Bizim Ankara

İşte ABB'nin Gıda Güvenliği Planı

Ankara

Market raflarının boşaldığı, ekmek ve yağ fiyatlarının artacağının konuşulduğu bugünlerde ABB'nin tarımsal desteklerinin Türkiye için önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmalar nedeniyle başta buğday ve ayçiçeği stokları olmak üzere tarım ürünlerinde sıkıntı yaşanacağı iddiaları gündemde. Marketlerde rafların boşaldığı, ekmek ve yağ fiyatlarının artacağının konuşulduğu böylesi dönemlerde tarımsal üretimin Türkiye için önemi ortaya çıkıyor.

İçinde olduğumuz kritik dönemde, İç Anadolu’nun tarımsal üretiminde önemli bir yere sahip olan Ankara’da, Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal üretime yönelik desteklerinin önemi bir kez daha görüldü.

Bizim Ankara Temsilcisi Seval Yıldırım’ın sorularını yanıtlayan Ankara Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Ahmet Mekin Tüzün, Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yönlendirmesi ile geleceğe dönük planlamalar yaptıklarının ve bir savaş ortamında bu tarımsal desteklerin ne kadar önemli olduğunun tüm Türkiye tarafından bir kez daha görüldüğünün altını çizdi. 

ABB Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Ahmet Mekin Tüzün, yaklaşan savaşı anımsatarak böylesi dönemlerde gıda güvenliğinin büyük önem taşıdığına dikkat çekti. ABB’nin bölgesel ve uluslararası gelişmeleri takip ederek çeşitli planlamaları önceden yaptığını vurgulayan Tüzün, tarımsal destekler için de aynı yolun izlendiğini ve öngörüleri doğrultusunda Ankara bölgesinde gıda güvenliğini sağlamak için çalışmalara önceden başladıklarını açıkladı.

“ANKARALININ GIDA GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK TEDBİRLERİ PLANLIYORUZ”

“Önümüzdeki bu savaş ortamı, dövizdeki artış vs. gıda güvenliğinde yarın bir sıkıntı oluşturabilir; dolayısıyla biz de kendi vatandaşlarımızın Ankara ilinde yaşayan insanlarımızın gıda güvenliğini sağlayacak tedbirleri uygulamakla mükellefiz.” diyen Tüzün, zor bir dönemden geçildiğini hatırlatarak bir belediye mantığıyla değil daha geniş ölçekte planlamalar yaparak üreticiyi desteklediklerini belirtti. Tüzün şöyle konuştu:

“Şimdi içinden geçtiğimiz durum ekonomik konjonktür anlamda zor bir dönemdeyiz. Tabii Tarım ve Orman Bakanlığı da kendi politikaları çerçevesinde bunları yapıyor ama biz bu işe girdiğimizde büyük çaplı girdik. Yani gerçekten bir büyükşehir belediyesi bir belediye mantığında bunlar yapılmıyor. 

“TARIMSAL ÜRETİMİN GÜVENLİĞİ İÇİN KADINLAR DESTEKLENDİ”

Eğer ABB bu kadar destek yapmasaydı belki üreticinin bir kısmı üretimden kopacaktı. Biliyorsunuz sosyolojik olarak insanların yaşadıkları kırsal mahallelerden, köylerden koptukları andan itibaren özellikle kadınların ve gençlerin köyden çıktıktan sonra tekrar geri dönmeleri çok zor. Erkek bir şekilde gidip geliyor ama kadın ayrıldığı zaman, genç nesil ayrıldığı zaman tekrar geri döndüremiyorsunuz. Dolayısıyla bu insanlar ayrılmadan önce bu insanları yerlerinde tutabilecekleri ekonomik, sosyal destekler verebilmeliyiz. 

“ABB’NİN DESTEKLERİ SAYESİNDE KIRSALDAKİ NÜFUS ÜRETİMDEN KOPMADI”

İçinden geçtiğimiz bu ekonomik şartlarda, sosyal zorluklarda biz bu insanlara destek vererek yerlerinde tutmak istedik. Çünkü bıraktıkları zaman büyük bir ihtimalle Ankara’ya gelecekler ve büyük bir ihtimalle Ankara’da iş aramaya başlayacaklar. Ankara’nın kentsel altyapısı, sosyolojik altyapısı, sosyal dokusunda belki onlara uygun bir pozisyon bulamayacağız. Ama onları kendi yerlerinde tutabilirsek hem ekonomik olarak yaşayabilirler hem de kendi yerlerinde mutlu edebiliriz. Bu mantıkla bakarak biz o insanların üretimde kalabilmeleri için gerekli destekleri vermeyi görev edindik.”

“ABB, KALKINMA İDARESİ GİBİ ÇALIŞIYOR”

2012’deki kanun değişikliğinin 2014’te uygulamaya girmesiyle beraber büyükşehirlerde klasik belediyecilik anlayışının dışına çıkıldığını söyleyen Tüzün, böylece büyükşehir belediyelerinin artık il sınırları içerisinde sosyal, ekonomik çevresel her türlü faaliyetten sorumlu hale geldiğini ifade etti.

“Artık belediyeler planlama yetkisini kullanıyor” diyen Tüzün, “100 binlik plan bizim için anayasa planıdır ilde. 25 binlik plan, 5 binlik planı falan belediyeler yaparlar. Dolayısıyla ben bir gelişme koridoru yaptığım zaman bir tarımsal gelişme koridoru, bir turizm gelişme koridoru, sosyal nüfus hareketlerine bakarak oluşturacağım, bu koridorları yaparak çok rahat planları işleyebilirim. 5 binlikleri, 25 binlikleri işlerim ve uygulamaya da dökebilirim. Dolayısıyla böyle yetkileri olan bir kurum artık bir kalkınma idaresidir klasik bir belediye değildir” diye konuştu.

Tüzün, sözlerine şöyle devam etti: 

“TOHUM DESTEĞİ GIDA İHTİYACINA GÖRE PLANLANDI”

“Bu bağlamda bizim yaptığımız çalışmalarla Ankaralı üreticilerin, kırsalda yaşayan nüfusun üretimden kopmasını engelleyecek tedbirleri almak bizim asli görevlerimizin bir tanesi. Aynı zamanda kent merkezinde yaşayanların gıda güvenirliği, sağlıklı gıda tüketimini sağlayacak oluşumları da kurmak gibi bir görevi de kendi kendimize üstlenmiş durumdayız. Planlama yapmaya gayret ediyoruz. Şu an ihtiyaçlar doğrultusunda tohum dağıtıyoruz. Ülkemizin bakliyata ihtiyacı var bakliyat tohumu veriyoruz, yarın diyelim ki kanolaya ihtiyacımız var kanola tohumuna destek vereceğiz. Biz bakanlık değiliz, biz belediye olarak haddimizi bilerek kendi ölçeğimizde, bu planlamayı yapacağız. Hedef Ankaralı üreticiyi zengin etmek Ankaralı tüketiciyi mutlu etmek.

“ANKARALI KAZANSIN, ARACILAR DEĞİL ANKARALI ZENGİN OLSUN”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Ankaralı kazansın” derken bunu demek istiyor… Bir hedefimiz var kendi sektörüm açışından söylüyorum biz tohum verdiğimiz zaman sadece esasında üreticiye yardımcı olmuyoruz. Ankara kent merkezinde yaşayanların sağlıklı bir ürüne daha ucuz ulaşmasını da sağlıyoruz. ‘Başkent Market’leri açtık. Buradaki hedefimiz kooperatifler üzerinden Ankaralı üreticiyi örgütleyip daha fazla gelir elde edebilecekleri yani ürünü katma değerli ürün haline çevirip mamul ya da yarı mamul haline getirip satış kanallarında sıkıntı yaşamayacakları ve bizim üreticiden tüketiciye en kısa sürede getirip kısa tedarik zincirini oluşturacağımız bir yapı. Şu anda beş market, iki büfe yanılmıyorsam, bir bağımız var. Yaklaşık 1700 kalem mala çıktık ve bunların tamamı kooperatif ürünleri. 

“ANKARA’NIN ÜRETİM-TÜKETİM EKOSİSTEMİNİ KURACAĞIZ”

Ankaralıyı zengin edebilmemizin iki yolu var. Eskiden bizim meslek büyüklerimiz derlerdi ki ‘ürettiğini ürettir nasılsa satılır’. Artık öyle bir şey yok. Satabileceğimizi, doğru yerde üretmemiz lazım. Üretirken de standardını kalitesini sürdürülebilirliğini daha doğrusu sürekliliğini ve tonajını bir seferde bir kamyon kadar malı sürekli gönderebilmeniz lazım. Bunları sağlayabilecek planı yapmak durumundayız. Bunu yaptığımızda hem üretim hem de tüketim garanti altına alınır. Üreticiye para kazandırırken, tüketicinin de cebinden daha az para çıkarak sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak. Bu bir ekosistemdir. Ankara’nın bir üretim tüketim ekosistemini kurmaya gayret ediyoruz. 

“ANKARA BİR TARIM KENTİ”

Hep Ankara’yı anlatırken siyasi başkent, Meclis, bakanlık, cumhurbaşkanlığı vs. kurumları konuşuluyor ama Ankara çok büyük bir tarım kenti. Türkiye çapında 22 üründe birinci, ikinci, üçüncüyüz. Aynı zamanda ikinci büyük de pazar olunca üretimle - pazarı birleştirmemiz lazım arada bir organik bağ kurmamız lazım. Eğer biz, Ankara Hal’ine il dışından gelen ürünleri azaltır ve il içerisinden ulaşım sağlarsak hem taşımacılığı düşünmüş oluruz hem de aradaki katma değeri üreticimize yansıtmış oluruz. Aradaki fark da tüketiciye yansır, daha uygun fiyatla sunabilmek yani bu ekosistemi burada kurmak gibi bir gayretimiz var. İşte GİMAT’ın alıp, işleyip, değerlendirip sattığı ürünleri burada ürettirmek gibi, büyük fabrikaların, gıda üreticilerinin ürünlerini burada ürettirmeye çalışmak, sözleşmeli üretim modelleri gibi tüketici de daha sağlıklı ürünlere daha uygun fiyatla nasıl ulaşabilir,bunun yollarını aramak gibi. Ankara’yı zengin edeceğiz hep beraber.”

ANKARA’DA ‘TARIMDA SİMÜLASYON’ DÖNEMİ

Ankara’ya tarım bilgi sistemi kuracaklarını da açıklayan Tüzün, yeni sistem sayesinde hangi ürünün, hangi bölgede daha verimli olacağını belirleyeceklerini, ABB olarak tarımsal üretim ve destekleri de buna göre planlayacaklarını belirtti. 

Tüzün şöyle konuştu: “ ‘Ankara Tarım Bilgi Sistemi’ dediğimiz, ‘Kırsal Veri Bankası’ dediğimiz bir sistem oluşturuyoruz. Coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemini beraber kullanmaya başlıyoruz. Uydu görüntüleri kullanacağız, iklim datalarını kullanacağız, alt katmanlar oluşturuyoruz çeşitli senaryolar oluşturmaya başladık. ‘Hangi ürün, en iyi Ankara’nın neresinde yetiştirilir?’ simülasyonuna başlıyoruz. 

“TARIMSAL DESTEKLERİN KULLANIMI TAKİP EDİLECEK”

Tarımsal üreticinin artık ABB’nin özel yazılımları ile destekleneceğini de duyuran Tüzün, kısa süre içinde çiftçiyi rahatlatacak bilgisayar yazılımlarının devreye gireceğinin müjdesini de verdi. 

“ÇİFTÇİYİ RAHATLATACAK YENİ UYGULAMA BAŞLIYOR”

“Burada üreticiye yayın yapacağız uydu görüntüleri üzerinden. Bizim verdiğimiz tohumu ekip ekmediğini göreceğiz, dron ve vitoller kullanmaya başlıyoruz. Bitki hastalık ve zararlılarını erkenden tespit edip, üreticiye cep telefonu mesajıyla ‘hastalık var’, ‘sulama ihtiyacınız var’ gibi haftada iki mesajla bilgilendirme sistemini şu anda kuruyoruz” diyen Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Tüzün, yazılım çalışmasının bitmek üzere olduğunu ve kısa süre içinde pilot uygulamanın başlatılacağını da açıkladı.

Yorumlar (1)

dilek arsoy 2 Yıl Önce

Mekin Bey, yapılanları takdirle karşılıyoruz. Sizinle görüşmüş olduğumuz hayvancılık destek projesi gıda güvenliğinde hayvansal ürünler açısından önemini koruyor. Umarım iletişim kurarız. Prof. Dr. Dilek Arsoy

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.