"Artık Başkentimizde Yalnız Değiliz ve Özgürüz"

Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Grubu Sözcüsü, KAİSDER (Kadın İşveren Sanayiciler Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehlika Gider, '8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü' dolayısıyla Bizim Ankara'nın sorularını yanıtlayarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin kadına yönelik projelerini ve faaliyetlerini anlattı. 

"AKK'NİN TÜM ÇALIŞMA ORGANLARINDA KADINLAR VAR"

Çocukların, gençlerin, kadınların ve engellilerin toplumsal yaşamdaki etkinliklerini arttırmak ve yerel karar alma mekanizmalarında aktif rol almalarını sağlamak yönünde çalışmalar yürüten Ankara Kent Konseyi’nin kadın odaklı projeleri ve çalışmaları nelerdir?

Ankara Kent Konseyi içselleştirdiği katılımcı ve kapsayıcı yaklaşım ve yapılanması ile örnek bir konseydir. Konseyin bu yaklaşımını kadın-erkek ayrımı da yapmadan cinsiyetsiz bir yaklaşımla yürüttüğünü de danışma, yürütme, icra ve çalışma gruplarındaki kadın-erkek sayılarına bakarak kolayca gözlemleyebilirsiniz. Kenti ilgilendiren ana hususlarda çalışmak üzere gönüllü olarak bir araya gelen, emek veren tüm sivil toplum örgütleri temsilcileri, üniversiteler, ilgili kurum yetkilileri olarak; ortak bir çalışma kültürü ile uyum içinde kente katkı sağlamak için çalışıyoruz.

Böyle bir ekosistem içinde tahmin edebileceğiniz üzere kadın-erkek ayrımı yok, cinsiyetsiz bir yaklaşım var. Tüm çalışma organlarında biz kadınlar varız ve emeklerimiz görünür. Konseyimizde tüm bileşenler olarak kadın-erkek ayrımı olmadan, akılcı bir yöntemle başkentimizin yararına çalışmalar yürütüyoruz.

Elbette bunu kentin geneline yaymak, kentimizde yaşayan kadınların ve kız çocuklarının bugününe ve geleceğine dokunmak da konseyimizin en önemli odak noktalarından biri. Örneğin hem farkındalık yaratmak hem kadın-erkek fırsat ve hak eşitliğini kendi içimizde ve çalışma kültürümüze yerleştirmek için TOBB Üniversitesi ve Kadın İşveren ve Sanayiciler Derneği (KAİSDER) işbirliğinde; işyerlerinde ‘toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi’ aldık. Eğitimlere, tüm çalışma organlarımız, konsey çalışanlarımız, meclis ve çalışma grubu sözcüleri katıldı ve bu sayede, sadece Türkiye’de değil, dünyada da ilk sertifikalı konsey unvanına sahip olduk. 

Kültür Sanat Çalışma Grubu olarak Uluslararası ‘KÜLTÜR VE SANATA EMEK VEREN KADINLARIN GÖZÜYLE KENTİ YENİDEN KURGULAMAK’ adlı bir panel düzenleyerek, Kadın dostu kent olarak Başkenti kültür ve sanat aracılığı ile nasıl kurgulayabiliriz sorusuna cevap aradık.  Panel çıktılarını basılı bir şekilde yürütme kurulumuz aracılığı ile karar vericilere teslim ettik.

Tüm çalışma gruplarımız, Gençlik Meclisimiz, Engelliler Meclisimiz, kentin kadınlarının güvenli ortamlarda sosyo-ekonomik açıdan güçlenmeleri, kadın emeğinin ve aklının görünür olması için sayısız çalışmalar, farkındalık aktiviteleri yürütüyorlar.

"ABB HAYATIN HER ALANINDA KADIN KATILIMCILIĞINI ARTIRIYOR"

Ülkemiz nüfusunun yüzde 77’si Büyükşehir, yüzde 93’ü de belediye sınırları içerisinde yaşıyor. Türkiye’nin ulaştığı bu kentleşme düzeyi dikkate alındığında, kadınların toplumsal konumlarındaki eşitsizliğinin giderilmesi için yerel yönetimlerle işbirliği neden önemli? Bugüne kadar somut bir sonuç elde edildi mi?

Dünyada artık merkezi değil yerel kalkınmalar öne çıkıyor. Yereldeki sorunlar, yerelde yaşayanlar için hem belirleyici hem de çok daha somut. Bu yüzden yerel yönetimlerin kalkınmada, refah ekonomisinde rolleri büyük. Yerel yönetimler, bölgesel sorunları kılcal damarlarına kadar kavrama yeteneğine sahipler.  Ayrıca yerelde yaşayanların katılımcılıkları hem belediyeler için hem de katılımcılar için çok kıymetli. Ülkemizde, kadınlar, engelliler, mülteciler dezavantajlı gruba dahiller. Kadınların dezavantajlı gruptan çıkarılmaları ise onların eğitime, istihdama, teknolojiye erişimlerine ve erişim hızlarına bağlı. İşte yerel yönetimler, kadın katılımcılığından beslenerek, onları dinleyerek, sorunlarını yerinde görerek çözüm üretebiliyorlar.

Ankara Belediyesi tam da bu anlattığım felsefeden yola çıkarak, uygulamalarını belirliyor ve kadınların eğitime, istihdama erişimleri için projeler yürütürken, bir taraftan da üretime katılan kadınların iş dünyasında eşit bir şekilde temsili için çalışıyor.

Tabi bütün bunlar için kadının ‘özgür’ olması en önemli şart. Bu yüzden de belediyenin saat 19.00’dan sonra EGO otobüslerine binen kadınların istediği yere inmelerine yönelik uygulamalar gibi uygulamalar yürürlükte.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde kurulan Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, yaptığı etkinliklerle başkentin her yerinden tüm kadınları kapsayan faaliyetler yürütüyor. Bu faaliyetler, kadın hakları adına farkındalığı ve hayatın her alanında kadın katılımcılığını artırıyor.

"KADINLAR İÇİN FIRSAT EŞİTLİĞİ"

Hangi görüşte ve eğitim düzeyinde olursa olsun sorunlar ortak. O nedenle kadın dayanışmasının önemi nedir?

Biz kadınlar sayı olarak az değiliz, toplumun yarısını oluşturuyoruz ama hayatın içinde fırsat eşitliğimiz yok. Dünyanın hiçbir yerinde erkeklere özgü dernekler, erkek hakları savunucusu örgütler bulunmuyor. Demek ki, bu noktada bir çığlık ve isyan var. Bu çığlığın bize gösterdiği en önemli hedef; her alanda eşitlik!

Kadın sorunu diye bir kavram olamaz. Kadın sorunlu değil ki! Ya da kadın olmak bir sorun değil! Bizlerin eşitlik ve hak sorunları var. Bu sorunun çözümü ise dayanışmadan geçiyor. Eğitim, istihdam, iş kurma, üretime katılma konularında eminiz ki hem kadın dayanışması, hem de kadın-erkek dayanışması. Erkek egemen düzeni mutlaka aşındıracak ve sosyo-ekonomik ortamda eşit bir şekilde fırsatlardan yararlanabileceğiz. İşte bu noktada yerel yönetimlerin hangi felsefe ile iş yaptıkları, kadınlar için fırsat eşitliğini sağlamaya dönük çalışmaları çok önemli.

"ANKARA'LI KADINLAR OLARAK SORUMLULUĞUMUZ ÇOK"

Başkentli kadınların diğer şehirlerdeki kadınlardan farkı var mı ya da olmalı mı?

Biz Ankaralı kadınlar Anadolu kadınını temsil ediyoruz, biz de Anadoluluyuz cumhuriyetin doğduğu, Kurtuluş Mücadelesi’nin verildiği toprakların torunlarıyız. Elbette bir farkımız yok ama sorumluluğumuz çok. Hem Ankara da ki kadınlar hem Türkiye’nin her yerinde olan kadınlar için Cumhuriyet’in başkenti olan Ankara’da biz çok daha fazla sorumluluk taşıyoruz.

Karar vericilerin yer aldığı bir kentte aslında tüm ülkemiz kadınları için çaba gösteriyoruz. Ankara hem karar vericilerin hem de sayıları giderek artan kadın örgütlerinin kenti. Biz bu avantajı çok iyi değerlendirmek için de varız! Bu yüzden de Ankara kadınları olarak, diğer kentlerin kadın örgütleriyle yakın ilişkiler kurup, bu kentten yükselen sesin tüm ülkeyi kapsaması için çalışıyoruz.

"ANKARA'DA KADIN OLMAK YÜKSEK SESLE ŞARKI SÖYLEMEK DEMEKTİR"

Ankara da kadın olmak desem… Hem yaşam hem de sorumluluk ve ayrıcalık anlamında neler söylersiniz?

Ankara üretim, kültür ve eğitimin de başkenti.  Bu durum, biz kadınlar için çok uygun bir iklim yaratıyor. Hele belediyenin kadınlara karşı eşitlikçi yaklaşımlarla uygulama yapması, bir açıdan kadınlara ayrıcalık kazandırıyor diyebiliriz. Çünkü bu sayede sesimizi daha gür daha net ve yüksek çıkarabiliyoruz.

Ankara başkent olarak daha bürokratik bir kent gibi algılanıyor yıllardır. Ama tüm bu saydığım nedenlerle, Ankara’da kadın olmak artık; sorumlulukları da yükümlülükleri de paylaşmak, yüksek sesle şarkı söylemek, eşit haklar için özgürce sesini duyurabilmek, üretimde, kültür ve sanatta, eğitimde, de var olabilmek demektir.

Artık Başkentimizde yalnız değiliz ve özgürüz!