Bizim Ankara

Yeneroğlu'ndan MHP'ye 'Mutabakat Metni Eleştirisi' Yanıtı

Gündem

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bugünden itibaren ülkeyi karış karış ezerek altı partinin hazırladığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i millete anlatacaklarını söyledi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bugünden itibaren ülkeyi karış karış ezerek altı partinin hazırladığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i millete anlatacaklarını söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'in sistemle ilgili mutabakat metnine ilişkin "Atatürk anılmamış" eleştirisine Yeneroğlu, "Bugün Atatürk’ten bahseden arkadaşlarımız ilk önce egemenliğin millete ait olduğunu kabul etsinler, ondan sonra bu meseleler konuşulursa bu meselelerle ilgili belki söz sahibi olma hakkına kavuşabilirler. Milletimizin öncelikli gündemi kimliği değil. Ülkemizi bu kimlik siyasetinden kurtarmamız gerekiyor” yanıtını verdi.

Mustafa Yeneroğlu, bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Yeneroğlu, özetle şunları söyledi:

"SORUNLARIMIZI ÇOĞULCULUK TEMELİNDE ÇÖZMEYİ AMAÇLIYORUZ"

Türkiye’nin temel sorunlarını çözebilmek için ortak akıl ve dayanışmadan başka bir yol bulunmamaktadır. İşte bu yüzden bizler, ortak akıl ve dayanışma içinde, derin sorunlarımızı demokratik siyasetin alanını genişleterek çoğulculuk temelinde çözmeyi amaçlıyoruz. Milletimize bu karanlık günlerde umut olmayı hedefliyoruz.

"SEÇİM BARAJINI YÜZDE 3’E DÜŞÜRECEĞİZ"

Yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirini hem dengelediği hem de denetlediği, tüm güçlerinin tek bir elde toplanmadığı, işlerin istişare ile karara bağlandığı, sivil toplumun üzerinde hiçbir baskının olmadığı, basının özgür olduğu, her bir vatandaşımızın kendini nasıl arzu ediyorsa o şekilde gerçekleştirdiği demokratik ve özgür bir Türkiye’yi hep birlikte kararlılıkla inşa etme azmi içerisindeyiz… Bu amaçla öncelikle etkili ve katılımcı bir yasama organı öngörüyoruz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'in kalbi olan Meclis işini yapacak, kanunlar Meclis’e Beştepe’den, orada kapalı odalarda kimin hazırladığı belli olmayan mekanizmalardan gelmeyecek. Kanun çalışmalarına Meclis hâkim olacak. Yasama kültürü tekrar tesis edilecek. Meclis sağlıklı olarak görüşülmemiş ve hangi menfaate hizmet ettiği belli olmayan kanunları onaylama makamı olmayacak. Tüm kanun tekliflerinin doğrusu ve yanlışı, özellikle komisyonlarda enine boyuna tartışılacak. Uzlaşma, ortak akıl kültürü içerisinde genel kurula kanunlar sevk edilecek. Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarını demokratikleştireceğiz. Seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz. Katılımcılığı esas alan yeni bir İçtüzük hazırlanacak. Meclis, hükümeti denetleyecek.

"CUMHURBAŞKANININ İCRAİ YETKİSİ OLMAYACAK"

 Yürütmeye dair icrai yetkiler, Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu olan başbakan ve bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak. Cumhurbaşkanının icrai yetkisi olmayacak. Cumhurbaşkanlığı, tarafsız ve partiler üstü bir yapıya kavuşturulacak. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacak. Her bir bakan, alanında öne çıkmış, siyaseten de ağırlığı olan kişiler olacak. Bakanlıklarındaki başarılı ve başarısız bütün kararlarının hesabını, şimdiki gibi yalnızca kapalı kapılar ardında Cumhurbaşkanı'na değil hem başbakana hem Meclis’e hem de kamuoyuna karşı verecek.

"ÇOKLU BARO SAÇMALIĞINA SON VERİLECEK"

Biz, Türkiye için topyekûn yeni bir sistem öneriyoruz. Yargı organına ne Meclis ne de hükümet müdahale edemeyecek. Hâkim ve savcıların atamalarında torpil bitecek. Hakimlik teminatını güçlendireceğiz. Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturulacak. Adalet Bakanı ve müsteşarı, Hakimler Kurulu’nda yer almayacak. Çoklu baro saçmalığına son verilecek.

"TBMM BÜNYESİNDE SİYASİ ETİK KOMİSYONU KURULACAK"

Düşünce ve ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü ile örgütlenme özgürlüklerinin üzerindeki her türlü baskıya son verilecek. Kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistem inşa edilecek. Yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları artırılacak. Kayyum uygulamalarına kesinlikle son verilecek. YÖK kaldırılacak. Ayrıca siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmaması için Siyasi Etik Kanunu çıkartılacak. TBMM bünyesinde ise siyasi etik komisyonu kurulacak.

"TÜRKİYE’Yİ KARIŞ KARIŞ GEZECEK VE GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM’İ MİLLETİMİZE ANLATACAĞIZ"

Bizler, bugünden itibaren Türkiye’yi karış karış gezecek ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'i milletimize anlatacağız. Görüyoruz ki Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, vatandaşımızın kalbinde umut filizlerini yeşertti. Daha az önce zikrettiğim sorunlardan bunalmış, işlerin iyiye gidebileceğine dair inancını iyice yitirmiş insanımıza çözümün var olduğuna dair inanç aşıladı. Bu noktada ümitvar olmamız gerektiğinin ve aydınlık yarınların yakında olduğunun bilinmesini milletimizle paylaşmak istiyorum. Çünkü güneş, karanlığın en yoğun olduğu noktada doğmaya başlar. Türkiye için çok yakında güneş doğacak. Hukukun üstün olduğu, ortak aklın karar mekanizmasında etkin olduğu, herkesin huzur içerisinde yaşayabildiği bir sistem ile sorunlarımızı çözeceğiz. Millete kabadayılık yapan, muhalefeti tehdit eden, siyaseti gelen geçene hakaret etmekten ibaret zanneden demokrasi ve hukuk engelli kişilerden Türkiye siyaseti kurtulacak. 

"İLK SEÇİMLERDEN SONRA BU SİSTEMİ HEP BİRLİKTE HAYATA GEÇİRECEĞİZ"

DEVA Partisi olarak bizler, inanıyoruz ki Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e olan yoğun ilgi her geçen gün daha da artacak. Milletimizin desteğiyle ilk seçimlerden sonra da bu sistemi hep birlikte hayata geçireceğiz. Bu nedenle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, ülkemize adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz.”

“ATATÜRK’TEN BAHSEDEN ARKADAŞLARIMIZ İLK ÖNCE EGEMENLİĞİN MİLLETE AİT OLDUĞUNU KABUL ETSİNLER”

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir'in Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisinin mutabakat metnine ilişkin, "Atatürk anılmamış. Tek bir satırda bile Türk milleti ifadesi kullanılmamış" şeklindeki sözleri sorulan Yeneroğlu, şu yanıtı verdi:

“Bir kere, metni hemen açtığınız zaman zaten ikinci sayfasında, Atatürk’ün bugün iktidarın takmadığı, ciddiye almadığı, hani Atatürk’ü güya çok seviyorlar ya işte ‘Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu’ ifadesi bizim metnimizin ikinci sayfasında özellikle vurgulanmış bir biçimde geçiyor. Dolayısıyla bugün Atatürk’ten bahseden arkadaşlarımız ilk önce egemenliğin millete ait olduğunu kabul etsinler, ondan sonra bu meseleler konuşulursa bu meselelerle ilgili belki söz sahibi olma hakkına kavuşabilirler. Bugün siyaseti gerçekten böyle polemiğe dönüştüren, her şeyi ayağa düşüren, çözüm üretmek yerine sorun siyasetini, korku siyasetini ülkeye egemen kılan anlayış içerisinde olan insanların zaten bu 48 sayfalık metinde sadece böyle magazinel konuları görmeleri ve onlara takılmaları zaten genel siyaset tarzlarının bir tezahürü olarak ben değerlendiriyorum. O sebeple ciddiye alınacak bir tarafı olmadığı kanaatindeyim. Ülkemizin içinde bulunan 84 milyonun tamamını kucaklayan bir anlayış içerisinde hazırlanmıştır bu metin. Milliyetçi Hareket Partisi, korku siyaseti güttüğü için Türk Milleti’nin varlığını her sefer ifade etme durumunda kendisini hissedip, buradan ve bu mantık içerisinde, bu dar anlayış içerisinde siyaset yapmaya kendisini kilitlediği için maalesef iki de bir bu sözlerle milletimizi yanıltmaya, manipüle etmeye çalışıyor. Halbuki o altılı masada oturan hiçbir kimse bu konularla ilgili en ufak bir sorunu, hassasiyetsizliği olan insanlardan oluşmamakta. 84 milyonun tamamının adını, ismini, etnisitesini zikretme gibi bir durum, bu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in temel meselesi, önceliği değildi. Milletimiz, herkes, neyin ne olduğunu biliyor. Kim bu ülkede Kürt olduğunu, Türk olduğunu, hangi etnisiteye sahip olduğunu çok iyi bilmekte. Dolayısıyla milletimizin öncelikli gündemi kimliği değil. Ülkemizi bu kimlik siyasetinden kurtarmamız gerekiyor. Bu kimlik siyaseti üzerinden milletimizin ayrıştırılması, milletimizin birbirine karşı bölünmesini, birbirine karşı tahrik edilmesi siyaset anlayışını artık tarihin eski sayfalarına gömmemiz gerekiyor. Bu anlayışa sahip olan siyasetçilerin de Türkiye’nin geleceğinde, yani yarının Türkiye’sinde yerinin olmadığının da kendileri idrak etmeleri gerekiyor.”

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.