Bizim Ankara

Ankara Kahveci Esnafından Zam Tepkisi

Esnaf Konuşuyor

ÇAYKUR, kuru çay fiyatına beş hafta arayla iki kez zam yaptı. Ankara Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsa Güven, çaya ve diğer ürünlere gelen zamlar nedeniyle kahvehane esnafının zor günler geçirdiğini belirterek, “Bir kahvede beş kişi çalışıyordu, şimdi bir kişi çalışıyor. Kahveci, elemana para veremiyor. 500 çay satan bir kıraathane, 50 çayla, 100 çayla dükkan kapatıyor” dedi.

ÇAYKUR, geçen haziran ayında yüzde 43 zam yaptığı kuru çay fiyatını geçen günlerde yüzde 9,8 oranında yeniden artırdı. Ankara Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsa Güven, çaya ve diğer ürünlere gelen zamları ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Güven, şunları söyledi:

HER ZAM GELDİĞİNDE KAHVECİ MÜŞTERİSİNİ KAYBEDİYOR”

“Yüzde 43 çaya zam geldi. Katma Değer Vergisi (KDV) yüzde 8’di, yüzde 10 oldu. 7 liraya çayı satıyorduk, şimdi 10 lira yaptık. Kahvehanelerde bir bardak çayı 10 liraya içeceksiniz. Ama ne yazık ki her zam geldiğinde kahve esnafı müşterisini kaybediyor, müşteri gelmiyor. Zaten kahvehaneye gelenin yüzde 50’si emekli kesim. Emekliye zam verilmedi. Eskiden biri, emekli olduğu zaman ev alıyordu, şimdi alamıyor. Geçinemiyor emekli. Bir an önce emeklilerin de zam talebinin kabul görmesini istiyoruz. Emeklilere zam versinler ki orta direk ayakta kalsın.

BU ZAMLAR KÜÇÜK ESNAF VE ZANAATKÂRI YOK EDİYOR”

Buradan tüm yetkililere sesleniyorum; bu zamlara kim ‘dur’ diyecek? Yeter artık, bıçak kemiğe dayandı. Bu zamlar küçük esnaf ve zanaatkârı yok ediyor. Doğal gaza zam geldi, tüpe zam geldi, çaya zam geldi, şekere zam geldi. Bu zamlar ne zaman duracak diye çağrı yapıyorum. Buradan tüm siyasi parti genel başkanlarına da sesleniyorum; artık yeter, bu ülkeyi yönetemiyorsunuz, bırakın meslek sivil toplum örgütleri yönetsin. Ama ne yazık ki meslek sivil toplum örgütleri de bir şey yapmıyor, hiçbir şeye karışmıyor. Zam üstüne zam. Bu zamları protesto ediyoruz. Bu zamlar orta direği çökertti. Bu zamların derhal geri çekilmesini talep ediyorum.

500 ÇAY SATAN BİR KIRAATHANE, 50 ÇAYLA, 100 ÇAYLA DÜKKAN KAPATIYOR”

Şu gördüğünüz kahvede iki masa dolu. Şimdi bu kahve kirasını mı, elektriğini mi, suyunu mu, doğal gazını mı ödeyecek? Asgari ücret 11 bin 500 lira. 4 bin 500 lira BAĞ-KUR primi ödüyoruz. Eleman çalıştıramıyoruz. Bir kahvede beş kişi çalışıyordu, şimdi bir kişi çalışıyor. Kahveci, elemana para veremiyor. 500 çay satan bir kıraathane, 50 çayla, 100 çayla dükkan kapatıyor.

DERNEKLER KANUNU’NUN DEĞİŞMESİ ŞART”

Ankara’da kıraathane kültürü öldü. Eskiden basın yoktu, medya yoktu. Bu görevi kıraathaneler yapıyordu. Osmanlı’dan gelen kıraathane kültürünün ölmesine bizim gönlümüz razı gelmiyor. Kıraathane kültürünün ölme sebebi, Avrupa uyum yasaları ile çıkan Dernekler Kanunu. Ankara’da 22 bin, Türkiye’de 122 bin dernek var. Bu dernekler kahve gibi çalışıyor. Derneklere zabıta giremiyor, polis giremiyor. Dernekler Kanunu’nun değişmesi şart. Buradan İçişleri Bakanı’na çağrı yapmak istiyorum; bir an önce bir araya gelelim, Dernekler Kanunu’nu değiştirelim. Kahveci esnafı evine ekmek parası götürsün.

BAKKAL TAVLA OYNATIYOR, ECZACI KURUYEMİŞ SATIYOR”

Kahve esnafını öldüren, kafelerdir. Kafe adı altında tavla, okey oynanıyor. Burada belediye başkanlarını da göreve davet etmek istiyorum. Her parkta belediyeler büfe açmışlar, esnafa çay satıyorlar. Belediye belediyeciliğini yapacak, başkan başkanlığını yapacak. Bakkal tavla oynatıyor, eczacı kuruyemiş satıyor. Son derece iç içe girmiş durumda. Bu esnaf nasıl ayakta kalacak? Buradan TESK Genel Başkanı’mıza da seslenmek istiyorum. Esnafına sahip çık. Esnafın bir tanımı olur. Kahveci ne satmalıdır, bakkal ne satmalıdır, eczanede kuruyemiş satılır mı? Esnaf ve zanaatkarın bir şablonu çıkması lazım. Fiyat tarifelerini belirliyoruz, bugün fiyat tarifesine uyan yok. Bu serbest piyasayı kaldıracaksın, fiyat tarifesine uyacaksın. Vatandaş da bilinçsiz. Buradan vatandaşa da seslenmek istiyorum; yemek yiyip çay içerken fiyat tarifelerine bakın."

SARAY’DAN BAKANLAR, ‘HER ŞEY ÇOK GÜZEL’ DİYOR. ONLARA ZATEN HER ŞEY ÇOK GÜZEL”

Ankara’da kıraathane işleten bir esnaf ise şöyle konuştu:

"Şimdi günde bir emekli gelse, günde üç çay içse 30 lira, ayda bin lira. Nasıl versin? Verecek durumu yok ki emeklinin. Zaten emekli geçinemiyor, kirasını ödeyemiyor. Müşteri, burada oyun oynayıp çaya vereceği parayı daha çok gıdaya verecektir. Ekonomi daraldıkça herkes bir şeylerden kısar. Kısınca, üç müşteriden biri ikisi düşüyor her gün. Ülkenin durumu ortada, alım gücü her geçen gün azalıyor. Bundan 4-5 ay evvel çayın kilosu 60 liraydı, şimdi neredeyse 150 liraya dayandı. 150 lira bir kilo çay. Dünyanın en fakir ülkesiyiz ama anlatanlar öyle bir anlatıyor ki sanki her şey tozpembe. Saray’dan bakanlar, ‘Her şey çok güzel’ diyor. Onlara zaten her şey çok güzel.

ÜMİDİMİZİ KAYBETMEMEMİZ LAZIM”

Ülkenin durumu düzelir mi? Düzelir. Hiçbir zaman ümidimizi kaybetmememiz lazım. Bizim halk olarak bir şeyler yapmamız lazım. Değişmemiz lazım. Bizi yönetenleri değiştiremediğimiz sürece bir şeylerin de düzeleceğini zannetmiyorum.”

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.