CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de gerçekleşen partisinin grup toplantısında MHP Lideri Devlet Bahçeliyi eleştirdi.
DEVLET BAHÇELİ’YE TEPKİ
-Ne kadar yolsuzluk varsa ilk alkışlayan da Sayın Devlet Bahçeli’dir. Siz hiçbir zaman MHP’nin esnaf, çiftçi dediğini duydunuz mu? Bu ülkenin en köklü partilerinden biri bu hale nasıl geldi?
-Sabah akşam dinden bahseden bu iktidar en büyük ahlaki çöküntüyü getirdi bu ülkeye. Uyuşturucu bataklığı içinde şu anda.
-Baronlar el üstünde tutuluyor. Baronlar serbest bırakılıyorlar. Baron siyaseti satın almışsa, o baron hapiste kalmaz.
-İçişleri Bakanı, ayda 10 bin dolar rüşvet aldığını söylediğin kişi kim? Kim bu, ses yok?
-Çöküş başladı. Kültürel çöküş de başladı. Bunların hepsini çözeceğiz. Ahlakımızla çözeceğiz.
-Bugün Devlet Bahçeli, ‘EYT’liler, 3600 çözülmeli, asgari ücret yükseltilmeli’ diyor. Sen onu benim külahıma anlat, saraya anlatabiliyor musun?
-Gücün varsa ‘Bu üçü çıkmadan ben elimi kaldırmayacağım’ dersin. 2022’nin sonuna attı Erdoğan. Birisi diyor çözeceğim, diğeri diyor çözmeyeceğim.
Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:
-Türkiye’nin sorunları çok hepimiz biliyoruz. Sorunları her bir vatandaş yaşıyor. Sorunları yerinde tespit etmek, o sorunları aşmak için çözümler üretmek hepimizin ortak görevidir.
-Kayseri’ye yarın seçim varmış gibi giden 38 milletvekilimiz bütün ilçeleri gezdi, vatandaşın dertlerini dinledi.
-Sizin yaşadığınız sıkıntıları aşmak istiyoruz ve bunun için mücadele edeceğiz bunun için destek istiyoruz dedik.
-Emekli bir vatandaşımız, ‘Ülkenin hali harap, geleceği hiç iyi görmüyorum. Aylık 1800 lira maaşım var.
-Geçinemediğimiz için günlük inşaat işlerine gidiyorum. 600 milletvekili var bir tanesi 1800 lira ile geçinsin maaşımı ona vereceğim’ diyor.
-Bir de sarayda oturanlar var, bir yerden değil beş yerden maaş alıyorlar. Kayseri’de Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı, ‘Eskiden 1 ton et ile 25 ton yem alıyorduk. Şimdi 1 ton et satıyoruz 15-16 ton yem alabiliyoruz’ diyor.
-Bir fırıncı esnaf, ‘5 ay önce 153 liraya aldığımız un şu anda 246 lira. Ancak yevmiyemizi çıkarabiliyoruz. Cumhurbaşkanı abartıyorsunuz diyor ama bizim enflasyonumuz yüzde 70’ diyor.
-Pahalılığın can yaktığını, insanların geçinemediğini biliyorum. Herkes büyük bir sıkıntı içinde. Saat başı etiketler değişiyor.
-Bütün bunlara rağmen diyoruz, meraklanmayın biraz sıkıntı çekeceksiniz az kaldı geliyor gelmekte olan, buna inanın. İlk yapacağımız işlerden biri devleti toparlamaktır.
“MERKEZ BANKASI’NIN ELİ KOLU BAĞLANMIŞ VAZİYETTE”
-Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası var. Düne kadar hiçbir sorunumuz yoktu.
-Fiyat istikrarından Merkez Bankası sorumluydu. Merkez Bankası’nın eli kolu bağlanmış vaziyette. O da sarayın talimatını yerine getiriyor ve bu tablo ortaya çıktı.
-Türkiye Cumhuriyeti’nde fiyat istikrarı görevini Merkez Bankası yerine getirecek. Paranın değerini koruyacak, dövize karşı kar gibi erimesine engel olacak.
-Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacak para politikasını doğrudan kendisi belirler diyor yasa. Bu bir kararname ile Merkez Bankası’nın elinden alındı.
-Başka bir komiteye verildi. Bu komite hiç çalıştı mı? Bu komite bu zamlara bir şey dedi mi?
ERDOĞAN’A ‘EKONOMİNİN KİTABINI YAZDIK’ CEVAPI
-Bütün bunlar olurken çıkıp diyor ki, ‘Biz ekonominin kitabını yazdık’ diyor. Yazdıkları ekonominin kitabından bir sayfa okuyayım.
-Zafer Havalimanı, bu yılın ilk 8 ayında dolar bazında garanti vermişler 877 bin 488 kişi buradan uçacak demişler. 5 bin 725 kişi kullanmış.
-Devletin hazinesinden beşli çeteye giden para 4 milyon 650 bin avro. Erdoğan’ın kitabında bu yazıyor.
-AK Partiye oy veren kardeşlerime sesleniyorum senin alın terini çalıyorlar. MHP’li kardeşlerime de sesleniyorum.
“RÜŞVET ALANLARIN BURNUNDAN GETİRECEĞİZ”
-Rüşvet alanların burnundan getireceğiz. Bu ülkede uyuşturucu satan bütün baronları bu ülkeden sileceğiz.
-Gencecik fidan gibi evlatlarımıza uyuşturucu alıştırılıyor. Erdoğan ve şürekasının sesi bile çıkmıyor.
-Kendi genel merkezlerindeki tabloyu görüyorlar mı? O lüks araçların içinde ‘pudra şekeri’ni çekerken hiç düşünmediler mi?
KILIÇDAROĞLU’NDAN TÜRKİYE’YE MEKTUBU
-Dün akşam yazdığım bir mektubu okuyacağım size; İktidara geliyoruz ama bunun bana yetmediğini anlatmaya çalıştım.
-Hayatımın her aşamasından benim için sarayların konvoyların zerre kadar önemi olmaz. Ben evimden mütevazi hayatımdan memnunum.
-Ne yapayım ben tüm bunları konvoyları sarayları tüm bunların tek bir anlamı var benim için o da ülkemizin makus talihini kırabiliyor muyum?
-Eğer kırabiliyorsam ben iktidar olayım olayım ki çocuklarımıza bembeyaz bir Türkiye bırakalım.
-Videomda söyledim ben ülkemizde iktidar olmaktan çok iz bırakan başka bir miras bırakan biri olarak anılmak istiyorum.
-Bizden sonra gelecek yüz tane iktidar da artık ülkeye hep bir şeyler ekleyerek yürüsün diyorum.
-Batı’da nasıl iktidar değiştiğinde kimse kaygı yaşamıyorsa, işte böyle bir Türkiye olsun istiyorum.
-Yaralarımızı sarmamız lazım. Biliyorum bazılarımız zorlanıyor bu konuyu konuşmaya, yaralar hâlâ açık. Ama yapacağız, çocuklarımız için yapacağız.
-Bizim gördüğümüzü yaşadığımızı milletimizin çocukları gelecekte yaşamamalı. Bundan daha büyük ödül olabilir mi Allah aşkına. Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu.
-Helalleşmek yüzleşmek barışabilmek devam edebilmek demektir. Bunun yarası olan topluluklara yapacağız. Hukuk başka kim ne suç işlediyse onun karşılığı hukuktur.
-Hukukla helalleşmeyi karıştırmamak lazım. Zaten hukukla yani onunla zaten helalleşmek imkansız. Hukuk onun hesabını soracak. Bunu ben videoda da söyledim.
-Bir de medyada bazılarının ‘ne güzel muhalefet zaten kazanıyor ne gerek vardı tüm bunlara’ demesine hüzünlendim.
-Çünkü bunlar, bu söylediklerimi strateji zannediyor. Ne stratejisi! Ben gelecekte bu ülkenin çocuklarının ardından bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum.
-Evlatlarımız diyorum, hangi strateji çocuklarımızın geleceğinden daha önemli? Helalleşeceğiz, dostlarım helalleşeceğiz.
-Açık yaralar var, biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız ve başaracağız.