Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Kasım Ayı Meclis Toplantısı 15. Birleşimi'nde ABB Başkanı Mansur Yavaş, bütçe ve faaliyet raporlarına ilişkin yapacağı sunum öncesi bir konuşma yaptı.
Yavaş, göreve geldiklerinde şeffaf, sosyal, katılımcı ve hesap verebilir bir yönetim vadettiklerini belirterek "3,5 yıllık görev süremizde bu temeller üzerine halkın sağlığını, halkın canını, üretimini ve huzurunu önceleyen bir çalışma sistemi kurduk. Yeni bir belediyecilik anlayışını inşa ederken betonun yerine adaleti, rantın yerine üretimi, plastiğin yerine samimiyeti kullandık" diyen Yavaş "Hizmete “en çok oy veren yerden başlamayı” değil, “en çok ihtiyacı olan yerden başlamayı” ilke edindik. Bu kentte yaşayanları zümresine, ilçesine ve siyasi görüşüne göre ayırt etme anlayışını ortadan kaldırdık, 6 milyon Ankaralıyı bir aile olarak kabul ettik." dedi.
Yavaş konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Belediyeler halkın eline el uzatan en yakın devlet kurumlarıdır. İşte bu kentte “kimse aç ve açıkta kalmasın”, “hiçbir çocuk yatağa aç girmesin” diye birçok projeyi hayata geçirdik. Çocuğuna süt içirerek ve et yedirerek protein almasını sağlayan bir annenin umut dolu bakışını, onu evde üşütmeden büyüten bir babanın vakur duruşunu en büyük kazanımımız olarak kabul ettik.
Bu kentte 3. nesil olup ailesi yardım alan çocuklar var. Dedesi almış, babası alıyor… Bu çocuklar artık yardım almasın, okusun diye çalıştık. “Halk Belediye içindir” anlayışını değil, “Belediye halk içindir” anlayışını benimsedik. Ailelerin, kendine dayatılan gıda kolileriyle günü geçmiş ürünleri almaları yerine Başkent Kart ile ihtiyacı olan ürünleri uygarca almaları sistemini geliştirdik. Aynı zamanda bu sistem sayesinde bir tüccarı değil, esnafın tamamını mutlu ettik.
Ankara'da Yapılanlar
Çocuk tarama testi, öğrenci abonmanı; 918 köy, 57 meydan ve tüm EGO otobüslerinde ücretsiz internet, öğrenci barınma merkezleri; YKS, LGS, KPSS ödemeleri ve SMA testi gibi halkın tam da ihtiyacının olduğu tüm alanlarda Büyükşehir Belediyesi olarak yanlarında olduk.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir tane bile teknoloji merkezi yoktu, 3 adet açtık. Bir tane bile kreşi yoktu, 18 adet açtık. Tek bir kilometre bisiklet yolu yoktu, 40 kilometre mavi yol yaptık, daha da yapacağız.
Sıkça kazaların olduğu ve insan canının tehlikeye girdiği bölgelerde 17 adet köprü veya köprülü kavşak ile 10 adet bağlantı yolu inşa ettik. 40 yeşil alanı Ankara’mıza kazandırdık, yeni yeşil alan çalışmalarımız sürüyor. 25 yılda kente kazandırılan yeşil alanı biz 2023 yılı sonuna kadar yapacağımız açılışlarla 5 yılda kazandırmış olacağız.
Bu kentte yıllarca ek ödemelerle birlikte ortalama 1,93 dolara, yani 36 liraya su satıldı. Bu kentte yıllarca 1 dolara, yani 18,6 liraya otobüs bileti satıldı. Asfalt katılım payları, pahalı su sayaçları, tekel şeklinde kömür satış gelirleri ve yüksek fiyatlı doğal gaz sayaçları ile bütçe yapıldı. Belediyenin şehir içinde kalan tüm arazileri satılarak kaynaklar heba edildi. Hafriyat gelirleri spor kulübüne aktarıldı, Ankara halkının yüz milyonlarca lirası buhar oldu. 1.2 milyar gelirle altın yumurtlayan tavuk olan doğal gaz özelleştirildi.
Bütçe hazırlanırken bir yandan har vurup harman savrulan bir sistemi görüyoruz bir yandan da kamu zararına yol açacak kira bedellerini. Bir örnek vermek gerekirse, sadece İzmir Caddesi’ndeki 30 yıllık kiralanan dükkânların kiralarından elde edilen gelir 42 bin lirayken bizim dönemimizde 156 bin liraya çıktı. Gençlik Parkı içinde Osmanlıspor Taraftarlar Derneği’ne verilen devasa alan 1251 lira ücretle kiralanmış. Mahkemeye kira tespit davası açtık bilirkişinin belirlediği aylık kira bedeli 43 bin lira. 1251 lira nere, 43 bin lira nere… Tüm bunları Ankara halkının takdirine bırakıyoruz.
İşte böyle konforu yüksek bir biçimde hazırlanan, halkı unutan, halktan uzak kalan, belirli zümrelere imtiyazlar tanıyan bütçeler yapılınca icraatlar da halktan uzaklaştı. Halk pahalı su ücretleri öderken futbolcu heykelleri, kediler ve kapılar yapıldı. Halk otobüslere pahalı ücretlerle binerken yöneticilere zırhlı jipler, uçaklar ve helikopterler alındı.
Mamak’ta yıllardır konut bekleyen ve ata mahallelerinden koparılan vatandaşın mahzun bekleyişi sürerken şehrin diğer tarafında rant kuleleri yükselmeye devam etti. Su fıskiyeleri ve daha açılışı yapılırken bile bozuk olan havuzlar kenti sararken Polatlı halkı 30 yıl boyunca temiz su hasreti çekti. Yurt dışından getirilen oyuncaklara milyon dolarlar verilirken, köylerde üretmeye çalışan çiftçi hep kendi derdiyle baş başa bırakıldı.
Bu Kent Artık Yöneteni İle Değil İnsanı İle Anılıyor
İşte biz bu anlayışı tamamen ortadan kaldırdık. İlk olarak maliyetinin altında su, ulaşım ve ekmek teminini sağladık. Devasa bütçeler yapılıp dinozor heykelleri almak yerine öğrencinin bir öğün yemeğini nasıl karşılarız diye düşündük. İmar oyunlarıyla kenti katledip maddi kazanç sağlamak yerine ilk kez açılan mola evlerinde engelli bir vatandaşımızı ağırlamanın mutluluğunu yaşadık. Alzheimer merkezimizi, yaşlı lokallerimizi, bağımlılıkla mücadele merkezimizi kentimize kazandırdık.
Bu kent artık yöneteni ile değil insanı ile anılıyor. Bu kent artık ayrımcılık ve imtiyazlarla değil bereket ve huzurla anılıyor. Bu kentin icraatları artık uçuk ve çöp projeler olarak değil; halka dokunan, halk için yapılan projeler ile ön plana çıkıyor.
ASKİ Spor Tesisimizde gençler spor yaparken Engelsiz Kreşimizde engelli yavrularımızla diğer yavrularımız karma eğitim görüyor. Yıllarca ihmal edilen itfaiye teşkilatımız, binaları ve araçlarıyla yenilenirken eskimiş ve asbestli su boruları değiştiriliyor. Türkiye’nin en büyük kırsal kalkınma projelerine imza atılırken, Ankara’nın 30 yıllık altyapı sorunları teker teker çözülüyor.
En son balık Halini kentimize kazandırdık. Başkent İlçeler Terminalini kentimize kazandırdık. İçkale restorasyonunda yenilenmiş evlerimizi kentimize kazandırdık. AŞTİ, Ankara’nın vitrini, yenilenmiş hâlini kentimize kazandırdık. Yeni 394 adet otobüsümüzün teslimat sürecini tamamlayarak kentimize kazandırdık.
İşte Ankaralılar artık bu anlayışın ve hizmetlerin ayrıcalığını yaşarken, birilerinin hâlâ neden bu kadar teveccüh gördüğümüzü anlayamamasını asıl biz anlamıyoruz ama önemsemiyoruz. Çünkü bizim için önemli olan Ankara halkının memnuniyetidir. “Çılgın proje” çılgınlığından vazgeçip “halk için proje” anlayışına geçildiğinde sonucun ne olduğunu hepimiz takip ediyoruz.
"Çalıyor Ama Çalışıyor' Diyemeyecekler
Tüm bunları hayata geçirirken tüyü bitmemiş yetimin hakkını hep gözettik. 3300 ihaleyi canlı yayınladık. Ankara halkının parasıyla yapılan bütçenin tek kuruşunu bile heba etmedik. Kirli çarklara çomak soktuk, zengin iş adamları yaratmadık. Akıllarında ziftleşmiş para figürü gezdirenlere, gözlerinde dolar işareti ile hayata bakanlara izin vermedik. Her devrin adamlarına, her AVM’nin ortaklarına “dur” dedik.
Şahsıma iftiralar atıldı, buradaki mikrofon sık sık birkaç kişi tarafından kirletildi. Bunların da cevabını birazdan vereceğiz. Ama inanıyorum ki, iyilik ve dürüstlük partiler üstü bir duygudur ve buradaki çoğunluk da aynı duygulara sahiptir.
Sizlere ve bizi izleyen Ankara halkına söz veriyorum. Dönemimiz bittiğinde bizim için çalışmadı diyemeyecekler. Temiz su, teknoloji merkezi, ulaşım projeleri yapmak varken çöp projelere para harcadı diyemeyecekler. Halkın alnının ak sütü gibi kazandığı helal parayı harama ortak etti diyemeyecekler. Bu kentin çocuklarının rızkını geçmişteki gibi terör örgütlerinin finansmanında kullandılar diyemeyecekler. Halka pahalı su ve bilet satıp halkın taleplerine kulak tıkadı diyemeyecekler. 'Çalıyor ama çalışıyor' diyemeyecekler, 'çalmadan çok çalıştı' diyecekler.