Koray Aydın Polatlı'nın Sulama Sorununu TBMM'ye Taşıdı

İYİ PARTİ Ankara Milletvekili Aydın, Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin cevaplandırması istemiyle 04.05.2021 tarihinde TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesini Twitter hesabından “Polatlı'da 180 bin dönüm arazi 3 yıldır sulanamadığı için çoraklaştı; ürün alınamıyor. Çiftçi isyanda; DSİ 3.Bölge'ye dert anlatamıyor. Önerge verdiğimiz Sn @bekirpakdemirli Polatlı'ya geliyor ama çiftçilere uğramıyor. Sayın Bakan bu feryadı duyun; gereğini yapın.” ifadeleriyle paylaştı.
Soru önergesinin başlangıcında sorunu özetleyen Aydın, şunları kaydetti: “Ankara ili Polatlı ilçemizin köylerinde (kırsal mahallelerinde) 180 bin dönüm arazi sulanamadığından üç yıldır ürün alınamayacak duruma gelmiş, bu durum köylüler tarafından dile getirilmiş, muhtarlar tarafından ifade edilmiş, ilgili ve yetkili mercilere başvurulmuş ancak bugüne kadar maalesef bu önemli soruna bir çözüm bulunamamıştır.”

Polatlı’nın köylerinin sulama sorunuyla ilgili, Aydın’ın TBMM Başkanlığına verdiği yazılı soru önergesinde Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’ye yönelttiği soruların tamamı şöyle:

"VAHŞİ SULAMAYA NE ZAMAN SON VERİLECEK?"
1- Edinilen bilgilere göre Eskişehir ilimiz Alpu ovasına verilen suyun, ne yazık ki vahşi sulama olarak bilinen salma sulama yöntemiyle kullanıldığı ve büyük oranda ziyan edildiği ifade edilmektedir. Dünyada ve ülkemizde su, son derece kıymetliyken ve ülkemiz su fakiri ülkeler arasına girmişken neden vahşi sulamaya izin verilmektedir? Vahşi sulama uygulamasına ne zaman son verilecektir? Vahşi sulamaya son verilmesi için hazırlanan, yürütülen ve uygulanan bir proje ve çalışmanız var mıdır? Varsa DSİ 3. Bölge Müdürlüğü yetki alanındaki projelerin hizmete girme takvimi nedir? Bir proje ve çalışmanız yoksa, ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?

"ESKİŞEHİR DE BİZİM, ANKARA DA BİZİM; AYRIM GÖZETMEYİN, ADALETİ GÖZETİN!"
2-Ankara da bizim, Eskişehir de bizimdir, illerimiz arasında hiçbir ayrım gözetmemek, ancak adaleti gözetmek gerekmektedir. Eskişehir bölgesindeki sulama birliklerinin, su kanallarını ruhsatlarına aykırı bir şekilde uzatarak Ankara bölgesine gereğince ve yeterince su verilmemesine sebep oldukları iddiaları doğru mudur? DSİ 3. Bölge Müdürlüğü görev ve yetki bölgesindeki sulama iş ve işlemlerinin ruhsatlara uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığı en son ne zaman denetlenmiştir? DSİ 3. Bölge Müdürlüğü, suya en çok ihtiyaç duyulan dönemlerde adil bir sulama düzeni tesis etmek için hangi tedbirleri almakta, hangi kontrol ve denetim faaliyetlerini yürütmektedir? DSİ 3. Bölge Müdürlüğü 2021 yılında dekar başına Eskişehir bölgesine ne kadar, Ankara bölgesine ne kadar yıllık sulama suyu vermiştir? Eskişehir ve Ankara bölgesine verilen suyun son 10 yıllık miktarları, yıllar itibariyle ne kadardır?

3-DSİ 3. Bölge Müdürü ve yetkililerin Polatlı’dan defalarca giden muhtarlara; “Su benim bölgeme anca yetiyor! Ben burada olduğum sürece size su yok!” şeklindeki bir kamu görevlisine yakışmayan ifadeler kullandıkları, bizzat muhtarlar tarafından iddia ve ifade edilmektedir. Bu iddialar doğru ise kamu görevinde tarafsızlık ilkesini ihlal eden bu tür tutum ve ifadelerin inceleme, araştırma ve gerekirse soruşturma konusu yapılması gerekmez mi? DSİ 3. Bölge Müdürü ve diğer yetkililerle ilgili bugüne kadar bir inceleme, araştırma ve soruşturma yapılmış mıdır? Yapılmamışsa bu önerge üzerine bir inceleme, araştırma ve gerekirse soruşturma yapmayı düşünüyor musunuz?

"POLATLI’YA AYDA 7 GÜN SU VERİLMESİ YETERLİ; ACELE EDİN!"
4-Polatlı bölgesine ayda 7 gün su verilmesinin yeterli olacağı ilgili çiftçi, köylü ve muhtarlar tarafından ifade edilmektedir. Bu haklı talebin karşılanmasının önünde herhangi bir engel var mıdır? Herhangi bir engel yoksa bu haklı talepler neden yeterince, gereğince, zamanında ve adil bir şekilde karşılanmamaktadır?

" KISA ZAMAN İÇİNDE SU VERİLMESZE BÜYÜK MAĞDURİYET YAŞANACAK"

5-Çok kısa zamanda, 10- 15 gün içinde Polatlı çiftçisinin sulama talepleri olumlu şekilde karşılanmaz ise ne yazık ki tarımsal üretim büyük darbe alacak, üreticiler çok ciddi mağduriyetler yaşayacaklardır. Bu mağduriyetin yaşanmaması için ivedi olarak bir talimat verecek misiniz? Sorunun kalıcı olarak çözümü için hangi yol ve yöntemlerle, hangi proje ve çalışmaları gerçekleştireceksiniz?”