizle püskürtmenin arayışındalar.

“ATANAMAYAN ÖĞRETMEN SORUNUNA NEŞTER VURULMALI” 

* Yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayacağız. Bunu yaparken onları anlamak, beklentilerini sırasıyla karşılamak, mesleki taleplerini yerine getirmek durumundayız. Öğretmenlerimizi yılın bir gününde anmak hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmayacaktır.

* Atanamayan öğretmen sorununa neşter vurulmalı bu sorun artık kapanmalıdır. Ülkemizin daha çok gelişmesi öğretmenlerin kalitesinde, eğitim materyallerine, güncel kütüphanelere, geliştirilmiş müfredata bağlıdır. Bunların hepsi gereklidir.

* Kalifiye ve iyi motive olmuş öğretmenler olmadan diğerlerinin hiçbir anlamı olmayacaktır. Parti olarak öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz.

YÜZDE 50+1 TARTIŞMASI

* İP Başkanı, yüzde 50+1'in şahsıma sorulmasını istemiş. Bu arada gazetelerde, televizyon ekranlarında hala yüzde 50+1 tartışması kıyasıya devam etmektedir. Bilen de konuşmakta bilmeyen de atıp tutmaktadır. Tam bir kafa karışıklığı hakimdir.

* Şimdi beni iyi dinlesinler, onlara yüzde 50+1 anlatayım da biraz ders alsınlar, sonuç çıkarsınlar, bu konuyu da daha fazla sündürüp sağa sola çekiştirmesinler. Cumhurbaşkanının iki turlu seçimle, doğrudan halk tarafından ve “geçerli oyların salt çoğunluğu”yla, yani yüzde 50+1 oyla seçilme kuralı 21 Ekim 2007 tarihli Anayasa değişikliği ile kabul edilmiştir.

* Bu usul getirildiğinde Anayasa'da “parlamenter sistem” öngörülmekteydi. 16 Nisan 2017 tarihli Halkoylamasıyla “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçilmiş, fakat Cumhurbaşkanının seçim usulü değiştirilmemiştir.

* Lütfen dikkat buyurunuz, dünyada Cumhurbaşkanı veya Devlet Başkanını halkın seçtiği 99 ülkede geçerli oyların yüzde 50+1'ini alan adayın seçilmesi anayasal norm olarak kabul edilmiştir. Yine dünyada 103 ülkede Cumhurbaşkanını veya Devlet Başkanını halk seçerken bunlardan 99'unda salt çoğunluk uygulanmaktadır.

* Cumhurbaşkanı ya da Devlet Başkanının halk tarafından seçilmesinde uygulanan ikinci usül yüzde 40+10 olarak isimlendirilen sistemdir. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, bu sistem sadece Bolivya, Kosta Rika, Ekvator ve Arjantin'de geçerlidir.

* Mezkur bu sistemde iki turlu yapılan seçimlerde ilk turda geçerli oyların yüzde 40'ını alıp en yakın rakibine yüzde 10 fark atan adayın ilk turda seçilmesi esas kabul edilmiştir.
Bolivya Anayasası'nın 166. maddesini, Kosta Rika Anayasası'nın 138. maddesini, Ekvator Anayasası'nın 143. maddesini, Arjantin Anayasası'nın 96, 97 ve 98. maddelerini uyanık bir gözle inceleyenler çarpıcı gerçeklerle yüzleşeceklerdir.

* Bu ülkelerde aslında geçerli oyların salt çoğunluğu, kısaca yüzde 50+1 şartı aranmakta, eğer adaylardan biri ilk turda yüzde 40 ve üzeri bir oy alır ve en yakın rakibine yüzde 10 fark atarsa ikinci tur seçime gerek kalmamaktadır.

* Tek turda yüzde 40 oyla seçilme yöntemini öngören ülke örneği dünya üzerinde yoktur.
Böyle bir tercihin olması halinde yürütme organının seçiminde “demokratik meşruiyet sorunu” doğacaktır.

* Devlet Başkanını veya Cumhurbaşkanını halkın seçtiği tüm sistemlerde demokratik meşruiyet gereğince geçerli oyların salt çoğunluğu ile seçilmesi temel kaidedir. Salt çoğunluk usulünü değiştirmeye kalkmak ve bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine karşı güvensizliği ve şüpheyi körükleyecektir.

* Takdir ederseniz ki bu doğru değildir, masum bir talep değildir, Türkiye'nin çıkarına uygun olamayacaktır. Bize göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lehine söylenebilecek en güçlü argümanlardan biri, yüzde 50+1 oyla iktidara gelebilmek için partiler arası uzlaşmayı sağlaması ve kutuplaşmayı azaltmasıdır.

* Milli birlik ve bütünlük için hayati önemde olan bu güçlü yönü savunmak yerine, bundan geri adım atma anlamına gelen yüzde 40 oranını dillendirmek başkalarının değirmenine su taşımaktır. Bunu uluorta konuşanlar da iyi niyetli sayılamayacaktır.

“TÜRKİYE FAİZ KAMBURUNDAN KURTULMALIDIR”

* Siyaseti ekonomiden, ekonomiyi siyasetten ayrı göremeyiz. Türkiye tarihi bir eşiktedir. Ya para baronlarının sözü geçecek ve içeriden dışarıya kaynak transferi yoğunlaşacak. Ya da böyle gelse de böyle gitmeyecektir.

* Küresel enflasyon hızlı tırmanış halindedir. Talep ve arz yönlü enflasyon vardır. Enflasyonu mal piyasasındaki aksakların ortaya çıkardığı bir sorun olarak tanımlamak doğru olur. Türkiye bir karar verip, bunu uygulamak durumu ile karşı karşıyadır.

* Yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçmek ithal bağımlılığı ile mücadeleyi işaret etmektedir. Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur. Bunun üzerinden yandık, bittik demek, felaket tellallığı yapmak kötü niyetliliktir.

“ERKEN SEÇİM FALAN YOKTUR”

Tekraren söylüyorum, erken seçim falan yoktur. Seçim 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. ‘Seçim de seçim’ diyenler bozgun siyasetinin taraftarlarıdır. Seçim demek kime hizmettir, nasıl bir siyaset anlayışıdır? Ekonomik sıkıntıları biliyoruz. Bu kez başaramayacaklar.

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14