Mansur Yavaş: Ankara Fedakarlığın, Aydınlık Yarınların, Umudun Kenti Haline Geldi

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve eşi Nursen Yavaş, Başkanlık Konutunda, Ankara’nın başkent oluşunun 100’üncü yıl dönümü dolayısıyla resepsiyon düzenledi. Resepsiyonda, Ankaralı seğmenler sahne aldı. Ardından devlet sanatçısı piyanist Gülsin Onay ve Erkin Onay, konser verdi. Resepsiyonda konuşan ABB Başkanı Yavaş, şunları söyledi:

“ANKARA, KURTULUŞ SAVAŞIMIZDA SADECE ÜLKEMİZİ ASKERİ AÇIDAN SAVUNMANIN DEĞİL; FEDAKARLIĞIN, AYDINLIK YARINLARIN, UMUDUN DA KENTİ HALİNE GELDİ”

“Bugün burada, Ankara’nın başkent oluşunun 100’üncü yılını kutlamak için sizlerle bir araya gelmekten dolayı büyük bir kıvanç duyduğumu belirtmek isterim. Ankara, yalnızca cumhuriyet dönemimizin merkezi olan bir kent değildir. Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Perslerin hüküm sürdüğü Ankara, Galatlar, Romalılar Osmanlılar için de büyük bir öneme sahip oldu. Kentimiz 1290 yılında, Ahi Cumhuiryeti’nin başkenti oldu. Kökenini kardeşlik, eli açıklık, cömertlik sözcüklerinden aldığı bilinen Ahilik, Anadolu’da dayanışma dürüstlük, misafirperverlik, şefkat ve merhamet kavramlarını uygulamayı ödev bilen ahlaki bir sosyoeknomik model oluşturdu. Ne mutlu ki Ankara'mız 64 yıl süren Ahi Cumhuriyeti özelliklerini hâlâ taşımaktadır. İşte tüm bu nedenlerle şüphesiz ki tarih boyunca önemli bir merkez olan Ankara'nın kaderinde ve nihayetinde başkent olmak vardı. Ankara, Kurtuluş Savaşımızda sadece ülkemizi askeri açıdan savunmanın değil; fedakarlığın, aydınlık yarınların, umudun da kenti haline geldi. Yine Ankara, bir milletin millet olması için en temel hakkı olan toprak bütünlüğü adına verilen mücadelesiyle dünyadaki tüm mazlum milletlere de yol gösterici oldu. Bir milletin varını yoğunu ortaya koyarak kazandığı bağımsızlık mücadelesi, bugünümüzü de aydınlattığı gibi geleceğe de bir ışık oldu.

“ANKARA, BETONLAŞMALARLA YAPILAŞMIŞ BİR KENT DEĞİL; BİR FİKRİN, BİR İDDİANIN VE İNANCIN MUZAFFER OLDUĞU HİKAYEDİR”

Farklı milletlerden kıymetli katılımcıların bulunduğu bu davette, hepimiz birbirimizden farklı derecelere sahip olsak da farklı dillerde konuşsak da aynı duyguları yaşadığımız kesindir. Bu duyguların en değerlisi de insanların ülkesi ve vatanları için arzuladıkları bağımsızlıktır. İşte Ankara, başkent olmasının yanı sıra ülkemizin ve hürriyetinin bağımsızlığının sembolü olan kadim ve muazzez bir duygunun ta kendisidir. Çünkü Ankara, betonlaşmalarla yapılaşmış bir kent değil; bir fikrin, bir iddianın ve inancın muzaffer olduğu hikayedir. 100 yıllık bir asil duruşun gelecek yüzyıllara yansıması, Türk milletinin destansı karargahıdır Ankara. Kurtuluş mücadelesiyle dünyadaki tüm mazlum milletlerin rol modeli, gelişimiyle muasır medeniyetlerin komşusu, insanıyla dayanışmanın, alçak gönüllülüğün ve cömertliğin vesikasıdır.

“ULUS’UN DEMOGRAFİSİNİN DEĞİŞECEĞİNE VE HAK ETTİĞİ GÜNLERİNE YENİDEN KAVUŞACAĞINA İNANIYORUZ”

Bu duygunun hakim olduğu bir kentte Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak biz de üzerimize düşen görevleri yerine getirmek için çok çalışıyoruz. Yeni yeşil alanlar, yollar, alt yapı hatları inşa ediyoruz. Kırsal kalkınmada üreticilerimize çok büyük destekler veriyoruz. Öğrenci dostluğu uygulamalarımızla kentimizi geleceğe taşıyor, kadın istihdamı konusunda önemli projelere imza atıyoruz. Bir yandan Roma Tiyatrosu ve Arkeopark restorasyonuyla Ankara’nın 2 bin yıllık tarihini yeniden hayata geçirirken bir yandan da Cumhuriyet Dönemi eserlerimizi ve tarihi Ulus bölgesini ayağa kaldırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ankara Kalesi’nin restorasyon çalışmalarında sona yaklaştık. Yüzüncü Yıl Çarşısı’nın yerine yeni bir kent meydanı yapıyoruz. Ulus Çarşısına Bilkent ve Gazi Üniversitesi işbiriliğiyle teknoloji merkezleri açıyoruz. Oradaki boş binaya EGO Genel Müdürlüğü’müzün, eski Gençlik ve Spor Müdürlüğü binasına taşınmasıyla Ulus’un demografisinin değişeceğine ve hak ettiği günlerine yeniden kavuşacağına inanıyoruz.

“ANKARA’MIZIN BAŞKENT OLUŞUNUN 100’ÜNCÜ YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLAMAKTAN DOLAYI KIVANÇ DUYDUĞUMU BELİRTİYOR, HEPİNİZE SEVGİ VE SAYGILARIMI SUNUYORUM. NİCE 1000 YILLARA”

Çünkü biliyoruz ki böyle tarihi bölgeler, kentlerin hafızasıdır. Bu bilinçle tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmaya devam edeceğiz. Tüm bunları yaparken toplumumuzun dezavantajlı kesimlerinin yanında olmayı da ihmal etmiyoruz, onların sorunlarıyla yakından ilgileniyoruz. Çünkü geçmişimizden gelen dayanışma ve kardeşlik kültürü bizim de en değerli hazinemiz olmaya devam ediyor. Bu duygu ve düşüncelerle başta cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Ankara’nın başkent olmasında emeği geçen devlet adamlarımızı, Kurtuluş kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi şükranla anıyorum. Ankara’mızın başkent oluşunun 100’üncü yıl dönümünde mutluluğumuzu ve heyecanımızı paylaşmak için aramızda bulunan siz değerli dostlarımıza çok teşekkür ediyorum. İnşallah geleneksel hale gelen bu davetimizi gelecek yıl da hep birlikte kutlamak bizlere nasip olur. Örnek bir başkent olma arzusuyla Ankara’mızın başkent oluşunun 100’üncü yıl dönümünü kutlamaktan dolayı kıvanç duyduğumu bir kez daha belirtiyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Nice 100 yıllara.”