Ankara Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı "Bütçe Giderlerinin Faaliyet Sınıflandırma Tablosu"nu değerlendirdi. Ankara Tabip Odası'ndan yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık hizmeti organizasyonunda ve finansman yapısında koruyucu sağlık hizmetlerini geri plana iterken, kamu yararından önce özel sektörün çıkarlarını gözetmektedir. Popülist sağlık politikaları nedeniyle kaynakların büyük bölümü tedavi edici sağlık hizmetlerine ve Şehir Hastanelerine aktarılırken, kamu bütçesinden şirketlere yapılan kaynak transferi her yıl artmaktadır.
Şehir Hastaneleri, kamu kaynaklarını yutmaya ve genel bütçe üzerinde yük oluşturmaya devam ederken, Kamu-Özel İşbirliği modeliyle yapılan Şehir Hastaneleri bütçedeki kara deliğin genişlemesine neden olmaktadır.
Hatırlanacağı üzere eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Şehir Hastanelerinin iktisadi yükünü itiraf ederken 'kira bedelinin 322 milyar avroya ulaştığını', bu nedenle 'bütçeye yükünü 27,5 milyar avroyla sınırladıklarını' açıklamıştı.
Sağlık Bakanı değişse de sağlığı piyasalaştıran anlayış değişmediği için Şehir Hastaneleri sorunları sürmektedir. 2025 yılı bütçe ödeneklerinde Şehir Hastaneleri için ayrılan kira ödemeleri tutarları yine artırıldı. 37 milyar 420 milyon 717 bin TL’si hizmet alımı, 67 milyar 181 milyon 365 bin TL’si kullanım bedeli olmak üzere 104 milyar 602 milyon 82 bin TL’lik ödenek Şehir Hastaneleri için ayrıldı. Bu miktar Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 10’una denk geliyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 'Bütçe Giderlerinin Faaliyet Sınıflandırma Tablosu'na göre ise 'Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Yapılan Sağlık Tesisleri' için Ocak ayında 15 milyar 129 milyon 245 bin 397 TL’lik harcama kalemi ayrılırken, bu rakam 2025 yılının yedi ayında (Ocak-Temmuz) 70 milyar 770 milyon 837 bin 838 TL’yi buldu. Sağlık Bakanlığı’nın Mali Tablolarında bu tutarların detayı açıklanmamıştır.
'Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Yapılan Sağlık Tesisleri' için ayrılan 70 milyar 770 milyon 837 bin 838 TL’lik gider kalemi gerek birinci basamak, gerekse ikinci ve üçüncü basamakta kamusal ve planlı sağlık hizmeti sunumu için harcanabilirdi.
Kamu İhale Kurumu ve çeşitli ihale ilanlarında yer alan bilgilere göre 2025 yılı fiyatlarıyla 100 yataklı standart bir devlet hastanesinin inşaat maliyeti ortalama 900 milyon TL ila 1 milyar TL arasında değişmektedir.
"En az 100 yataklı 78 devlet hastanesi açılabilir"
İllerin ve ilçelerin demografi, kent yapısı ve ulaşım gibi özellikleri göz önünde bulundurularak 2025 yılının ilk yedi ayda Kamu Özel İş Birliği modeli için ayrılan 70,7 milyar TL ile en az 100 yataklı 78 devlet hastanesi açılabilir veya kapatılan hastaneler modernleştirilerek yeniden ve yerinde halkın hizmetine sunulabilirdi.
Öte yandan, söz konusu kaynak birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için seferber edilebilirdi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun 2024 yılının sonunda yaptığı bir açıklamada '2025 yılında 1000 yeni Aile Sağlığı Merkezi (ASM) açacağız' demesine karşılık, Türkiye genelinde ASM sorunu devam etmektedir. Şehir Hastanelerine ayrılan kaynakla Aile Hekimlerine –mülkiyeti kamuya ait olmak üzere– kira ödemek zorunda kalmadıkları ASM’ler tahsis edilebileceği gibi, birinci basamak sağlık hizmetinde ASM’lerde belirli bir standardın yakalanması suretiyle eşit ve erişilebilir hizmet sunmak mümkündür.
"7 bin 70 ASM yapılabilirdi"
2025 yılının ilk yedi ayda Kamu Özel İş Birliği modeli için ayrılan kaynakla ortalama maliyeti 10 milyon TL’yi bulan 4 birimlik en az 7 bin 70 ASM yapılabilirdi.
Sağlık politikalarının nasıl belirleneceği ve sağlığa ayrılan kaynağın nasıl ve ne için kullanılacağı her şeyden önce bir tercih sorunudur. Kaynakların nitelikli ve erişilebilir sağlık sistemi için mi yoksa şirketler için mi kullanıldığı politik bir tercihtir.
Sağlık hizmetleri, şirketlerin ve özel çıkar gruplarının ekonomik çıkarlara teslim edilmeksizin, kamu yararı, kamu hukuku ve kamu maliyesi araçlarıyla üretilmesi gereken faaliyetlerdir. Sağlık hizmetleri, kamucu planlamayla birlikte, eşit, ücretsiz ve erişilebilir olmalıdır.
Kamu-Özel İşbirliği modeliyle yapılan Şehir Hastaneleri sözleşmeleri tazminatsız olarak feshedilmeli, kamu zararı belirlenerek sorumlulardan geri alınmalıdır. Şehir Hastaneleri için kapatılan köklü devlet hastaneleri yeniden açılmalıdır. Şehir hastaneleri kamulaştırılmalıdır.''