Bizim Ankara

İşte TBMM Tutanaklarından 'Metro' Tartışması

Gündem

TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen torba yasa teklifine son anda eklenen madde ile İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı metroları dahil olmak üzere inşaatı devam eden ve henüz belediyelere devri yapılmayan tüm metroları Ulaştırma Bakanlığı’nın işletmesinin önü açıldı.

Muhalefetin itirazlara rağmen kabul edilen önergenin görüşmeleri sırasında CHP’li vekillerin karşı çıkışları tutanaklara şöyle yansıdı:

CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu:
Burada partili Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılmış bir yüzde 5 uygulamasıyla Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden intikam alınmakta ancak esas intikam, o yörede yaşayan, o ilde yaşayan vatandaşlardan alınmakta çünkü örneğin Antalya Büyükşehir Belediyesinden bugüne kadar alınan para 220 milyon, geriye kalan 160 milyon liralık bir ödeme böyle devam ettiği takdirde aşağı yukarı yedi, sekiz ay gibi bir süre sonrasında bitecek. Hani nerede Bakanın söylediği gibi yüz aylık ödeme? Şimdi, sonuç itibarıyla değerli arkadaşlar, burada, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi belediyelerden kesilen bu ciddi büyük paralarla o yöre halkı, örneğin Antalya halkı, bu paralar yüzünden eksik hizmet almakta. Yani siz, Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri cezalandıracağız zannederken esas halkı cezalandırmaktasınız. 

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı: 
Buradaki yüzde 5’lik uygulama işin kanuna uygun hâle getirilmesinden öte Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden bu yöntemle kaynakların kesilmesi sonucu doğuracaktır. En azından bu oranın yüzde 1’e çekilmesi gerektiğini ifade ediyorum. 

CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener:
Burada, daha önce yapılan bir düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali var. Yani Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapımı tamamlanarak büyükşehir belediyelerine devredilen metro projeleri için merkezî yönetim bütçesinden harcanan tutarların belediyelerden nasıl tahsil edileceğiyle ilgili bir kanun hükmünde kararnameyle düzenleme yapılmış, burada usul ve esasları belirleme yetkisi Cumhurbaşkanına verilmiş ve Anayasa Mahkemesi de “Cumhurbaşkanın a usul ve esasları belirleme yetkisi verilemez.” diye iptal etmiş. Şimdi, bu düzenlemeyle bu kesilecek payların, belediyelerin vergi gelirlerinden aldığı paylardan kesilecek miktarın yüzde 5’i aşmayacağı şeklinde bir düzenleme yapılmaktadır ki bu Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesini karşılamamaktadır. Sorun sadece ne kadar kesileceğiyle ilgili değil, Cumhurbaşkanına verilen yetki sınırı belli olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş. 
Bir kere, bu iş başlangıçta yapılırken ve proje belediyeye devredilirken belediye ve merkezî yönetim arasında yani Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı ile ilgili belediye arasında bir sözleşme yapılmış olması lazım. Bu sözleşmelerde bütün devir işlemlerinin ayrıntıları, karşılıklı yükümlülüklerin de belirlenmiş olması lazım; bütün sözleşmelerin ana unsurlarından biridir bu. Bunlar yer almadan bir sözleşmenin yapılmış olması mümkün değil, bir sözleşme yapılmadan da belediyeye devredilmiş olması mümkün değil. Burada asıl olan şeyin belediye ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı arasındaki sözleşme hükümleri olması lazım. Bunu bir tarafa bırakıp da yeni bir kanun çıkarıp veya kanun hükmünde kararname çıkarıp “Bu iş şöyle olacak.” diye sözleşme hükümlerinin değiştirilmesi zaten doğru bir şey değildir. Onun için bu, maksadı karşılayacak nitelikte değil ama bundan da öte iktidar millet vekilleri, Cemal Öztürk Bey, ilk imza sahibi olarak bir önerge vermiş, “Bazı durumlarda bu işletme hakkını merkezî yönetim üstlenir ve biz işletiriz; belediye işletemez.” diyor Hükûmet. “Bu takdirde de vergi gelirlerinden kesintiyi yapmayız.” diyor. Yani böyle tek taraflı merkezî yönetimle “Biz de yasama yetkisine sahibiz, Mecliste çoğunluk biziz, bütün sözleşme şartlarını bozarız, tek yanlı yeni sözleşme niteliğinde kanun çıkarırız, buna göre de her şeyi belirleriz.” derseniz bu yasama faaliyeti olmaz arkadaşlar. İdarenin taleplerine uygun olarak sözleşme hükümlerinin bozulması anlamına gelir.

CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan: 
Düzenlemeye baktığımız zaman bundan sonraki süreçte büyükşehirlerde yapılacak olan raylı sistemlerin ister belediye yapsın ister Bakanlık yapsın eskiden bir protokolle bakanlık yapmış olsa da maliyetini üstlenmiş olsa da işletmesini belediyeye devrediyordu, bundan sonra artık belediyeye kesinlikle devretmeyeceğini, bağımsız olan, özellikle bu bağımsız hatların işletmesini tamamen kendisinin üstleneceğini gösteriyor. Bu konuda da Cumhurbaşkanına yetki veriyor.
Bunun getirisi ne olacak size? Ulaştırma Bakanlığı tabii bu açmış olduğu, işletmiş olduğu hatlara bir “U” tabelası asmış olacak, böyle bir avantajınız olacak. Biraz da bunun için belki getiriliyor bu ama asıl problemi şehirde yaşayanlar yaşayacak arkadaşlar; bu -bütün projeleri Bakanlığın üzerine almak - doğru bir uygu lama değil bakın. Maddenin düzenlemesi zaten yanlıştı, bu getirdiğiniz daha da yanlış. Şimdi, projelerin, uygulamaların, işletmelerin Bakanlığın üzerine alınmasının bir kere yerel yönetimlerin ulaşım planlamalarının ve yürütmelerinin artık koordine içerisinde, bakanlıkla koordine içerisinde yapılamayacağını gösteriyor. Başka zararları da var bunun, nedir? Şimdi “entegrasyonun sağlanması” diye bir şey var, nedir bu hatlar arasında? İşte bilet entegrasyonunun sağlanması, hat entegrasyonunun sağlanması ve tarife entegrasyonunun sağlanması. Şimdi bir şehir düşünün, hatların raylı sistemlerin işletmesinin bir kısmını Bakanlık yapıyor, bir kısmını büyük şehir belediyesi yapıyor. Şimdi bu sistemler arasında ne kadar entegrasyon olabilir acaba?

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı: 
Partili bir Cumhurbaşkanının olduğu bir dönemde, ortamda sonuçta belediyeler arasında bir ayrım yapılma ihtimali çok yüksek. O nedenle bu önergeyle bağlantılı olarak şunu söyleyeyim: 
“Belediyelerin talebiyle… ” diye bir bölümü buraya eklemek lazım, belediyenin eğe r talebi olursa Cumhurbaşkanının kabulüyle bu dediğimiz devir yapılabilir. İkinci konu, bu kanun çıktıktan sonra yapılacak olan, açılacak olan, bitirilecek olan tesislerle ilgili bu düzenleme . Peki, geçmişte olanlar ne olacak? Devri yapılmış da geri alsınlar, Antalya’daki şu an borca batık olan yeri geri alsın , bu güne kadar da ödenmiş olunan 220 milyon lirayı da Bakanlık Antalya Büyükşehir Belediyesine iade etsin. 

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.