CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, Bizim Ankara’nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bizim Ankara Temsilcisi Seval Yıldırım’a konuşan Taşçıer, Marmaris yangınından, dezenformasyon yasasına, maymun çiçeği salgınından, ilaç zamlarına ve SMA tarama testlerine kadar pek çok önemli başlıkta değerlendirmeler yaptı.
Kamuoyunda ‘sansür’ ya da ‘sosyal medya yasası’ olarak bilinen, iktidarın ise ‘dezenformasyon yasası’ olarak adlandırdığı düzenleme Meclis gündeminde. Basın örgütlerinin ve muhalefetin tepkisi üzerine görüşmeleri bir hafta ertelenen tasarının halkın haber alma özgürlüğü önünde ciddi bir engel olacağı ifade ediliyor. CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer de, Bizim Ankara Temsilcisi Seval Yıldırım’a yaptığı açıklamada tasarıyı ‘Marmaris yangınından’ yola çıkarak eleştirdi.
“YANGINA MÜDAHALE YETERSİZ DEMENİN CEZASI 3 YIL HAPİS”
“Yangın çıktığında milletvekillerimiz, oradaki il ve ilçe örgütlerimiz, belediye başkanlarımız bölgeye gitti ve nitelikli bir müdahalenin yapılmadığını gözlemledik. Bunu da doğal olarak kamuoyuyla paylaştılar.” diyen Taşçıer, İletişim Başkanlığı’nın hemen açıklama yaparak kendi açıklamalarının ‘yanlış olduğunu’ öne sürdüğünü hatırlattı. “Burada kime göre, neye göre müdahale var ya da yok? Elbette muhalefet ve gazetecinin görevi müdahalenin yeterli olmadığını anlatmaktır.” yorumu yapan Taşçıer şöyle konuştu:
“Diyorlar ki ‘hayır biz yeterince müdahale ediyoruz, siz dezenformasyon yapıyorsunuz.’ Şimdi bu yasa çıkmış olsa; yangına müdahalenin yeterli olmadığını söyleyen gazeteci üç yıl hapis cezası almış olacak. Bunun ne gazetecilik, ne haber alma özgürlüğü, ne ifade özgürlüğü ile ilgisi var. Bu bir sansürdür. İktidar gücünü kaybettiği için korkuyor ve bu nedenle de kendisi gibi düşünmeyen, eleştirenleri sindirmek istiyor. Bu bir korkutma, sindirme yasasıdır, asla kabul edilemez.”
GEREKİRSE KAPI KAPI GEZİP GERÇEKLERİ ANLATACAĞIZ
Tasarının görüşmeleri sırasında muhalefet olarak itirazlarını dile getireceklerini vurgulayan CHP Ankara Milletvekili Taşçıer, düzenlemenin yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi. “Farz edin ki bütün iletişim kanallarımızı kestiler, gazete-basın-sosyal medya yoluyla gerçekleri aktarmamızın yolunu kesseler de gerekirse kapı kapı dolaşıp halkın bilgi alma, haber alma hakkını hep beraber sağlayacağız, geri adım atmak gibi bir niyetimiz yok.” dedi.
”ÖNCE CEZASIZLIK ALGISI ORTADAN KALDIRILMALI”
Gamze Taşçıer, kamuoyu vicdanında kabul görmeyen Pınar Gültekin cinayeti kararına da değindi. Geçen hafta İstanbul’da yaşanan eczane çalışanlarına saldırı olayını da hatırlatan Taşçıer, toplumdaki ‘cezasızlık algısına’ dikkat çekti.
“İnsanları şiddet uygulamaya yönlendiren, cesaretlendiren bir anlamda cezasızlık algısı. Cezaları artırmak, ‘en ağır cezayı vereceğim’ demek maalesef çözüm olmuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. Verilen cezanın mutlak uygulanabilir olması gerek. Fakat ‘üç, beş yıl yatar çıkarım.’ diyorlar ya da İstanbul’daki eczane saldırısında şüpheli hem darp ediyor hem mala zarar vermesine rağmen ve sağlık çalışanı arkadaşımın şikayetine rağmen gözaltına alınıyor ve serbest bırakılıyor.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ/NDEN ÇEKİLMEK KATİLLERİ CESARETLENDİRDİ”
Pınar Gültekin cinayetinde de bunu görüyoruz. Erkekler kadınları çok rahat öldürüyor. Türkiye’deki bütün kadın davalarını takip ediyorum orada bütün katiller sözleşmiş gibi aynı şeyi söylüyor; ‘namusuma laf söyletti’, ‘o saatte sokaktaydı’, ‘erkekliğime laf söyledi’ gibi… Toplumun geleneksel yapısına dayanıp, tahrik unsuru yaratmaya çalışıyorlar. Öldürülen kadın beyaz kot giydi, kırmızı ruj sürdü ya da gece mesajlaştı diye tahrik indirimi alıyorlar ama gece geç geldiği için ya da şort giydiği için öldüren bir erkek duymadım. Bunun önüne geçecek olan bu cezasızlık algısını ortadan kaldırmak ki bunun için bizim çok kıymetli bir İstanbul Sözleşmemiz vardı. İstanbul Sözleşmesi derdi ki; ‘töre, namus, gelenek, kültür’ adı ne olursa olsun hafifletici sebep uygulanamaz. Bu sözleşme bir gece yarısı hukuksuzca, Meclis iradesi yok sayılarak kaybedildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı bile katilleri cesaretlendirdi. Pınar Gültekin davasında ne dedi katil; ‘İstanbul Sözleşmesi’nden de çekildik zaten.’ dedi. Çünkü biliyor ki kadınları koruyacak mekanizmalar bu ülkede uygulanmıyor, işlemiyor. Kimi hukukçuya göre 14 yıl yatıp çıkacak ve ben insan olarak düşünüyorum daha canavarca nasıl cinayet olabilir? Boğuyorsunuz, yakıyorsunuz betona gömüyorsunuz… Diyeceksiniz ki ‘iktidar bu konuda ne yapabilir?’ Hiçbir beklentisi yok kadınların iktidardan. Sadece ‘mevcut olan yasalara dokunma’ diyoruz. ‘Gölge etme başka ihsan istemem’ derler ya, bu bize yeterli.”
‘MAYMUN ÇİÇEĞİ’NDE TURİZM SEZONU UYARISI
Asıl mesleği eczacılık olan Gamze Taşçıer, yeni pandemi yaratmasından endişe duyulan maymun çiçeği hastalığı ve Türkiye’deki ilaç fiyatlarına ilişkin de açıklamalar yaptı.
Maymun çiçeği hastalığına ilişkin yol haritası çizilmesi ve muhtemel senaryoların ele alınması gerektiğini belirten Taşçıer hastalığın turizm sezonunda yurt dışından Türkiye’ye gelebileceği uyarısında bulundu. Sağlık Bakanlığı’nın süreci şeffaf olarak yürütmesini istedi.
“İLAÇTA YÜZDE 20 ARA ZAM BEKLENTİSİ VAR”
İlaç zammı beklentilerine ilişkin Bizim Ankara’nın sorusuna da yanıt veren Taşçıer etken maddede dışa bağımlı olunduğunu ve Türkiye’deki başta aşı olmak üzere AR-GE çalışmalarının iktidar tarafından Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılmasıyla sekteye uğratıldığını hatırlattı. “İlaçta kur farkı nedeniyle yine yüzde 20 civarında ara zam beklentisi var ama talep edilen yüzde 40. Ben 2004 yılından bu yana eczacılık yapıyorum 18 yıldır ilk defa böyle yönetilemeyen bir süreci yaşıyoruz ilaç sektöründe.” diye konuştu.
“SMA HASTALARI İLACA ULAŞAMIYOR”
SMA hastalarının ilaç sıkıntısına da değinen Gamze Taşçıer, ilacın yurt dışından getirtilmediğini ve yüksek maliyetler nedeniyle çocukların tedavilerinin yapılamadığını söyledi.
ABB, SAĞLIK BAKANLIĞI’NA ÖRNEK OLDU
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başlattığı evlilik öncesi ücretsiz SMA taraması ile SMA’lı çocuk doğumlarının 5 dolar tutarındaki bir test ile önlenebildiğini hatırlatan Taşçıer, ABB’nin projesini örnek alarak uygulamaya başlandığını açıklayan Sağlık Bakanlığı’nın; testin kaç kişiye uygulandığı ve kaç tespit yapıldığına dair sorularını ise yanıtlamadığını belirtti.
ARGE YATIRIMI YOK, SMA İLACI YOK
Taşçıer, “Her yıl 170’e yakın SMA’lı çocuk dünyaya geliyor hala. Testle ilgili veri yok elimizde. Yapılacak 5 dolar maliyetli bir testle tamamen engellenebilecek bir hastalık bu. Ancak bakanlıktan bilgi alamıyoruz. Oysa ne yaptı Mansur Yavaş, ‘Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak evlenmeden önce başvuranlara şu kadar test yaptık, şu kadar SMA geni tespit ettik,’ diye kamuoyuyla paylaştı. Biz Sağlık Bakanlığı’na da aralık ayında sorduk hala cevap yok.” dedi.
“TÜRKİYE’DE VATANDAŞ MUTLU DEĞİL”
Ankara’daki esnaf ve çiftçi ziyaretlerine ilişkin izlenimlerini de Bizim Ankara Temsilcisi Seval Yıldırım’la paylaşan CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer şöyle konuştu:
“Esnafından, çiftçisine, asgari ücretlisine tüm kesimler geçinemedikleri için şikayetçi, en önemlisi mutlu değil. Öğrenciler geleceğe dair umutsuz, gençler umutsuz. Özellikle Ankara’nın tarıma dayalı ilçelerinde geçen gün çiftçilerle bir aradaydık. Maliyetlerden dolayı tarlasının yarısını ektiğini söyledi bir çiftçi. Ne kadar ekeceğini, ektiğinin karşılığının bulup-bulamayacağını bilmiyor. Ankara’da şöyle bir avantaj var; Ankara Büyükşehir Belediyesi tohum, yem desteği, mazot veriyor çiftçiye. Hayvancılık destekleniyor ama her yer Ankara gibi şanslı değil. Biz CHP olarak yerel yönetimlerle bu desteği sağlıyoruz ama bu uygulamaların tüm Türkiye’de ülke politikası haline gelmesi gerek. Ankara’daki çiftçimiz büyükşehir belediyemizin destekleri sayesinde daha rahat ama o da yetmiyor. Artık Türkiye’de vatandaş mutlu değil.”