Festival kapsamında, dünyanın dört bir yanından gelen değerli sanatçılar, izleyicilere unutulmaz deneyimler yaşatıyor. Bu etkileyici buluşmaların önemli örneklerinden biri de CKM Ana Sahne’de sahnelenen “Wayqeycuna” adlı tiyatro ve performans gösterisi oldu.
Arjantinli yönetmen, yazar ve oyuncu Tiziano Cruz tarafından sahneye taşınan bu özgün performans, izleyicilere sadece bir tiyatro eseri sunmakla kalmadı, aynı zamanda tarihsel ve politik katmanlara dokunan derin bir anlatı ile izleyiciyi yüzleşmeye davet etti. Cruz’un sahnelediği eser, ırka dayalı toplumsal hiyerarşileri, sömürgecilik sonrası oluşan yapısal eşitsizlikleri ve neoliberalizmin kültürel-tarihsel hafıza üzerindeki yıkıcı etkilerini sorgulayan çarpıcı bir yapıya sahipti.
“Tres Maneras de Cantarle a una Montaña” (Bir Dağa Şarkı Söylemenin Üç Yolu) başlığıyla sahnelenen gösteri, sanatçının kişisel yaşam öyküsünden yola çıkarak kurguladığı ve kolektif belleğe temas eden sahnelerle şekillendi. Cruz, performans boyunca And Dağları’ndan gelen yerli kadın figürlerini, geleneksel motifleri ve kültürel sembolleri kullanarak seyirciyle güçlü bir görsel ve duygusal bağ kurdu. Bu bağlamda sahne yalnızca bir anlatım mekanı değil, aynı zamanda kültürel bir hafıza alanına dönüştü.
Performansın en çarpıcı bölümlerinden biri ise sanatçının önerdiği ve çeşitli ülkelerde gerçekleştirdiği “Dünya İçin Ekmek” adlı atölye çalışmasından ilhamla sahneye taşıdığı ekmek yapımı sahnesiydi. Cruz’un elleriyle yoğurduğu ve pişirdiği ekmek, bir yandan evrensel bir yaşam simgesi olarak karşımıza çıkarken, diğer yandan toplumsal dayanışmanın, üretmenin ve birlikte var olmanın politik bir metaforuna dönüştü. Bu sahne, seyirciye sadece izlemekle yetinmeyip düşünmeye ve hatırlamaya davet eden sembolik bir ritüel niteliğindeydi. Gösterinin dramaturjisini Rodrigo Herrera üstlenirken, müzik ve film tasarımı ise Matías Gutiérrez tarafından gerçekleştirildi.