Kılıçdaroğlu Kızılcahamam'da Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleriyle Buluştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kızılcahamam’da muhtarlar ve STK yöneticileriyle yaptığı görüşmede, “Sizden farklı bir yaşantım yok benim. Dolasıyla benim öyle saraylara, lüks hayatlara falan ihtiyacım yok. Onlar beni rahatsız eder. ” dedi.

Ankara 21.07.2022, 21:40
Kılıçdaroğlu Kızılcahamam'da Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleriyle Buluştu

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dört bir yanında yaptığı "Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşması"na Ankara'da devam etti.

30 Haziran'da Ankara'nın Haymana ilçesinde kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcileri ile buluşan Kılıçdaroğlu, toplantıyı bu sefer Kızılcahamam'da yaptı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde; Kızılcahamam, Çamlıdere, Kazan ve Güdül ilçelerinin kanaat önderleri, muhtarları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile buluştu ve onları dinledi.

Kılıçdaroğlu, partisinin sorunlara çözüm önerilerini anlattı.

Daha sonra toplantıya katılan kanaat önderler, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'na CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, Kızılcahamam İlçe Başkanı Enver Yılmaz, Kahramankazan İlçe Başkanı Hasan Sarıkaya, Güdül İlçe Başkanı Mehmet Doğanay ve Çamlıdere İlçe Başkanı Mustafa Çiçekçi eşlik etti.

Tarımın stratejik sektör olması gerektiğini vurgulan Kılıçdaroğlu, "Tarıma veriyorlar 21 milyar TL destek, faiz giderleri 134 milyar TL. Faize karşıyım demek bu değildir. Lafla faize karşı çıkılmaz. Faize karşı çıkıyorsanız çiftçiye vereceğiniz destek 21 değil, 134 milyar TL olmalı; eğer faize verecekseniz, o faiz de 21 olmalı. Tam tersi oluyor. Ben faize karşıyım demekle karşı çıkılmıyor ki. O zaman bu para ne?" dedi. 

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 

“SİZİ KANAAT ÖNDERİ YAPAN TOPLUMUN KENDİSİDİR"

Bir vatandaşımız, bir ailemiz eğer yatağa aç giriyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. Kanaat önderi, siz kendiniz ‘ben kanaat önderiyim’ derseniz kanaat önderi olmazsanız. Sizi kanaat önderi yapan toplumun kendisidir. Vatandaş sizi kanaat önderi yapar. Bir sorunla karşılaştığında gelir önce sizin kapınızı çalar. Der ki böyle bir derdim var nasıl çözeyim diye.

"BENİM ÖYLE SARAYLARA, LÜKS HAYATLARA FALAN İHTİYACIM YOK"

Birbirimiz tanımamız lazım. Sizden farklı bir yaşantım yok benim. Dolasıyla benim öyle saraylara, lüks hayatlara falan ihtiyacım yok. Onlar beni rahatsız eder. Benim vatandaşım eğer huzur içinde yaşıyorsa ben de huzur içinde yaşarım. Bizim bir eksiğimiz var, CHP olarak; genelde Ankara’da oturduk, güzel nutuklar attık, sonra dedik ki vatandaş niye bize oy vermiyor? Gelip sizin sofranıza oturmadık, derdinizi dinlemedik. Ya arkadaş sizin derdiniz nedir diye oturup konuşmadık. Hep Ankara’dan konuştuk, sonra sizden oy bekledik. Sonra niye vatandaş bize oy vermiyor diye oturup düşünmedik bile.

"DEVLETİN TEMELİ LİYAKATTİR; LİYAKATİ DOĞURAN KAVRAM AHLAKTIR"

Ben, Anadolu’da sizler nasıl yetiştiyseniz öyle yetiştiğim için, sizin sofralarınıza oturmak, sizinle oturup konuşmak, dertleşmek benim görevim. Eğer siyasete atıldıysam bu benim görevim. Devlette liyakat vardı. Liyakat çok önemli bir şeydir. Devletin temeli liyakattir. Liyakati doğuran kavram ahlaktır. Bütün peygamberler ahlakı egemen kılmak için görevlendirilmişlerdir yüce yaratan tarafından. ‘Ben iyi ahlakı temsil etmek üzere görevlendirildim’ der sevgili peygamberimiz. O zaman şu soruyu sormamız lazım; eğer siyaset topluma hizmet edecekse siyasetin ahlaklı olması gerekiyor mu, gerekmiyor mu?

"DOKUZ KÖYDEN KOVSALAR ONUNCU KÖYE GİDECEĞİM"

Bizde, Anadolu’da bir söz vardır; doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye. Ben de şunu söyledim, dokuz köyden kovsalar onuncu köye gideceğim. Doğruları anlatmaya devam edeceğim. Türkiye’nin şartları… Siz de biliyorsunuz ben de biliyorum. Zaten yaşıyor, biliyorsunuz. Türkiye, kendi sorunlarını çözebilir mi? Çözer. Kendi sorunlarını aşabilir mi? Aşar. Türkiye, kendi bölgesinde hızla büyüyebilir mi? Evet, büyüyebilir. Böyle bir potansiyel var mı? Evet, var.

"VERGİ ÖDEMEDİĞİNİZ TEK ŞEY VAR; NEFES ALDIĞIMIZ HAVA"

Nüfusu genç Türkiye’nin. Taşı sıksa suyunu çıkaracak olan gençler işsiz. Gençler, geleceğini Avrupa’da arıyor. Gelişmiş ülkelerde arıyor. Oysa bizim evlatlarımız, burada çalışması lazım. Bunlara umutsuzluk aşılayan siyaset kurumudur. Yani siyasetçilerdir. Hepiniz vergi verirsiniz. Şu elektrik düğmesi var ya, ona bastığınızda dört çeşit vergi ödersiniz. Musluğu açtığınızda beş çeşit vergi ödersiniz. Dolmuşa bindiğinizde, ekmek aldığınızda, kefen bezi aldığınızda, ne alırsanız hepsinden vergi ödersiniz. Vergi ödemediğiniz tek şey var; nefes aldığımız hava.

"VERGİMİN NERELERE HARCANDIĞININ HESABININ MİLLETE VERİLMESİ LAZIM"

Mademki 85 milyon vatandaşız, madem çocuk doğduğu andan itibaren vergi vermeye başlar, bizim vergiler nereye gidiyor? Bu soruyu sormuyoruz. Bu soruyu sormadığımız için demokrasi gelişmiyor. Ben vergi ödüyorsam, vergimin nerelere harcandığının hesabının millete verilmesi lazım. Bunu verecek olan da siyaset kurumudur.

"TARIMA VERİYORLAR 21 MİLYAR TL DESTEK, FAİZ GİDERLERİ 134 MİLYAR TL"

Tarıma verilen destek; 21 milyar TL. Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesine göre; her yıl en az milli gelirin yüzde 1’i oranında çiftçiye mali destek verilir. En az yüzde 1’i. Bugüne kadar yani bu kanun çıktığı 2006’dan bu yana hiç bu para verilmedi. Tarıma veriyorlar 21 milyar TL destek, faiz giderleri 134 milyar TL. Faize karşıyım demek bu değildir. Lafla faize karşı çıkılmaz. Faize karşı çıkıyorsanız çiftçiye vereceğiniz destek 21 değil, 134 milyar TL olmalı; eğer faize verecekseniz, o faiz de 21 olmalı. Tam tersi oluyor. Ben faize karşıyım demekle karşı çıkılmıyor ki. O zaman bu para ne?

"İŞİMİZ PARLAK DEĞİL AMA ÇÖZMEMİZ LAZIM"

Soru şu; faizi kim alıyor? Londra’daki tefeciler alıyor. Kaç kişi bunlar? Emin olun bir avuç kişi. Para mı istiyorsun diyor, yüzde şu kadardan. Kuveyt’e, Suudi Arabistan’a, Katar’a, Birleşik Arap Emirlikleri’ne gittik. Acaba para bulabilir miyiz diye. Kimse vermiyor, neden? Türkiye’nin risk primi çok yüksek ya iflas ederse ya paramızı alamazsak ne olur diye. Dolasıyla işimiz parlak değil ama çözmemiz lazım. Nasıl çözeceğiz?

"ÖNCE SORUNU YAŞAYANI DİNLEYECEKSİNİZ Kİ ONDAN SONRA SORUNU ÇÖZECEKSİNİZ"

Eğer siz devleti yönetiyorsanız, sorunla karşılaşan kesimleri onların temsilcilerini toplamanız ve dinlemeniz lazım. Rahmetli Bülent Ecevit bu konuda bir Ekonomik Sosyal Konsey oluşturdu. Sanayicisi, üreticisi, çiftçisi, emeklisi, işçisi hep beraber bir arada, bunların temsilcilerinden oluşan bir Ekonomik ve Sosyal Konsey var. Çiftçi mi, derdini anlatacak. Sorunu çözecek olan bakan da orada olacak. Notunu aldın mı kardeşim, nasıl çözülecek anlat bakalım. Hangi takvim içinde çözülecek, takvimini yap bakalım diyecek. Eğer buradan başlamazsanız olmaz. Sarayda, evde veya başka bir yerde oturup ben sorunu çözüyorum demekle olmaz. Çünkü önce sorunu yaşayanı dinleyeceksiniz ki ondan sonra sorunu çözeceksiniz.

"SİYASETE GİREN KİŞİ ZENGİNLEŞMİŞSE, AÇIK VE NET SÖYLÜYORUM, BİLİN Kİ HIRSIZLIK YAPIYOR"

Gerçekten siyasetin ahlaklı olması lazım. Siyaset ahlaklı değilse sorunu çözemezsiniz. Siyasete giren kişi zenginleşmişse, açık ve net söylüyorum, bilin ki hırsızlık yapıyor. Türkçesi yok bunun. Ben de girdim siyasete. Devlette bürokrattım. Siyasete girdiğim gün, bütün mal varlığımı kendi internet siteme koydum. Benim mal varlığım budur dedim. Ne olacak? Aldığım evimdir, karımın yüzüğüdür, evimdeki ressamların yaptığı tablolardır… Hepsini koydum. Bunlar benim alın terimle aldığım mallar. Benim servetim bu dedim.

"VERİLMEYECEK HESABIMIZ YOK Kİ"

Her yıl Meclis Başkanlığı’na servet beyannamesi verirken, ben de her yıl o servet beyannamesini yenilerim ve yine internet siteme koyarım. Açık, kime borcum var, kimden alacağım var, mal varlığım nedir, bunların hepsi yazar. Verilmeyecek hesabımız yok ki. Ama siz birdenbire zenginleşirseniz, han, hamam sahibi olursanız, bilmem nerelerde yurtlar yapıyorum diye gökdelenler yaparsanız, onların başında sizin çocuklarınız olursa bu demek ki birisi malı götürüyor. Malı götürmek ne demektir, fakirin fukaranın hakkını çalmak demektir.

"SİYASETÇİ HALKA HESAP VERMEYİ ONURLU BİR GÖREV OLARAK KABUL ETMESİ LAZIM"

Yüce yaratan der ki, ‘Her türlü günahla gelirsin karşıma ama kul hakkıyla gelme, kul hakkıyla gelirsen benim onu affetme şansım yoktur.’ Kul hakkı kadar ağır bir günah yoktur. Siz birisinin malını çalıyorsanız, onun hakkını, hukukunu, alın terini çalıyorsunuz demektir. Demek ki siyasetçinin her şeyden önce dürüst olması lazım. Siyasetçi halka hesap vermeyi onurlu bir görev olarak kabul etmesi lazım.

"ÜRETİM YAPMAZSA O ÜLKE GERİ KALIR"

Eğer bir ülke üretmezse, yani üretim yapmazsa o ülke geri kalır. Üretim ne demektir, alın teri dökmek demektir. İster tarlada, bahçede, fabrikada çalışın; ister denizde balıkçılık yapın, nerede çalışıyorsanız bir devlet üretirse o devlet dünyada güçlü olur. Ama devlet üretmez, sadece tüketirse o devlet zayıflar.

"HER ŞEY GELİRDİ AMA BENİM AKLIMA TÜRKİYE’NİN SAMAN İTHAL EDECEĞİ HİÇ GELMEZDİ"

Her şey gelirdi ama benim aklıma Türkiye’nin saman ithal edeceği hiç gelmezdi. Ama onu da ithal ettik. Canlı hayvandı, etti, ne dersek, aklınıza ne gelirse dışardan ithal etmeye başladık. Ne yapmamız lazım? Önce topraktan başlamamız lazım. Üstüne sanayiyi kurmamız lazım. Üstüne üniversitelerin bilgi üretmesi lazım. Üstüne katma değeri yüksek ürün üretmemiz lazım. Hepiniz cep telefonu kullanıyorsunuz, tamamı ithal. Dışardan geliyor. 85 milyonun elinde bunlar var. Kim için çalışıyoruz? Bu malı üretip Türkiye’ye gönderen ülke için. Biz bunu yapabiliriz. Niye yapmayalım.

"TARIM, STRATEJİK SEKTÖRDÜR"

Çiftçi üretmezse hepimiz aç kalırız. Tarım, stratejik sektördür. Buzdolabınız, arabanız olmayabilir, ama günde en azından iki, üç sefer yemek yiyeceksiniz. Şimdi biz bunları dışarıdan alırsak olmaz. İçeride üreteceğiz. Dünyanın bütün ülkelerinde tarım teşvik edilir, bizde de edilmesi lazım. 21’inci madde, Tarım Kanunu, 2006’da çıktı. Milli gelirin her yıl en az yüzde 1’i oranında çiftçiye destek verilir, bugüne kadar hiç verilmedi. Bu paranın verilmesi lazım. Vereceğiz ve çiftçi üretecek. Bir çiftçi neyi üreteceğini ve bir yıl sonra kaça satacağını bilmeli. Onun altına fiyat düşerse devlet diyecek ki ben bunu satın alıyorum.

"İZİN ALDIĞINIZDA ÖDENEĞİNİZ KESİLİR; NİYE KESİLİYOR"

Köy tüzel kişiliklerinin yeniden ihya edilmesi lazım. Her biriniz birer mahalle oldunuz, Ankara Büyükşehir olunca. Ne mahallesi, köy yine eski köy. İhtiyar heyeti gitti, köyün malları vardı onlar da gitti. Olmaz arkadaşlar. Köyün yeniden tüzel kişilik kazanması lazım. Köy mallarının olması lazım. Bir ara size aylık da ödenmiyordu. Ben onu da bastırdım, sonunda aylık ödendi. Ama tam ödenmedi. Size maaş ödenmiyor, ödenek ödeniyor. İzin aldığınızda ödeneğiniz kesilir. Niye kesiliyor? Milletvekilinin, belediye başkanının kesiliyor mu? Hayır. Bakanınki, Cumhurbaşkanınınki kesiliyor mu, hayır. Onlara oy veren millet size de oy veriyor, siz de seçiliyorsunuz. O zaman sizin aylığınız niye kesiliyor, kesilmemesi lazım. Adaletse, adaletin her alanda olması lazım. Muhtarlık kurumunun güçlenmesi lazım. Güçlenirse demokrasi güçlenmiş olur." 

MUHTAR KÖYE DÖNÜŞ İÇİN DESTEK İSTEDİ

Bir köy muhtarı; köye dönüşün teşvik edildiğini, fakat köylerde yapılan evlere elektrik ve suyun bağlanmadığını, yurttaşların da mağdur olduğunu söylerken, “Tarım Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı’mızın ‘Hobi evleri’ çerçevesinde aldığı bir tasarruf… Bunun bir şekilde istişare ile ortadan kaldırılıp köylerdeki bu şekildeki vatandaşlarımıza elektriğin ve suyun bağlanması konusunda yardımlarınızı talep ediyorum” dedi.

Kılıçdaroğlu, köy muhtarına; “Sevgili muhtarım, birleştirici dil kullanmamız lazım. Doğrudur. Türkiye’de hepimiz huzur içinde yaşayabiliriz, doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi. Ben gidiyorum her tarafa da. Azalarla ilgili olarak oradaki düşüncemiz şöyle; muhtara bir aylık ödeniyor, azalar oturum başına belli bir ödenek alacak. Toplantı ayda dört sefer yaparsanız, her oturum başı belli bir ücret olacak, ödenmiş olacak. Böyle bir düşüncemiz var… Köy tüzel kişilikleri yeniden kurulunca eskiye dönmüş olacaklar. Böylece sizin karşılaştığınız pek çok sorun da ortadan kalkmış olacak” yanıtını verdi.

“HASTANESİ OLMAYAN DÜNYADA TEK ORDU, TÜRK ORDUSUDUR”

Bir yurttaşın, yabancılara mülk satışı üzerine yönelttiği soruya Kılıçdaroğlu, şöyle cevap verdi:

“Biz yabancılara mülk satışına karşıyız. Ne bina ne tarla ne arazi… Satışına karşıyız. Buna karşı çıktığımızı söyledik. Sadece ona değil, Tank Palet Fabrikası’nın Katar ordusuna satılmasına da karşı çıktık. Biz iktidar olduğumuzda Allah’ın izniyle, önce o Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusundan alıp şanlı ordumuza vereceğiz. Ordumuzun hastanelerini kapattılar. Hastanesi olmayan dünyada tek ordu, Türk ordusudur. Hastanelerin, tank paletini, diğer bütün bugüne kadar kaybettiği veya elinden alınan pek çok tekrar ordumuza iade edeceğiz. Yabancılara mülk satışına karşıyız. Kimse kendi topraklarını başkalarına satmaz, satmamalı. Bunu para için yapıyorlar ama… Hepsini düzelteceğiz.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI’NA ÇOK YAKIŞIYORSUNUZ, ADAY MISINIZ?”

Bir yurttaş ise Kılıçdaroğlu’na “Cumhurbaşkanlığı’na çok yakışıyorsunuz, aday mısınız?” diye sordu. Kılıçdaroğlu ise, “Cumhurbaşkanlığını belirleme yetkisi Altılı Masa’da. Bu konuda görüş birliğini sağladık, görüş birliğine vardık. Altı lider, sadece cumhurbaşkanının niteliklerini belirlediler ve onu kamuoyuyla paylaştılar. Cumhurbaşkanı olacak kişinin ahlaklı, erdemli olması lazım, devleti tanıması lazım, devlet aklının olması lazım, tecrübeli birisinin olması lazım gibi nitelikleri saydı. Bu niteliklere uygun bir cumhurbaşkanı adayımız çıkacak, inşallah Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurlu 13’üncü Cumhurbaşkanı olacak. Bundan emin olmanızı isterim” yanıtını verdi.

“BAZI DİN ALİMLERİ DER Kİ, VİCDAN ALLAH’IN YÜREĞİMİZDEKİ SESİDİR”

Adalet Yürüyüşü’nü hatırlatan bir yurttaş, adalet vurgusu yaptı. Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:

“Kul hakkı yiyenlerle mücadele etmezseniz siyasetin bir anlamı olmaz. Siyasetin varlık nedeni, doğruluğu, dürüstlüğü getirmek. Vatandaşı, daha düzgün, birleştirici bir dille bir arada tutmaktır. Ülkeyi büyütmektir. Huzuru, bereketi getirmektir. Mücadeleyi ben yaparım. O konuda hiç kimse endişe etmesin. En büyük özelliğim, devletin malını çaldırtmam. Adalet Yürüyüşü ve vicdanımızın sesi… Bazı din alimleri der ki, vicdan Allah’ın yüreğimizdeki sesidir der. Hani bir şey yaparsınız ama bu kadarı da olmaz dersiniz. İşte o vicdandır. Dolasıyla her siyasetçinin vicdanlı olması lazım. Önyargılarından kurtulması lazım. İnsanı insan olarak görmesi lazım. Meşhur bir bilge der ki ‘Adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur ama bütün kâinat onun etrafında döner.’ Dünyanın inşasında da yüce yaratan bir adalet ile kurmuştur…”

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Alanyaspor 34 48
8. Sivasspor 34 48
9. Rizespor 33 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 33 37
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 77
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 27
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14