Akşener: Hem Meclis'i Hem Cumhurbaşkanlığı'nı Alacağız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Hem Meclis’i alacağız hem Cumhurbaşkanlığı’nı alacağız. Ama bir hata yapılmasın, bir hatalı düşünceye girilmesin. Cumhurbaşkanlığı’na biz, yeni bir sayın Erdoğan seçmeyeceğiz. Yani Almanya Cumhurbaşkanı gibi, Finlandiya’nın adını bile bilmediğiniz Cumhurbaşkanı gibi derleyici, toplayıcı, bu ülkendeki herkesin cumhurbaşkanı olacak bir kişiyi aday göstereceğiz. Bunları biz başaracağız” dedi.

Gündem 11.03.2022, 12:54
Akşener: Hem Meclis'i Hem Cumhurbaşkanlığı'nı Alacağız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Hem Meclis’i alacağız hem Cumhurbaşkanlığı’nı alacağız. Ama bir hata yapılmasın, bir hatalı düşünceye girilmesin. Cumhurbaşkanlığı’na biz, yeni bir sayın Erdoğan seçmeyeceğiz. Yani Almanya Cumhurbaşkanı gibi, Finlandiya’nın adını bile bilmediğiniz Cumhurbaşkanı gibi derleyici, toplayıcı, bu ülkendeki herkesin cumhurbaşkanı olacak bir kişiyi aday göstereceğiz. Bunları biz başaracağız” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, FOX TV’de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına konuk oldu. Akşener, özetle şunları söyledi:

İMAMOĞLU, İSTANBULLULARDAN TRAFİĞE ÇIKMAMALARINI RİCA ETTİ

(İstanbul’da kar yağışı) Buraya geleceğim diye, Sayın İmamoğlu ile görüştüm. Kendisinin AKOM’da çalışmalarının devam ettiğini… Bir ricası oldu, İstanbullulardan. Trafiğe çıkmamalarını, çok zorunlu olmadıkça, bugün yarın trafiğe çıkmamalarını rica etti. Belediye devletindir, vilayet devletindir, karayolları devletindir. Bunlarda iktidar-muhalefet diye bakılmaz. Bu defaki karda, inşallah bu koordinasyon oluşur.

ESKİ BİR BAKAN OLARAK SÖYLÜYORUM

Geçtiğimiz karda bir yanlışlıklar zinciri gördük. Sahada çalışan belediye ekipleri ile karayolları ekiplerinin nasıl cansiperane çalıştıklarını biliyoruz. Tepedekilerin sisteminin aşağıda olmadığını biliyorum. Yüksek katlarda da bu işin koordinasyonlu yürümesini eski bir bakan olarak söylüyorum.

KEŞKE SONUÇ ÇIKSAYDI

Rusya-Ukrayna-Türkiye dışişleri bakanlarının görüşmesi ile ilgili olarak; Keşke Antalya’daki bu görüşmeden bir sonuç çıksaydı. Ama kayda değer bir şey çıkmadı. Bu adımlar güzel adımlar ama sonuç çıkmasını temenni ediyorum.

PUTİN’İN KARŞISINDA AĞZINIZI AÇAMIYORSUNUZ

Ukrayna’yı işgale kalkışan bir Putin ile karşı karşıyayız. Rusya’yı, Rusları kastetmiyorum. Buradaki yapılan iş yanlış. Türkiye, yapılan işin yanlışlığı konusunda bir tutum almalı. Birincisi bu. İkincisi, buraya göz yumarsak yarın Asya-Pasifik’te yarın ne olacağını anlayamayız. İhtilaf sahalarında Batı göz yumarsa, dünya bambaşka bir yere evrilir. Türkiye, Putin’in karşısında yaptırımların yanında yer almalıydı. Ama, kişisel dostluklar üzerinden, şahsi ilişkiler üzerinden yürüyen bir dış politika olduğu için ve dış politika iç politikanın malzemesi olduğu için asimetrik bir ilişki biçimi var. Enerjinizin önemli bir noktasını bağlamışsınız, nükleer enerjinizi de bağlamışsınız. Bütün yumurtaları aynı sepete koymuşsunuz. Putin’in karşısında öyle bir ilişki biçiminiz var ki, ağzınızı açamıyorsunuz. Bu dış politika, çok problemli. Ukrayna ile de yakın bir ilişki biçimimiz var. Dengede götürebilirsiniz, ona itirazım yok. Artık ciddiyet talep ediyorum.

BUNLARIN ÖZÜ İŞ BİLMEZLİK, SAVURGANLIK, İSRAF VE YOLSUZLUKLAR

Putin’in bir yayılmacı politikası var. Otokrat bir lider. Dolayısıyla Ukrayna’yı, önceden başladığı şimdi Ukrayna’yı dahil ettiği bir sistemi var. Ama bunu yapabilmek için 650 milyar dolara yakın bir parayı kenara koydu, diye okuyoruz. Bizim, böyle bir zor durumda kaldığımızda ihtiyat akçemiz gitti. Merkez Bankası’nın rezervleri gitti. Ekside. Daha ilginç bir şey var. Bu akaryakıt istikrar fonu diye, böyle durumlarda vatandaşı koruyabilmek amaçlı devreye sokabileceğimiz bir fon vardı o da gitti. Şimdi yani, dolar aldı başını gitti. Yabancı paralar aldı başını gitti. Rekabetçi kur sistemi diye iddia ettikleri bir fantastik meseleyle yol yürünüyor. Gelinen noktada mesele dolar, ilk sıra artıyor; aynı anda zam geliyor. Çünkü aradaki mekanizmaları olmadığı için. Dolar ekstra düşüyor, o zaman geri alınıyor. Tekrar yükseliyor tekrar konuluyor. Bütün bunların özü iş bilmezlik, savurganlık, israf ve yolsuzluklardır. Ekonomide yapılan tercihlerdir. Siz tarımın üretimine girdilerde destek olmak yerine Anayasa’yla tarıma destek diye konulmuş o parayı, doğru dürüst ödemediğiniz bir süreçte köylüyü tarlasından ettiğiniz bir süreçte, bakın Mersin’e gittim ben. Diyor ki bir meyve yetiştiricisi; 100 kilo limon satıp 1 çuval ben gübre alabiliyorum. 10 kilo limon satıp, bir litre mazot alabiliyorum. Şimdi bununla nasıl siz bu insanlara para kazandıracaksınız? Nasıl peki siz bu insanları para kazanır hale getireceksiniz? O çiftçiye para kazandırmadığınız taktirde… O insan şehre gelmek durumunda kalıyor. Dolayısıyla başka bir problemle karşı karşıya kalıyorsunuz. Tam tersine gençlerimizi biz, köyüne, çiftçilik yapmak üzere yönlendirmemiz lazım.

ELEKTRİĞE, MAZOTA GELEN BU ZAMLARLA SANAYİCİ NEYİ ÜRETEBİLİR?

Türkiye her türlü üretimden çıktı. Bu paralarla, bu elektriğe, mazota gelen bu zamlarla sanayici neyi üretebilir? Ucuz üretim yapacak ki satsın denilen de bir mantık var. Ucuz üretim yerine tam tersi marka ürettiği, katma değerli ürün ürettiği bir sisteme geçmemiz lazım. Teknoloji yatırımı var mı? Yok. Peki şimdi bütün bunlara baktığınızda, o paranın bol olduğu zamanlarda Türkiye nereye yatırım yaptı? Betona yatırım yaptı. Betonla beraber ne çıktı ortaya? Beş tane şirket çıktı. Bunun neticesinde her şeyin üstünde bir korunan insan grubu çıktı. Köprüler, otoyollar yapıldı. Yahu köprüye bakıyorsunuz; rahmetli Demirel’in, Özal’ın yaptığı köprü 8.5 lira. Diğerlerinden bir bizim geçtiğimiz için alınan para var bir de dolar üzerinden garanti verildiği için ve araba sayısı kadar garanti verildiği için ilginç olanı kalanı ödüyor hazine. Dolar üzerinden. Hani nerede kaldı bütçeden yapmıyoruz demek?

Türkiye’nin her bir şehri, kıymetli. Her şehirde yaşayan her insan, birinci sınıf vatandaş ve Türkiye’nin her bir vatandaşının cebinden çıkardığı nüfus kağıdı bu ülkenin tapu senedi. Yani bu ülkenin her bir vatandaşı etnik aidiyetlerinin, dini aidiyetlerinin muhafaza edilme kaydıyla ama o nüfus kağıdı her şeyin üstünde. Biz böyle bakıyoruz. Çok güzel bu ziyaret. 5 yıl aradan sonra Sayın Kılıçdaroğlu gitmiş. Çok güzel karşılanmış. CHP’ye dair çeşitli algı oluşturma çabaları var. Onlar açısından bence çok olumlu bir ziyaret. Ben Diyarbakır’a çok gittim ama bu 24 ay içerisinde henüz gidemedim. Gideceğim ben de. Diyarbakır’a veya Samsun’a veya Hakkari’ye veya Edirne’ye her birimizin defalarca gitmesi gerekiyor. Çünkü vatandaş, eminim ki Diyarbakır’dakinin de canı yanıyor. Edirne’dekinin de canı yanıyor.

TÜRKİYE’NİN NASIL SOYULDUĞUNUN ÇOK ÖZEL BİR GÖSTERGESİDİR

Şimdi Türkiye’nin ne kadar ağır soyulduğunu gösteren bir iş. 2026’da zaten devredilecek. Türkiye’nin hazinesine devredilecek bir şirket, bu şirketin kredileri alıp devlet bankalarından aldığı kredileri ödeyememe sonucunda oluşan 1.6 milyar dolarlık o parayı Varlık Fonu ödeyip Telekom şirketini Varlık Fonu’nun içine koyuyor. Tekrar söylüyorum 2026 yılında zaten hazineye devredilmesi gereken bir Telekom şirketi. İçi boşalmış durumda. Türkiye’nin nasıl soyulduğunun çok özel bir göstergesidir. O işsiz insanların, bebek bezi alamayan insanların, çocuğuna poşet bağlayanların, bebeğine makarna vermek zorunda kalan insanların kazancından kesilen paralarla…

BİZ, YENİ BİR SAYIN ERDOĞAN SEÇMEYECEĞİZ

İster 2023’te ister daha önce yapılacak seçimde bir cumhurbaşkanlığı makamı değişecek. Yani Millet İttifakı’nın adayı olan kişi 13. Cumhurbaşkanı olacak. İkinci adım ise, bu seçimde biz aynı zamanda Millet İttifakı’nın bileşenleri olarak; şu anda iki parti o sistemin içinde henüz değil. Çünkü, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konusunda anlaştık adım adım gideceğiz bu konuda. Ama diyelim ki bu noktada beraber olundu, parlamentoda da bu senaryoları çalışmamız lazım bizim. 300, 360 ya da 400 milletvekilliği alındığında hangi sistem içerisinde, hangi hızda parlamenter sisteme geçişi hem cumhurbaşkanlığı alındıktan sonraki yapılacak işleri planlanacak. Bunların ayrı ayrı senaryolarının üzerinde çalışılacak. Hem Meclis’i alacağız hem Cumhurbaşkanlığı’nı alacağız. Ama bir hata yapılmasın, bir hatalı düşünceye girilmesin. Cumhurbaşkanlığı’na biz, yeni bir sayın Erdoğan seçmeyeceğiz. Yani Almanya Cumhurbaşkanı gibi, Finlandiya’nın adını bile bilmediğiniz Cumhurbaşkanı gibi derleyici, toplayıcı, bu ülkendeki herkesin cumhurbaşkanı olacak bir kişiyi aday göstereceğiz. Bunları biz başaracağız. O nedenle kimsenin umutsuzluğa kapılmasına gerek yok.

TEK ADAYLA GİDİLMESİ LAZIM

Benim kişisel önerim bu, tek adayla gidilmesi lazım geldiğini söylüyorum. Her şeyi Cumhurbaşkanı olacak kişi üzerinden tanımlarsak bu ucube sistemin değişmesi gerektiğini atlarız. Önemli olan bu ucube sistemin değişmesi. Biz bunları başaracağız.

BU MASA, YIKILMAZ. ÇÜNKÜ, KİMSENİN KİMSENİN AYAĞINA BASTIĞI BİR SİSTEM DEĞİL

27 Mart’ta sayın Babacan ağırlayacak. Bir ay sonra sayın Gültekin Uysal ağırlayacak. Bir ay sonra sayın Davutoğlu, sonra ben sonra Temel bey ağırlayacak. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem üzerinden. Biz bu öneri üzerinde tamamen el sıkıştık. Ondan sonra da bunun hayata nasıl geçeceğine dair çalışmamız gerekiyor. Bu masa, bu nedenle yıkılmaz. Çünkü, kimsenin kimsenin ayağına bastığı bir sistem değil. Buradaki bütün siyasi partiler, seçime kendi düşünceleriyle gidecek. Her birimiz azami oranda oy almaya gayret edeceğiz.”

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Newcastle 36 57
7. Chelsea 36 57
8. M. United 36 54
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 36 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 35 76
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 35 70
5. Athletic Bilbao 35 62
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 35 54
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 35 48
10. Getafe 35 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 35 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 35 37
15. Mallorca 36 36
16. Rayo Vallecano 35 35
17. Celta Vigo 35 34
18. Cadiz 35 29
19. Granada 35 21
20. Almeria 35 17